Zeliha ÖZİPEK
Koronavirüs tedbirleri kapsamında berber ve kuaförlere uygulanan kısıtlamalar esnafı gittikçe zor duruma sokmaya başladı. Sabah 10’da açılıp akşam 8’de kapatmak zorunda olan berber ve kuaförlerin müşteri sayısı oldukça düştü. Tarsus’ ta uzun yıllardır Barbaros Mahallesinde berber dükkânı işleten Azat Fırat, maddi olarak artık bu süreçte ayakta duramadıklarını ve bir an önce kısıtlamaların yumuşatılması gerektiğini söyledi. Fırat, “Dükkanın kirasına zam geldi. Malzemeler pahalılaştı. Fakir bir mahallede dükkan işlettiğim için de çok fazla zam yapamıyorum. Tedbirlerin artık her sektör için biraz daha yumuşatılması gerekiyor” dedi.
Berber ve kuaförler, pandemi sürecinde kısıtlamalara en fazla maruz kalan iş dallarından bir tanesi. Virüsün ilk gözükmeye başladığı süreçte 2 aylık bir kapanma sürecine giren kuaför esnafı, yasakların kalkmasıyla birlikte bir toparlanma sürecine girmişti. Vaka sayılarının artmasıyla birlikte kısıtlamaların tekrardan uygulanmaya başlaması esnafı zor duruma sokmaya başladı. Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamalarına ek olarak hafta içi saat 10.00-20.00 arası hizmet verecek olan berber ve kuaförler, kısıtlamaların daha fazla uzaması halinde ayakta durmakta zorlanacaklarını söylüyorlar. Tarsus’ta uzun yıllardır Barbaros Mahallesi’nde berber dükkanı işleten Azat Fırat, pandemi sürecinde dükkanı çalıştırmak korktuğunu ifade ederek, “Bu süreçte hem çalışmak zorundayım hem de kendimi korumak zorundayım. Mahallemizde vaka sayıları çok fazla. Eğitim seviyesi düşük bir mahallede berberlik yapıyorum. Bu yüzden kurallara çok fazla uymaya çalışıyorum. Kendimi ve müşterilerimin sağlığına çok fazla dikkat ediyorum fakat maddi olarak da ayakta durmaya çalışıyorum. Her şeye zam geldiği gibi berberlerin giderlerine de zam geldi. Kiralar arttı. Faturalar arttı. Kısıtlamalarla birlikte müşteri sayısında azalma oldu” dedi.
“DEVLETİMİZDEN YETERİ KADAR DESTEK ALAMADIK”
Berber esnafı olarak maddi ve manevi birçok sıkıntı yaşadıklarını dile getiren Fırat, “Devletimizden yeteri kadar destek alamadık. Ben zaten bu süreçte devletten hiçbir destek alamadım. Kendi başıma ayakta durmaya çalışıyorum. Cebimizde para yok. Bağ-kur primimi yatırmakta, kiramı ödemekte ve vergimi ödemekte zorlanıyorum. Burada yaşayan halk yoksul bir halk. Zam da yapamıyorum bu yüzden. Anlayışlı olmaya, idare etmeye çalışıyorum parası olmayan müşterilerimi. Çünkü biliyorum onlarda çok zor zamanlar geçiriyorlar. Ekonomik sıkıntılar toplumun her kesimini çok zorluyor. Devletimizden bu süreçte halkımıza destek çıkmasını istiyorum” dedi. Faizlerin yüksek olmasından dert yanan Fırat, kredilerle ayakta durmaya çalıştığını fakat artık kredi de çekemediğini dile getirdi.
“KORKARAK ÇALIŞIYORUM”
Ailesinde yaşayan insanların çok yaşlı olduğunu söyleyen Fırat, bu süreçte korkarak çalıştığının altının çizdi. Fırat, “ İnsanlarla temas halindeyiz. Doktorlar kadar yakınız. Kurallara çok fazla dikkat etmeye çalışıyorum. Buradaki insanlar çok fazla bilinçli değil. Kurallara karşı hassas değiller. Onları elimden geldiğince bilinçlendirmeye çalışıyorum. Yanımda çalıştırdığım çocuklar da maddi olarak sıkıntı yaşayan yetim çocuklar. Onlara da bakıyorum. Onların sağlığından da ben sorumluyum. Umarım bu süreç bir an önce son bulur ve bu lanet virüsten kurtuluruz.
“HAYATIN YÜKÜNÜ SIRTIMA ALDIM VE TAŞIYORUM”
Fatih Sultan Mehmet İlköğretim Okulu’nda okuyan sekizinci sınıf öğrencisi Ramazan Kılavuz, anne ve babasının ayrı olması nedeniyle harçlığını berberde çıraklık yaparak çıkartıyor. Babasının aileyi yalnız bıraktığını söyleyen Kılavuz, “Bu süreçte aileme bakmak zorundayım. Okullar kapalı olduğu için de meslek öğrenmeye çalışıyorum. Elimden geldiği kadar derslere girmeye çalışıyorum fakat ilk önceliğim aileme bakmak. Ben bu yaşta hayatın yükünü sırtıma aldım ve taşıyorum. Ustam beni hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Bana her zaman destek oldu. Pandemi sürecinde okulların kapalı olması benim eğitimim için kötü olsa da bir bakımdan da meslek öğrenmem için bana fırsat yarattı” dedi.