Dön dolaş yine bana gel
22 Nisan 2020’de, bu köşede şöyle yazmışım:
“…Haberi yapan kişi muhtemelen Mersin’den, benim de tanıdığım bir arkadaşım, bir meslektaşım. Bu yazıyı okursa muhtemelen kızacak, bozulacak, biliyorum. Ama bir gerçeği de ortaya koymak zorundayız.
Haberin başlığı şöyleydi:
‘Koronavirüste en az vaka Mersin’de!’
Haber ilgi gördü, çok yayıldı, kullanmayan haber sitesi kalmadı. Fakat bu ‘reyting’ o haberdeki hataları örter mi?
Birinci hata şu:
Bu bir salgın süreci. Yani salgın devam ediyor. Vaka sayıları değişebilir. Artabilir, azalabilir. Ama salgın süreci tam olarak bitmeden ‘En az vaka Mersin’de’ diye haber yapamazsın.
Örneğini gördük…
Mart ayının ilk haftasına kadar Türkiye’de vaka da yoktu, ölüm de yoktu…
1 ay içinde vaka sayısını ezberden söyleyemez olduk, ölü sayısı 2 bine yaklaştı.
Çünkü salgın bir süreç ve devam ediyor; en az şu ülkede, en çok bu ülkede diye haber yapamazsınız.
Hadi haber yapıldı diyelim…
Koskoca haber sitelerinde hiç mi sağlık editörü yok.
‘Arkadaş, salgın sürecinde böyle bir haber yapmak hem teknik olarak, hem etik olarak doğru değil’ diyecek bir insan çıkmaz mı?
Sonuç ne oldu sizce?
Mersin’de bir gevşeme. Bir rahatlama. ‘Ya zaten vaka sayısı azmış’ diye sokaklara akma…
Acaba o haber yapıldığından bu yana Mersin’de vaka sayısı yerinde saydı mı?”
***
Sayar mı elin oğlu?
Saymamış.
Kimsenin elinde resmi veri yok, belediyelere, tabip odasına resmi olarak vaka sayısı verilmiyor ama iddia o ki, Mersin’de koronavirüs vakası sayısı yükselişe geçmiş.
Hatta ölü sayısı konusunda bile net, resmi rakam yok; 8 diyen de var, 25 diyen de…
Ölüleri bile sayamamışken, varın vaka sayısını siz düşünün…
***
Salgın süreci bitmeden, salgın süreci pik noktasını görmeden, “En az vaka Mersin’de” diye haber yapan meslektaşımı da, o haberi öylece yayınlayan editörleri de eleştirdim.
Ama tek sorumlu haberciler mi?
Sosyal mesafe, dezenfekte ve maske ilkesini unutan, önlemleri gevşeten bizlerin hiç mi suçu yok?
***
Sosyal medyada dolaşan iddialar eğer doğruysa, Mersin’de koronavirüs vakası sayısında artış var demektir.
Bu durumda bizim koronavirüsle mücadele anlayışımızı şöyle özetlemek mümkün:
“Salını da salını da gel
Haydi yavrum
Dön dolaşa yine bana gel”