Sağlıkçıların genelge isyanı | Güney Gazetesi Mersin

Sağlıkçıların genelge isyanı

Sağlık Bakanlığı tüm sağlık çalışanlarının izinlerini erteledi. Sağlıkçılar, koronavirüs sürecinde zaten tükenmişlik sendromu yaşadıklarını belirtiyor ve izinlerin kaldırılmasını ‘ölümüne çalıştırılmak’ olarak yorumluyor.

Sağlıkçıların genelge isyanı


ABİDİN YAĞMUR

 

Sağlık Bakanlığı’nın 81 il valiliğine gönderdiği genelgeye göre sağlık çalışanlarının kadar istifa etmesi, emekli olması, yıllık izne çıkması ikinci bir genelgeye kadar durduruldu. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası üyesi sağlıkçılar genelgeye tepkilerini düzenledikleri basın toplantısıyla dile getirdi.

Düzenlenen basın toplantısında Sağlık ve Sosyal hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Eş Başkanı A. Özge Göncü, tüm enfeksiyonlarda olduğu gibi Covid-19 hastalığında da en yüksek enfeksiyon riski olan meslek grubunun sağlıkçıların olduğunu, tüm insanlık salgından korunmak için kendilerini evlere kapatırken sağlık çalışanları artan iş yüküyle birlikte her zamankinden daha fazla çalışmak zorunda kaldıklarını belirtti.

Salgın sürecinin başından bu yana Türkiye’de 127 sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini, 40 binin üzerinde sağlık çalışanının enfekte olduğunu kaydeden Göncü, tüm bunlara rağmen Sağlık Bakanlığı’nın Covid-19’u meslek hastalığı olarak kabul etmediğini vurguladı.

Göncü, Sağlık Bakanlığı’nın salgınla mücadele kapsamında sağlıkçılara verdiği 3600 ek gösterge sözünü yerine getirmediğini, ücretlerinde herhangi bir artışın olmadığını dile getirdi.

 

“PANDEMİ SÜRECİNİ DEVLET YÖNETMELİ”

Pandemiyi halkın değil, devletin yönetmesi gerektiğini kaydeden Özge Göncü sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Sağlık emekçilerinin bütün uyarılarına kulak tıkayan hükümet, sürecin başından beri alınması gereken hiçbir toplumsal önlemi almamış durumdadır. Sağlık alanında örgütlü emek ve meslek örgütleri defalarca sonbahar aylarıyla birlikte gribin de eklenmesiyle sağlık krizinin derinleşeceği uyarısında bulunmuştur. Ancak buna rağmen 25 milyondan fazla yurttaşın grip aşısına ulaşımı engellenmiş durumdadır. Ne toplumsal alanda ne de sağlık alanında önlem almayan hükümet, Salı günü yayınladığı genelgeyle mücadelede temel stratejinin sağlık emekçilerini öldüresiye çalıştırmak olduğunu tekrardan ilan etmiştir. Sağlık Bakanlığına ayrılan bütçenin de bize söylediği, sağlık alanına aşı başta olmak üzere herhangi bir yatırım yapılmayacağı, sağlık emekçisi sayısının artırılmayacağı, bunların yerine şehir hastaneleri aracılığıyla müteahhitlerin zengin edilmeye devam edileceğidir.”

 

“YAŞAMA VE DİNLEME HAKKI İHLAL EDİLİYOR”

Sağlık Bakanlığı’nın, çalışanların yıllık izne çıkmasını, istifa etmesini veya emekliye ayrılmasını geçici süreyle durduran genelgesinin geri çekilmesini isteyen Göncü, “Sağlık emekçileri uzun süredir tükendiklerini ifade etmektedir. Sağlık Bakanlığı bu konuda herhangi bir adım atmazken yayınladığı genelge ile sağlık emekçilerinin mağduriyetini daha da artırmış durumdadır. Bütün bu düzenlemeler yapılırken sağlık emekçisinin en temel insan hakları olan yaşama hakkı ve dinlenme hakkı yok sayılmakta, sağlık sistemimizin maliyet dengesi olan az elemanla çok iş denklemiyle bilinçli bir şekilde sürdürdüğünüz personel eksikliği bu duruma gerekçe gösterilmektedir. Sağlık emekçileriyle ilgili son yayınlanan genelgeyle izin hakkımızın ortadan kaldırılmasını, tayinler durdurulurken sürgünlerin önünün açılmasını kabul etmiyoruz. Dinlenme hakkımız aynı zamanda yaşam hakkımızdır. Yaşatmak için yaşamak istiyoruz. Yaşam hakkımıza sahip çıkıyoruz” ifadelerini kullandı.

 

 

“BU AŞI BİZE YETMEZ”

SES Mersin Şubesi Eş başkanı Dr. Zeki Sinan Doğan geçen sene Türkiye’ye 1.5 milyon grip aşının geldiğini ve bunun yetmeyeceği herkes tarafından bilindiğini söyledi.  Grip aşısına talebin, getirilen aşıdan 20 kat fazla olduğunu kaydeden Doğan, şu an Türkiye’nin sahip olduğu aşının 65 yaş üstüne bile yetmeyeceğini savundu.

Doğan, “Şu anda Türkiye’nin 1 milyon 350 bin dozda kullanımına karar verilmiş ve bunun 400 bin dozu Türkiye’ye getirilmiş ve önümüzdeki ay 400 bin doz daha geleceği söyleniyor. Bu rakamlar Türkiye’nin ihtiyacı olan aşının çok altında. Türkiye’nin şu anda 29 milyon insana aşı yapması gerekir fakat getirilen 1 milyon 350 dozluk aşı herkesin bildiği gibi bizlere kesinlikle yetmez” dedi.

 

“AYRICALIKLI KİŞİLERE Mİ YAPILACAK?”

Koronavirüs sürecinde testlerin ayrıcalıklı kişilere yapıldığı yönünde iddiaların ortaya atıldığını kaydeden Doğan, benzer iddiaların şimdiden grip aşıları için ortaya atıldığını söyledi.

Doğan, “Acaba bu 1 milyon 350 bin doz birilerine mi yapılacak? Bunun 40 bin küsuru acaba bir yere mi yapılacak. Acaba bazı yerlerde söylendiği gibi sadece bir kesime mi yapılacak? Bu aşının kime nasıl yapılacağını ne yazık ki hiçbir sağlık kurulusu da bilmiyor. Piyango gibi giriyorsunuz bilgisayarda çıkarsa aşısını yapıyorsunuz. Mersin’de yaklaşık 100 civarında hekim arkadaşla görüştüm. Her birinin ortalama ya bir veya iki hastasına aşı çıkmış. O zaman bu ilaçların kime yapılmasını sorgulamak lazım. Bunu da araştırmak lazım, basının da bunun üzerine gitmesi lazım.  Bu aşılar acaba iktidara yakın olan insanlara mı yapılıyor? PCR testi gibi.  Bunu sorgulamamız lazım. Ne yazık ki bunu hiç kimse sorgulamıyor” dedi.