IŞIK HIZIYLA GÜNDEM DEĞİŞTİRİLİR
Memlekette gündem artık ‘IŞIK HIZI’ ile değişir oldu. Önceleri geçişler hiç olmazsa hissettirmeden usul usul yapılırken şimdilerde buna gerek bile duyulmuyor. Gece başka sorunlarla yatarken sabah bambaşka gündeme uyanır olduk. Sadece tek bir gün bile haberleri takip etmediğimizde, bıraktığımızdan farklı sorunları tartışan bir ülke çıkıyor karşımıza.
Tam Enis Berberoğlu’na yönelik anayasal hak ihlalini konuşuyorken nur topu gibi vesayet polemiğinin içinde bulduk kendimizi.
Tam hem Berberoğlu hem Kavala hem de Demirtaş için Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararları masaya yatıracakken birdenbire yeni bir darbe tartışması aldı yürüdü.
Şimdi de yargıyla yürütme arasında ışık polemiği başladı.
Peki bu sanal gündem neden önümüzde? Anayasa Mahkemesi’nin herkesi bağlayan kararını gölgelemek, yerel mahkemenin Anayasa Mahkemesi’ni tanımadığını ilan etmesinin yol açtığı skandalı unutturmak, Anayasa Mahkemesi’ne karşı AKP İktidarının saldırılarını tartıştırmamak ve dikkatleri başka bir yöne çekmek için ‘kayıkçı kavgasının’ tam ortasına düşüverdik.
Üstelik üyesinin attığı bir tweet ve sonrasında özür dileyerek gerçek niyetini anlatmaya çalışan Anayasa Mahkemesi’nin bilinçli olarak içine çekildiği kavga devam ederken akla Stalin’in sözleri geliyor. “Fransa Dışişleri Bakanı Pierre Laval, Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin’e, Papa 16’ncı Benedict ile sürekli tartışmaya girmesinin Katolikleri incittiğini söyleyecek olmuş. “Papa mı?” diye sormuş Stalin, şaka yollu küçümseyerek “Kaç tümen askeri var papanın?”
Yani elinde verdiği ve vereceği kararlardan başka hiçbir güç bulunmayan Anayasa Mahkemesi’nin yanan ışıklarından da darbe sinyali çıkardılar ya?
Bu olur olmaz gündeme getirip durdukları vesayet meselesi “Havada bulut var” sözüne karşılık “Sen bana ördek mi demek istedin?” alınganlığıyla eşdeğer oldu.
Artık kabak tadı da verdi.
Yakın tarihten şu örnek geliyor aklıma: Adnan Menderes, iktidar sarhoşluğuyla CHP’nin mallarına el koyuyor. Bunun üzerine mecliste konuşma yapan CHP Lideri İsmet İnönü, demokratik rejime darbe yapıldığını belirterek şunları söylüyor: “Tarih kürsüsünden halinizi seyrediyorum. Suçluların telaşı içindesiniz. Işıktan korkuyorsunuz.”
Yani artık ne diyelim?
Tarih kürsüsünden seyrediyoruz hallerini…