İrem Yıldız

SONBAHARDA BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİRİN


Mevsim geçişleri, özellikle yazdan sonbahara geçiş dönemi, vücudun bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebilir. Hava sıcaklıklarının ani değişimi, artan nem oranı, okulların açılmasıyla birlikte toplu alanlarda geçirilen sürenin artması; grip, soğuk algınlığı ve diğer solunum yolu enfeksiyonlarına zemin hazırlar. Bu nedenle bağışıklık sisteminin güçlü tutulması, sonbaharda sağlıklı kalmanın anahtarıdır.

Turunçgiller, Kivi, Kuşburnu: C vitamini, bağışıklık sisteminin hücresel işleyişini destekler, enfeksiyonlarla savaşan beyaz kan hücrelerini (lökositler) aktive eder. Portakal, mandalina ve greyfurt kolayca ulaşılabilir meyvelerdir ve C vitamini açısından zengindir. Bir adet kivi, günlük C vitamini ihtiyacının %100'ünden fazlasını karşılar. Kuşburnu çayının, antioksidan kapasitesi son derece yüksektir.

Sarımsak ve Soğan: Sarımsak ve soğanda bulunan allicin maddesi, anti-mikrobiyal ve anti-viral özellik gösterir. Ayrıca bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırır. Sarımsağı çiğ olarak tüketmek (örneğin yoğurtla birlikte), etkinliğini artırır. Soğanı çiğ tüketmek zor olsa da, hafif pişmiş hali bile faydalıdır.

Mantar: Mantarlar, özellikle beta glukan adı verilen doğal polisakaritler bakımından zengindir. Beta glukan, bağışıklık hücrelerini aktive eder. İstiridye mantarı ve shiitake mantarı en zengin beta glukan kaynaklarındandır. Yerli kültür mantarı da faydalıdır ancak besin içeriği bakımından daha zayıftır.

Yeşil Yapraklı Sebzeler (Ispanak, Pazı, Lahana): A, C, K vitamini, folik asit, magnezyum ve demir içerikleriyle bağışıklık sistemini çok yönlü desteklerler. Ispanak ve pazı, buharda kısa süre haşlanarak besin değerlerini kaybetmeden tüketilebilir. Lahana turşusu da hem probiyotik hem vitamin kaynağıdır.

Turuncu Renkli Sebzeler ve Meyveler (Havuç, Bal Kabağı, Tatlı Patates): Bu besinler, beta-karoten içerir. Vücutta A vitaminine dönüşerek, mukozal bariyerleri güçlendirir ve bağışıklığı destekler. Fırınlanmış veya haşlanmış şekilde tüketilmeleri önerilir. Bal kabağı çorbası, hem doyurucu hem de sonbahara uygun bir alternatiftir.

Bal, Propolis ve Arı Sütü: Bal ve propolis, doğal anti-mikrobiyal ve antioksidan özelliklere sahiptir. Arı sütü ise bağışıklık hücrelerini yenileyici etkidedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta vardır. Bal 1 yaş altı çocuklara asla verilmemelidir. Alerjik bireyler propolis ve arı ürünlerine dikkatli yaklaşmalıdır.

Kuruyemişler ve Yağlı Tohumlar (Badem, Ceviz, Chia, Keten Tohumu): E vitamini, çinko, selenyum ve omega-3 yağ asitleri yönünden zengin olan bu besinler, bağışıklık sistemini inflamasyona karşı korur.

Probiyotik Besinler (Yoğurt, Kefir, Turşu): Bağışıklık sisteminin %70’i bağırsaklarda yer alır. Probiyotikler bağırsak florasını dengeler, patojenlere karşı savunma hattını güçlendirir.

Omega-3 Kaynakları (Somon, Sardalya, Ceviz, Keten Tohumu): Omega-3 yağ asitleri, bağışıklık sistemi güçlendirir, hücre zarlarının sağlığını korur ve inflamasyonu düzenler. Haftada 2 kez yağlı balık tüketimi idealdir. Balık tüketmeyenler için ceviz ve keten tohumu alternatif olabilir.

Çinko ve Selenyum Kaynakları (Kabak Çekirdeği, Yumurta, Deniz Ürünleri):  Çinko, enfeksiyonlara karşı bağışıklık yanıtında kritik rol oynar. Selenyum ise antioksidan savunma sistemlerinde görev alır.

Bitki Çayları (Ihlamur, Zencefil, Zerdeçal, Adaçayı):  Bitkisel çaylar, vücudu ısıtır antioksidan deposudur ve enfeksiyon karşıtı bileşenlerle bağışıklığı destekler. Örneğin ıhlamur + zencefil + limon + bal karışımıyla birer antioksidan bombası hazırlayabilirsiniz. Adaçayının fazlası toksik etki yapabileceğinden günde bir fincandan fazla tüketilmemelidir.

D Vitamini (Güneş + Takviye): D vitamini, bağışıklık hücrelerinin aktivasyonunda görev alır. Sonbaharda güneş ışığı azalır, bu da eksiklik riskini artırır. Günde 15-20 dakika güneş ışığı alınmalıdır. Cam arkasında veya güneş kremi sürüldükten sonra etkili bir şekilde D vitamini alınmayacağına dikkat edilmelidir. Gerekirse hekim önerisiyle takviye alınmalıdır.

 

 



ARŞİV YAZILAR