ESRA ŞASİ YAĞMUR
Vatan Partisi merkez yöneticisi Tülin Öygür’ün Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı seçildikten sonra da parti faaliyetlerine devam etmesi, partisinin eylem programını derneğe de yansıtması üzerine başlayan tartışmalar toplu istifaları getirdi. Son olarak derneğin, Vatan Partisi tarafından başlatılan HDP kapatılsın kampanyasına destek vermesi ipleri kopardı. Çok sayıda şube başkanı ve yöneticisi istifa etti. Mersin Şube Başkanı Muazzez Benzetsel ile yönetim kurulu üyeleri de istifacılar arasında.
ORTAK BİLDİRİ YAYINLADILAR
Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Mersin Şube Başkanı Muazzez Benzetsel ile şube yönetim kurulu üyeleri topluca istifa etti. İstifa dolayısıyla basın yayın organlarına gönderilen açıklamada, derneğin amacından uzaklaştığı ve Doğu Perinçek liderliğindeki Vatan Partisi’nin programını bire bir takip eden duruma düştüğü ileri sürüldü. Mersin şubesinin yanı sıra çok sayıda şubenin imza koyduğu ortak bildiride şu ifadelere yer verildi: "Cumhuriyet Kadınları Derneği'nin (CKD) 29 Şubat 2020 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurulunda oyların yüzde 64'ünü alarak göreve gelen CKD Genel Yönetim Kurulu, CKD'nin amacından hızla uzaklaşarak Vatan Partisi'nin ve onun kadın kolu olan Öncü Kadın'ın gündemini ve siyasi çizgisini birebir takip etmeye başlamıştır ve halen de takip etmektedir. Bunun ispatı için son dönemde Nisan ayından itibaren Vatan Partisi'nin ve CKD Genel Merkezi'nin sosyal medya hesaplarına bakarsanız, gündemlerinin ve paylaşımlarının aynı olduğunu açıkça görebilirsiniz. Bu durum anılan parti ile, veya herhangi bir siyasi parti ile ilişiği olmayan diğer CKD üyeleri arasında çok büyük rahatsızlığa neden olmuştur. CKD'deki bu duruma şaşırmamak gerekir, çünkü 7 kişiden oluşan CKD Genel Merkez Yönetim Kurulu'nun 5 üyesi, CKD Genel Başkanı da dahil olmak üzere, Vatan Partisi'nin ve Öncü Kadın'ın kadrolarında halen aktif görevi olan kişilerdir. Ne yazık ki bu kişiler siyasi parti kimliğini hiç tereddüt etmeden CKD'ye taşımışlar, CKD'nin bir siyasi partinin organı değil, bir demokratik kitle örgütü olduğunu idrak edememişlerdir. Bu nedenle de CKD içinde, dernekler hukukunun gereği ve temeli olan ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’ne imkan vermeyen ve kendi partilerininkinden farklı olan düşüncelere tahammül edemeyen, dayatmacı ve partizan zihniyet CKD'ye hakim olmuştur. CKD'den istifa eden bizler; Cumhuriyet Devrimlerimizle kazanılmış olan laik, demokratik, sosyal hukuk devletinin ve hukukun üstünlüğünün savunulması, genel olarak insan hakları, özelde kadın haklarının korunması, savunulması, ülkemizin kanayan yarası olan kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, eğitim sistemimizin Atatürk İlke ve Devrimleri doğrultusunda bilimsel eğitim anlayışından giderek uzaklaştırılması, kız çocuklarının okullaşma oranının düşmesi, dinci vakıfların yurtlarında barınmak zorunda kalan çocukların mağduru olduğu cinsel istismar vakaları, giderek sayıları artan çocuk evlilikleri, kadının ekonomik bağımsızlığının olmaması, ekonomik sorunlar ve yoksullukla mücadele gibi pek çok toplumsal sorunun çözümü için çalışmak azim ve kararlılığında olan kadınlar olarak, artık emek, zaman ve enerjimizi ülkemizin gerçek sorunlarının çözümüne özgülemek istiyoruz.”