OYUN PLANI
Bütün küçük çocukların burunlarının cama dayayıp yassıltarak dışarıda olan bitenleri merakla seyrettikleri bir dönemleri vardır.
Bulunduğu yerler, görüştüğü kimseler, o insanın kişiliğini ve etik yapısını ele verir.
Bilgiyle gevezelik ters orantılıdır bence. Çünkü çok şey bilenler ya çok az konuşurlar ya da hiçbir şey söylemezler.
Yaşamın tüm güçlükleri olanca karmaşıklığıyla karşımıza dikildiğinde, inanıyorum ki ruhumuzdaki derinlik bu engellerin üstesinden gelmemizi sağlayacaktır.
Kafamızın içinde kendi düşüncelerimize ilişkin olarak belirgin yollar çizdikten sonra, dışarıya bakmayı ve gerçekçi olmayı başardığımızda, önümüze çıkarılan zorlukları aşacağımızdan da hiç kuşkum yok.
Patrick Rothfuss şöyle diyor: “En uslu köpek bile yeteri kadar tekmelenirse kendisine uzanan eli ısırır.” David Whitehouse ise şöyle der: “Hiçbir şey yapmamak bazen her şeyi değiştirir.”
Ülkemizin geri kalmışlığı ile ilgili olarak Aykut Göker şunları söylüyor: “Türkiye’nin geri kalmışlığının siyasi sorumluluğu elbette toplumumuzun bütün katmanlarına aittir. Ama bir ülkenin Pazar Ekonomileri’nden oluşan bir dünya sisteminde yer alması kabullenilmişse, gerilerde kalmışlığın siyasi sorumluluğu en çok da o ülkenin burjuvazisindedir. Gerilerde kalmışlığın sosyoekonomik ve kültürel nedenlerini çözümlemek ve sorunu çözmek görevi de, tanım gereği en çok o burjuvazinin omuzlarındadır. Bu görevden kaçınmanın gerekçesi olmaz. Çünkü Türkiye’yi gerilerde bırakıp geçen birçok Pazar ekonomisi var.”
“Kalbi kırmadan dokunmasını bilmiyorlar” der Stendhal.
Bir alacakaranlık canlısı olan insan, tuzak kuran bir avcıdır. Dahası fırsatçı, kaçıcı, saklanıcı, aldatıcı, zayıflıkları kollayıcı ve kuşkucudur.
Loş, bulanık ortamlar belirsizliğe, hilelerin gerçekleştirilmesini kolaylaştırarak tuzakların kurulmasına olanak sağlar. En uygun zaman ve konumu kollayan avcı, hasmını alt ederek ona üstünlük sağlar. Zayıfı ara vermeksizin gözetleyerek onun başkalarına yem olmasını önler. Çünkü zamanı geldiğinde kendisi yiyecektir onu. Yalancı ve saldırgandır avcı.
Tüm çocukların, yatak odalarının duvarlarını kendi kahramanlarının fotoğraflarıyla süsledikleri bir dönemleri vardır. Tıpkı emeklilerin telefonlarının yavaş yavaş susmaya başlaması gibi. Bunların tümü, oyun planlarının içinde mutlaka kendine yer bulan anlamlı ve önemli kurallardır. Tıpkı yenilenlerin ve düşenlerin yeniden oyuna girebilmelerinin olanaksız olmasa bile, çok zor olması gibi.