Abidin Yağmur | Fakir ama devrimci! | Güney Gazetesi Mersin
Abidin Yağmur

Fakir ama devrimci!


Fıkra meşhur...

Nasrettin Hoca aylarca besleyip büyüttüğü hindiyi pazara getirmiş, satışa çıkarmış.

Çıkarmış ya kulak asma sen, pek ilgilenen, soran yok.

Hoca ne yapsın, oturmuş, başlamış beklemeye.

*

Pazarı gezenler, Hoca’nın hindisine bakmıyor ama açıkgöz bir satıcının omzunda çalım satan, rengarenk, albenili kuşa bakıyor, inceliyor, soruyor...

*

Kuş gak diyor ahali vay diyor.

Kuş guk diyor ahali ahali hey diyor.

Kuş kafayı yanlıyor ahali alkışlıyor.

Kuş ayağını kaldırıyor ahali coşuyor.

*

Nasıl coşmasın?

Rengarenk, üstelik konuşabilen bir papağan o…

Hoca’nın boz hindisi değil ya…

*

Nasıl oluyorsa oluyor, pazarı gezenlerden biri Hoca’nın boz hindisini yokluyor.

Sağını solunu sıkıyor şöyle bir.

“Kaça bu Hoca?”

“25 lira…”

“Pahalı değil mi Hocam? Bak şu papağana bile 30 lira istiyorlar.”

“Ne özelliği varmış papağanın?”

“Konuşuyor.”

“Bizim hindi de düşünüyor? Az şey mi?”

*

Öyle ya…

Az şey mi?

Rengarenk değil, konuşamıyor ama düşünüyor!

*

Geçen günlerde kafam esti, nicedir üzerinde düşündüğüm bir konuyu sosyal medyaya yazdım.

Dedim ki:

“Devrimcinin de zengini makbul.

Kimsenin durup dinlediği yok fakir devrimcileri...”

*

Herkes bir yana çekti haliyle.

*

Üstüne alınan oldu, kendi üstüne alınmayıp başkasının üstüne atan oldu, bendenizi fakir edebiyatı yapmakla eleştiren oldu.

*

Oysa ben ne Ahmet’i işaret ettim ne Mehmet’i.

*

Ne Ali dedim ne Veli.

*

Ne İsa dedim ne Musa.

*

Fakirliği de övmedim.

*

Zengini de suçlamadım.

*

Hoca Nasrettin’in “O konuşuyorsa bu da düşünüyor” diyerek kendi boz hindisini övmesi misali, ben de fakir ama devrimci insanları övdüm.

*

Kötü mü ettim? (Özel arşivden)



ARŞİV YAZILAR