“Mersinliler yaşam hakkı için buluştu” | Güney Gazetesi Mersin

“Mersinliler yaşam hakkı için buluştu”

Mersin’deki çevre örgütleri, baro, dernekler ve siyasi partiler, Karaduvar mahallesinde kurulmak istenen polipropilen tesisinin tarım ve yerleşim alanlarının arasında olduğu için insan sağlığını, doğal yaşamı ve tarımı olumsuz etkileyeceği görüşünde. Tesisin 50 kilometre çapında bir alanı etkileyeceği, olası bir kazada 26 ton TNT’ye eşdeğer bir patlamanın olabileceği de çevrecilerin iddiaları arasında. Bu iddialar, polipropilen tesisinin ÇED raporuna karşı açılan idari davalar kapsamında proje sahasında inceleme yapan mahkeme heyeti ve bilirkişi heyetine de sunuldu. Bilirkişi incelemesinin yapıldığı saatlerde çok sayıda kişi “Yaşam hakkımızı savunuyoruz” diye haykırdı.

“Mersinliler yaşam hakkı için buluştu”


ABİDİN YAĞMUR

 

Tekfen Holding’e ait Toros Gübre bünyesindeki bir arazinin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Özel Endüstri Bölgesi ilan edilmesine ve arazide polipropilen tesisi için ÇED olumlu raporu verilmesine karşı 2 ayrı idari dava açılmıştı. Mersin İdare Mahkemesi’nde görülen davalar kapsamında görevlendirilen bilirkişi heyeti proje sahasında ilk keşif çalışmasını yaptı.

Bilirkişi heyetinin proje sahasına geldiği saatlerde çok sayıda Mersinli de Toros Gübre fabrikası girişinde toplanarak projenin iptal edilmesi çağrısında bulundu. Topluluk burada “Mersin halkı olarak yaşam hakkımızı koruyoruz. Karaduvar’da polipropilen istemiyoruz” yazılı pankart açtı.

Davacılardan Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) Başkanı Sabahat Aslan,  “Burada kurulmak istenen polipropilen tesisi hem hava, hem su, hem toprak kirliliğine neden olacak. Tesisin insan sağlığına ciddi olumsuz etkilerinin olacağına dair Mersin Tabip Odası görüşü var.  Ayrıca tesis yaşam alanlarımızın içerisinde kurulmak istenmektedir. Karaduvar, Çay, Çilek, Özgürlük, Karacailyas çok yakınında. Ayrıca burada zaten çok ciddi bir kirlilik yükü var. Gübre, krom ve soda fabrikaları zaten çevreyi kirletiyor. Bu bölge bir de polipropilen tesisinin yükünü kaldıramaz. Yaşam hakkımızı korumak için bu davayı açtık” dedi.

 

“HAKKIMIZI, HUKUKUMUZU KORUMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Mersin Kent Konseyi Başkanı Faik Burakgazi de, “Bu meydanı dolduran bunca insan bir şeyi haykırmak için buraya geldi, bu kentin hakkını hukukunu korumak için buraya geldi. Aylardan, yıllardan beri buraya bu tesisin yapılmamasını istiyoruz. Burada ağırlaşan bir yaşam var. Doğusunda, batısında, kuzeyinde ağır sanayi tesisleri var. Karaduvar halkı yüz yıllardır burada, yeşillik yetiştirerek geçiniyorlar. Tesis ÇED raporunda anlatıldığı gibi dip sularını kullanmaya başlarsa toprak çoraklaşacak, Karaduvar halkı başka yerlere göç etmek zorunda kalacak. Onun için kent halkı olarak buradayız. Ümit ederim sesimizi duyarlar. Kimseyle inatlaştığımız yok. Hakkımızı, hukukumuzu korumaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

 

“BU TESİS MERSİN İÇİN RİSK OLUŞTURUR”

Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz da, insan sağlığını önceleyerek hem tesisin ÇED raporuna karşı, hem de Karaduvar mahallesindeki bir alanı ‘özel endüstri bölgesi’ olarak tanımlayan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne karşı 2 ayrı dava açtıklarını söyledi.

Yeşilboğaz, “Bu tesis Mersin’in, tarım alanlarının yeraltı sularını kullanacak. Bu tesis içerdiği patlayıcı maddelerle Mersinliler için bir risk olacak. İnsan sağlığını, doğal yaşamı olumsuz etkileyecek. Onun için karşı çıkıyoruz. Tesisin yapılmak istendiği alan daha önce konteynır limanı alanı olarak ayrılmıştı. Arazinin polipropilen tesisi için değil, liman için kullanılmasını doğru buluyoruz” dedi.

 

26 TON TNT’YE EŞDEĞER

Mersin Nükleer Karşıtı Platform Sözcüsü Aycan Özkan da, “Bizler istihdam yaratacak yatırımlara karşı çıkmıyoruz. İnsan sağlığını, doğal yaşamı tehdit edecek projelere karşı çıkıyoruz. Birilerinin çıkarları için, birilerinin daha çok kazanması için burada böyle bir tesis kurulmak isteniyor. Olası bir kazada 26 ton TNT’ye eşdeğer bir hasar yaratacak bu tesisi istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

 

“BU TESİSİN BURADA DEĞİL, ÖZEL BİR ALANDA KURULMASI GEREKİR”

CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay da projenin iptali için açılan davalarda davacı taraf olduklarını belirterek şunları söyledi:

“Bu kadar ağır sanayi tesisinin yerleşim alanlarıyla, tarım alanlarıyla iç içe olması, turizm alanı sınırında olması doğru değil. Karaduvar böyle bir mahalle. Bir de bütün bunların üstüne plastik hammaddesi üreteceği söylenen polipropilen tesisi yapılmak isteniyor. Bu tür yatırımları planlarken bilim insanlarının görüşlerine, yöre halkının sesine kulak vermek gerekir. Bunu yapmazsanız yaptığınız işin sonu felaket olur. Polipropilen tesisi en yakın yerleşim alanına 60 metre mesafede olacak. Böyle bir şey olabilir mi? Akla zarar bir durum. Tesisin kurulacağı alan daha önce konteynır limanı alanı olarak ayrılmıştı. Bu değiştirildi ve polipropilen tesisi için ayrıldı. Bu tesis bu şehrin havasını, suyunu, toprağını kirleteceği gibi ekonomisine de zarar verecek. Götürüsü getirisinden fazla. Burada kamuoyunun sesine kulak verilmelidir. Kamuoyu istemiyor. Polipropilen kimyasal bir tesistir ve özel bir alanda kurulması gerekir. Burada kurularsa Akdeniz, Toroslar, Yenişehir, Mezitli ve Tarsus ilçeleri etkilenir. Onun için bu projenin iptalini istiyoruz.”