Necdet Canaran

Tanrım, aklım sana emanet!


Ne yalan söyleyeyim, değil ilham perisi, ilhamın eniştesi, eriştesi, makbulesi dahi görünmeyince katır tepmiş gibi oldum.

Gözlerimde şimşekler çaktı.

Gelgelelim, gazeteye muhakkak yazı yetiştirmek zorundayım.

Haydi gel de “aç oğlu aç” bu sütunu, freni boşalmış lâflarla doyur bakalım!

Şimdi sofraya buyurun:

Toplu sözleşme pazarlığından çıkan sendika başkanı, salonda toplanan işçilere nutuk çekiyormuş:

- Yoldaşlar! Yönetimle yeni bir sözleşme yaptık. Bundan böyle haftanın dört günü daha çalışmayacağız!

Kalabalık gürlemiş:

-Yaşasın!

- Çalışma saatimiz beşte değil dörtte bitecek!

-Yaşa!

- Çalışmaya dokuzda değil on birde başlayacağız!

-Helal!

- Maaşlarımız yüzde 150 artacak!

-Varol!

- Ve yalnızca çarşambaları çalışacağız!

Bu sözün ardından derin bir sessizlik olmuş. Neden sonra arkalardan bir ses duyulmuş:

- Her çarşamba mı?

Uzun boylu anlatmaya, lafı dolandırmaya gerek görmüyorum. Ah bu salı yazıları. Ben yazarken salı, siz okurken çarşamba!

*

Hikâyecikler, yani “anekdotlar” bazen soru işaretidir, bazen ünlemdir. Sinek pislemedik bir kenara not düşmüşüm. Şimdi yine sofraya buyurun:

Kıyamet kopmuş. Bütün uluslar öteki dünyaya göçüp sonsuzluk sahnesinde yerini almış. İlahi yargıcın kapısı önünde Amerikalı, Fransız, Rus, Alman, Zambiyalı, Kolombiyalı bekleşiyor. Mübaşir, bütün ulusları sırayla yargıcın huzuruna alıyormuş. Derken birileri cümbür cemaat yargıcın huzuruna doluşunca… Yargıç mübaşire sormuş:

- Kim bunlar?

Mübaşir birden hatırlayamamış:

-Ülkenin adını unuttum efendim... Hani Asya ile Avrupa arasında köprü gibi bir yer vardı, bunlar oradan gelme...

Yargıç da ülkeyi hatırlayamamış ama insanları hatırlamış:

-Anladım, anladım. Hani şu üç beş milyonu dışında yarı aç, yarı tok yaşayan sessiz ve tepkisiz milletin ülkesi...

Hani şu, herkesin her şeyden anladığı ülke.

Mübaşir onaylamış:

- Tamam, orası efendim...

Yargıç bir süre gözlerini cümbür cemaat gelenler üzerinde gezdirdikten sonra önündeki dosyaya şu kaydı düşmüş:

- Aslında dünyanın en zeki milletidirler. Ne yazık ki her seçimde tam oy atacakken akılları başlarından gider, oy attıktan sonra gelir. Bir sonraki seçime kadar bunun cezasını çeker bu millet!

- Kıssadan hisse mi?

- İhtiyaç var mı?

 

*

Yeteri kadar cırladım. Bitti, nokta. Haydi, şimdi yazının başlığını bir daha okuyun!

 

  • (CANARAN yazıları)



ARŞİV YAZILAR