‘Oyalama işkenceye döndü’ | Güney Gazetesi Mersin

‘Oyalama işkenceye döndü’

KESK ve DİSK ortak bir açıklama yaparak, OHAL döneminde kamudan ihraç edilen on binlerce insanın başvurularının TBMM OHAL İnceleme Komisyonu’nda bekletildiğini, komisyonun ret ettiği dosyalara ilişkin idari davaların ise çok yavaş ilerlediğini vurguladı. Konfederasyonların ortak açıklamasında, “Oyalama artık işkenceye dönüştü. AKP iktidarı aileleriyle birlikte yüzbinlerce kişiyi fiilen vatandaşlıktan çıkarmış, sosyal ölüme terk etmeyi hedeflemiştir” denildi.

‘Oyalama işkenceye döndü’


ABİDİN YAĞMUR

 

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ortak bir açıklama yaparak, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL döneminde kamudan ihraç edilen memur ve işçilerin görevlerine iade edilmesi çağrısında bulundu.

Ortak açıklamayı okuyan Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül,  OHAL döneminde Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük kamu görevlisi tasfiyesinin yaşandığını ifade etti.

12 Eylül döneminde 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu kapsamında yaklaşık beş bin kişinin kamu görevinden çıkarıldığını, 20 Temmuz OHAL ilanı ile ise bunun tam 26 katı, yaklaşık 130 bin kamu emekçisinin ihraç edildiğini vurgulayan Sümbül,   “Kişiye özgü çıkarılan KHK’ler eliyle Resmi Gazete’de isimlerinin yayınlanmasıyla on binlerce kamu emekçisi ihraç edilmiştir. Bu şekilde hukuk düzeninin en temel ilkelerinden biri, ‘yasama organının tasarruflarının idare tarafından değiştirilemeyeceği’ ilkesi pervasızca ihlal edilmiştir. Kamu emekçilerinin hukuka uygun olarak kazanılmış sosyal ve ekonomik hakları, masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı, savunma hakkı da ihlal edilerek idari tasarrufla hukuka aykırı olarak ellerinden alınmıştır” dedi.

 

“KOMİSYON DA, İDARİ MAHKEMELER DE YAVAŞ İNCELİYOR”

 

İhraç kararlarına karşı hiçbir başvuru yolunun olmamasının yarattığı hukuki krizi çözmek için iktidarın TBMM bünyesinde OHAL İnceleme Komisyonu kurduğunu hatırlatan Sümbül, “OHAL İnceleme Komisyonuna bazı kanun hükümlerini geçersiz kılma yetkisi verilerek hukuksuzluk devam ettirilmiştir. Bir idari organa yargı yetkisi verilmiş, kişilerin savunması dahi alınmayarak bu yönüyle yargının da üzerine çıkarılmıştır. 23 Ocak 2017 günü 685 sayılı OHAL KHK’si ile iki yıllık süre içinde kamudan ihraç edilmiş yüz binlerce kamu emekçisinin ihraç başvurularını değerlendirmek ve karar altına almakla görevlendirilmiş olmasına rağmen aradan neredeyse 4 yıl geçmiş, Komisyon hala 16 bin 50 dosyayı karara bağlamamıştır.  Karara bağladığı dosyaların yüzde 88,5’ini ise ret etmiştir. Başvurusu ret edilenlerin itiraz ettiği İdare Mahkemeleri de komisyonun hızıyla karar almaktadır” ifadelerini kullandı.

 

“İHRAÇ EDİLENLER BAŞKA İŞLERDE DE ÇALIŞAMIYOR”

 

Mersin’de 133 KESK üyesinin ve çok sayıda DİSK üyesinin ihraç edildiğini ve işe iade kararı beklediğini kaydeden Sümbül sözlerini şöyle sürdürdü:

“Oyalama diğer faşizan, hukuk dışı politikalarla da birleşerek işkenceye, cezalandırmaya dönüştürülmüştür. Dört bir yandan kuşatmaya dönüştürülen bu cezalandırma politikası nedeniyle insanlar yaşamlarını yitirmiş, ağır hastalıklara yakalanmış, tedavi olanağı dahi bulamamışlardır. Yurtdışında tedavi görenler pasaport yasağı nedeniyle gidememiş, hastalıkları ilerlemiş, yaşamlarının geriye kalan kısmını yatağa bağımlı halde geçirenler olmuştur.  İhraç edilenlerin çalıştırılmaması için işverenler el altından tehdit edilmiş, hukuk ile izah edilemeyecek bir aşamaya varılmıştır. Pasaportlarına el konularak seyahat hakları, eğitim hakları engellenerek eğitim görme hakları, bankaların hesap dahi açtırmak istememesi, çalışma ruhsatlarının ve diplomalarının kısıtlanması, sigorta şirketlerinin ihraç edilenlere ödeme yapmaması gibi baskılarla medeni kanundaki temel hakları gasp edilmiştir. Seçilen Belediye Başkan ve belediye meclis üyelerinin mazbatalarının verilmemesi, sendika yönetim kurullarına seçilen sendika üyelerine yönetici olamayacakları gerekçesiyle davalar açılması, oturdukları apartmanlarda yönetici dahi olamayacaklarına dair KHK hükmü uygulamalar ile seçme seçilme hakları ellerinden alınmıştır. Kısacası AKP iktidarı aileleriyle birlikte yüzbinlerce kişiyi fiilen vatandaşlıktan çıkarmış, sosyal ölüme terk etmeyi hedeflemiştir.”

 

“DOSYASI BEKLETİLENLER HAKKINDA MAHKEME KARARI YOK”

 

OHAL İnceleme Komisyonu’nda bekletilen dosyaların büyük kısmının KESK üyelerine ait olduğunu kaydeden Sümbül,  “Karara bağlanmayı bekleyen dosyaların çoğunluğunun barış akademisyenlerinden ve haklarında istihbarat raporları, mahkeme kararları, savcılık soruşturmaları gibi herhangi en ufak bir isnat bulunmayanlardan oluştuğu bilinmektedir. Komisyon ve iktidar oyalamayı uzatabildikçe uzatmayı, mağduriyeti işkenceye dönüştürmeyi, bu arada üniversitelerde ve kamuda kadrolaşmasını tamamlamayı düşünmektedir.  Bu vesile ile bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; süreç daha fazla uzatılmamalı, hukuksuzca ihraç edilenler derhal görevlerine iade edilmelidir! Hukuken de aklanan yüz akımız Barış Akademisyenlerinin başvuruları kabul edilerek işlerine, kürsülerine, öğrencilerine dönmelerinin önü açılmalıdır” dedi.