ESRA YAĞMUR
Milli Eğitim Bakanlığı, geçtiğimiz dönemde pandemi nedeniyle eğitim öğretim döneminin yarıda kalmasını, öğrencilerin uzaktan eğitim almak zorunda kalmasını dikkate alarak bu dönemde okulların 31 Ağustos 2020’de açılacağını duyurdu. Bakanlık, yeni eğitim dönemine her anlamda hazırız dese de öğrenci velilerinin endişeleri geçmiş değil. Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül de bu konuda temkinli konuştu ve ek önlemler alınması gerektiğini söyledi. “Bilim Kurulu’nun açıklamaları ve okulların açılmasına dair kurallar dikkate alındığında hem Mersin açısından hem ülke açısında çok sıkıntılı bir süreç bizi bekliyor” diyen Mahmut Sümbül, vaka sayısının güzün daha da artacağı endişesini dile getirdi.
"BÖLGESEL ÖZELLİKLER DİKKATE ALINMALI"
Okulları açılacağı 31 Ağustos tarihinde ve sonraki 1 aylık sürede Mersin’in hala sıcak olacağına değinen Sümbül, “Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konulara çok daha hassas yaklaşması gerekiyor, bilimsel, pedagojik ilkelere göre yaklaşılması gerekiyor, biraz da bölgesel özellikleri dikkate almak gerekiyor. Çünkü Mersin gibi bir ille Erzurum gibi, Kars gibi illerin iklim koşulları aynı değil. Bu konuda Mersin Valiliği’nin de alabileceği tedbirler var. Eğer okullar bu koşullarda açılacaksa kademeli olması gerekiyor. Sadece sabahçı, öğlenci değil, öğrencilerin okulda kalacağı saati sınırlandırmak ve sabah, öğlen, akşamüstü şeklinde okula alınmaları sağlanabilir” dedi.
"1 HAFTALIK GEÇİŞ SÜRECİ OLMALI"
Yüz yüze eğitimini pandemi sürecinde uzaktan eğitim alan öğrencilerin yeniden okula alışması açısından önemli olduğuna değinen Mahmut Sümbül, “Öğrenciler okula ilk geldiğinde yeni duruma, okula alışabilmeleri sorunlu olabilir. Bu konuda hem rehberlerin, hem idarecilerin hem öğretmenlerin daha hazırlıklı olması gerekiyor. Sağlık, beslenme ve psikoloji konusunu öne alan, en az 1 haftalık bir geçiş süreci olması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
"ÖNCELİK SAĞLIK OLMALI"
Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, okulların fiziki şartlarıyla ilgili olarak da şunları söyledi: "Fiziki kapasitesi uygun gibi gözüken okulların bile, Sağlık Bakanlığı’nın kurallarına uygun olması yani 4 metrekareye bir öğrenci düşecek şekilde yani öğrenciler arasında 2 metre mesafe olacak şekilde mümkün görünmüyor. Bunu hiçbir okulumuzun karşılaması mümkün değil. Bu nedenle kademli bir eğitim öğretim faaliyeti olabilmeli. Okulların fiziki koşullarının mutlaka bu kurallara göre ayarlanması lazım. Çünkü öncelik sağlık. Diğerleri sonrasında giderilebilecek şeyler. Öğrencilerin sağlığını ve toplumun sağlığını korumak son derece önemli. Kenar mahallelerdeki okulların fiziki koşulları diğer okullardan daha kötü durumda. Sadece sınıfın değil teneffüse çıkıldığında bahçenin, servislerin de düşünülmesi, gözetilmesi gerekli. Sınıfta ikişer metre arayla oturmak yetmiyor. Bu öğrenci bahçeye çıkacak, koridora çıkacak. Akranlarıyla bir araya gelecek. Bunların düşünülmesi lazım. Bakanlığın bütün okullarının fiziki kapasitelerini iyi analiz edip ona göre önlemler alması gerekiyor. Öğrencinin okuldan alınıp okula bırakılması, evde onu birilerinin karşılaması, evde karşılayanların hastalık riski yaşamaması, öğrencinin beslenmesi bütün bunlar hep birlikte değerlendirilmeli. Pandemi sürecini biz böyle atlatabiliriz.”