ABİDİN YAĞMUR
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, “AKP’nin pandemi yönetimi, Covid-19’u bir işçi sınıfı hastalığına dönüştürmüştür. Fabrikalar ve işyerleri Koronavirüs salgınının merkezi haline geldiler. Bu yüzden tam kapanma ancak gıda, sağlık, enerji ve temel öneme sahip yerel hizmetler hariç tüm üretimin durdurulması, bütünüyle fabrika ve iş yerlerinin bu süre zarfında kapanmasını gerektirir” dedi.
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, partisinin Mersin İl Başkanı Yusuf Kaya ile birlikte düzenlediği basın toplantısında 17 günlük tam kapanma kararını ve bu süreçte çalışmak zorunda bırakılan işçilerin durumunu değerlendirdi.
“KAPIYA ÇIKMAK YASAK AMA FABRİKALAR ÇALIŞACAK”
Başkavak, “Adı tam kapanma ama belirtilen istisna tutulan kuruluşlar listesine baktığımızda, kapının önüne bile inilemeyen ama çarklar dönsün diye işyerlerine fabrikalara gidilen bir sokağa çıkma yasağı uygulamasıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı kapanma karıyla fabrikalar, işyerleri çalışırken yaşlılar, çocuklar, emekliler ve asıl olarak ta belirli bir işi olmadığı için günübirlik yada geçici işlerde çalışanlar, iş arayan işsizler ve küçük esnaf evlerine kapanacak. Erdoğan iktidarı çarkların sorunsuz dönmesi için hayatı kısıtlamaktadır. AKP 17 gün sokağa çıkma yasağı ilan ederken faliyeti duran işyerlerindeki işçiler, günübirlik çalışan işçiler, işyeri kapanan küçük esnaf neyle geçinecek, ne yiyecek buna bir çözüm üretmeyerek kaderlerine terk etmiştir” dedi.
“1 MAYIS’IN YASAKLANMASINA TEPKİ”
“Lebaleb” dolu AKP kongrelerinin, içişleri bakanının da içinde bulunduğu binlerce kişinin katıldığı tarikat cemaat cenazelerinin vaka sayısı ve ölümleri artırdığını iddia eden Başkavak, “AKP iktidarı, gittikçe gücünü kaybeden, kitle bağları zayıflayan ve artık rıza üretemeyen bir tek adam iktidarıdır. Aylardır yapması gereken ‘tam kapanma’yı 1 Mayıs akşamından başlatabilecekken 1 Mayıs’ı hatta 30 Nisan’ı da içine alan bir tarihlemeyle kendine karşı gelişecek tepki ve eylemlerin önünü alma ve birleşmesini önleme amacı apaçık ortadadır. Erdoğan iktidarı kapanma bahanesiyle 1 Mayıs işçi bayramını yasaklamıştır. Bu durum kabul edilebilir bir tutum değildir. İşçi ve emekçiler de kısıtlamaya rağmen kendi yaratıcılıklarını kullanacaktır. Geçen yıl olduğu gibi balkonlarda, evlerinin önlerinde mutlaka bu kutlamayı yapacaktır. İşçilerde işyerlerinde 1 Mayıs’ı kutlayacaktır” ifadelerini kullandı.
“ÇARKLAR DÖNSÜN HALK DA ÖLÜRSE ÖLSÜN”
AKP’nin pandemi yönetiminin Covid-19’u bir işçi sınıfı hastalığına dönüştürdüğünü ifade eden Başkavak, “Fabrikalar ve işyerleri Koronavirüs salgınının merkezi haline geldiler. Bu yüzden tam kapanma ancak gıda, sağlık, enerji ve temel öneme sahip yerel hizmetler hariç tüm üretimin durdurulması, bütünüyle fabrika ve iş yerlerinin bu süre zarfında kapanmasını gerektirir. Tabi böyle bir ‘kapanma’yı ekonomik ve sosyal destek paketi olmadan açıklamak; “çarklar dönsün ama halk ölürse de ölsün” demektir. Herşeyi “güvenlik odaklı” çözeceğini zanneden iktidar, kapanmayı da güvenlik temelli sokağa çıkma yasaklarıyla çözeceğini düşünmektedir” dedi.
EMEP NELER ÖNERDİ?
Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, tam kapanma sürecine yönelik önerilerini şöyle sıraladı:
“Hiçbir geliri olmayan ya da az geliri olan her eve en az asgari ücret tutarında ödeme yapılmalıdır. Kafe ve restoranların çalışanları, Günü birlik işlerde çalışanlara ödeme yapılmalıdır. Çarklar durmalı, işçi ve emekçilerin ücreti tam ödenmeli, vergi kesintisi yapılmamalıdır Emeklilere sosyal destek ödemesi yapılmalıdır Elektrik su, doğal gaz faturaları devlet tarafından ödenmelidir. Kira desteği sağlanmalıdır. Yoksul halkın tüm borçları ötelenmelidir. Yaygın aşılama yapılmalıdır”