Yaşanan Covid - 19 salgını nedeniyle küresel ekonomik büyümenin beklenen seviyelere ulaşmaması ve özellikle ABD ve Çin arasında yaşanan ticari rekabetin sürmesi global e-ihracat ekseninde ibreyi Türkiye’ye çevirdi. Türkiye markalarının ticari partnerler aracılığıyla hayata geçireceği stratejik ortaklıklarla e-ihracat pazarında rekabet potansiyelini yakalaması hedefleniyor.
Gelişmelerle birlikte son yıllarda devlet teşvikleri ile de desteklenen e-ihracat, orta ve büyük ölçekli işletmeler için birçok fırsatı beraberinde sunuyor. Geleneksel anlayışa göre maliyette avantajlar sunan model, yurt dışı pazarında söz sahibi oyuncu olabilmek açısından büyük önem taşıyor. Özellikle pandemi süreciyle birlikte başlayan e-ticaret savaşlarının sınırları ortadan kaldırarak uluslararası boyutlara tırmandığını söyleyebilmek mümkün. Yüksek teknolojinin kullanımı, gönderim maliyetlerinin azalması, düzenlenen yasalar ve sağlanan kolaylıklarla e-ihracat Türkiye’de hizmet veren markaların önemli gündemleri arasında yer alıyor.
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE E-TİCARET VERİLERİ
863 milyar ABD doları ile Çin 2019 yılının e-ticaret pazarı lideri konumunda yer alıyor. ABD, 360 milyar ABD doları ile sıralamada ikinci sırada. İki büyük devin ardından, Japonya (88 milyar ABD Doları), Birleşik Krallık (82 milyar ABD Doları) ve Almanya (74 milyar ABD Doları) şeklinde sıralama devam ediyor. Büyüme oranlarına baktığımızda, sahip olduğu potansiyelle Çin ve ABD’yi geride bırakan Türkiye’nin ise mevcut 37 milyon e-ticaret kullanıcısının 2024 yılına kadar yüzde 44 artışla 53 milyon kullanıcıya ulaşması hedefleniyor. Ayrıca Türkiye nüfusunun yüzde 44’ü online alışveriş yapıyor ve bu kullanıcıların yüzde 80’i online alışveriş öncesinde araştırma gerçekleştiriyor. 2023 yılı vizyonu doğrultusunda e-ticaret uygulamalarında 350 milyar TL’yi öngören Türkiye e-ihracat için 70 milyar TL’yi hedefliyor. Yakın zamanda büyük ivme kaydeden e-ticaret içerisinde önemli bir pay sahibi olma potansiyelini taşıyan e-ihracat, Türk markalarının dünya pazarlarını ve yaşanan gelişmeleri takip ederek uluslararası şirketler ile aynı şartlarda rekabet etmesini sağlıyor.
E - ihracat ile şirketlerin ürün veya hizmetleri farklı ülkelerin pazarlarında yer alırken, iç piyasada sınırlı kalmayarak, hızlı ve güvenli bir biçimde tüm ürün veya hizmetlerin dünyadan alıcılarla buluşmasına imkân tanıyor. Ayrıca pandemi sürecinde online e-ticaret faaliyetlerinin bu denli önem kazanmasıyla yeni pazarlar arayan ve ticari faaliyetlerini uluslararası seviyeye taşımak isteyenler için büyük önem taşıyor. (İHA)