Necdet Canaran

Mutlak butlan


Herkes birbirine sorup duruyor. CHP nerede hata yaptı? Ne oldu da ‘baba ocağı’nda biri ötekine, öteki berikine, beriki öndekine, ortadaki arkadakine küs, dargın, muhalif. Muhalif, muhalife muhalif…

Sordular, anlat dediler.

Dedim ki;

Özgür Özel’in Genel Başkan seçildiği CHP’nin 38. Olağan Kurultayı ile ilgili kafa karışıklıkları var.

Mevzunun ıcığını cıcığını çıkaran, eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile bağzı delegelerin mahkemeye taşıdığı iddialarda, Siyasi Partiler Kanunu’na aykırılıklar olduğu ve bu durumun kurultayı “mutlak butlan” ile geçersiz kıldığı savunuluyor.

Türkçesi şu: Kurultayda “faul” yapılmış.

“Mış” diyorum zira her şeyi bilen, kurultayın ıcığını cıcığını çıkaran bağzı ağır abi ve ağır ablalar böyle ferman buyurmuş.

 

*

Sordular, anlat dediler.

Dedim ki;

Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile bağzı delegeler bence insaflı(!) davranmış, ağızlarını kiraya verip sayıp dökerken az bile söylemiş (!)

CHP’nin 38. Olağan Kurultayı, Siyasi Partiler Kanunu’na aykırılık şöyle dursun bence “anatomik” açıdan da irdelenmeli, kılık kıyafet yönetmeliği yönünden ise ayrıca araştırılmalıdır.

Tarafsız ve hakkaniyetli bir gözle geçmişe dönüp baktığımda,

- Kimi delegenin keyfinin kâhyası,

- Kimi delegenin paşa gönlü,

- Kimi delegenin gözünün nuru,

- Kiminin elinin körü,

- Kiminin burnunun direği,

- Kiminin burnunun diki

- “Bağzı”larının ise tepesinin tası olduğu görülecektir.

Hayli manidar bu ipuçlarının peşinden gidilmeli, anatomistlerce soruşturulmalıdır.

*

Tarafsız ve hakkaniyetli bir gözle “kılık kıyafet yönetmeliği” çerçevesinde geçmişe dönüp baktığımda ise; delegelerin kıyafet tercihlerinin siyasi kimlikleriyle uyumlu ve uygun olması gerekirken;

- Kimi delegelerin fazla iddialı ve dikkat dağıtıcı kıyafet giydiği (!),

- Kadınıyla erkeğiyle kimi delegelerin ise ayakkabı giydiği (!) görülecektir.

Araştırılsa daha neler çıkacaktır neler!

*

İşte bu sebeplerden dedim ki;

Gereği düşünüldü:

Ben şahsen, bizzat kendim…

Tarafsız ve hakkaniyetli bir gözle geçmişe dönüp baktığımda, “Keyfim ve Kâhyası, Paşa Gönlüm, Gözümün Nuru, Elimin Körü, Tepemin Tası, Burnumun Direği bir de Burnumun Diki” ile mütalaa ettiğimde, Lütfi Savaş ve bağzı delegelerin bir de seyyah kayyum Göksel Tekin’in toplum vicdanında “mutlak butlan” sayıldığını söyleyebilirim.

Sordunuz, söyledim.

Bitti.

 



ARŞİV YAZILAR