Bozyazı’da çiftçinin buğday, arpa ve nohut hasadı yaparken kullandığı patoz makineleri artık tarih oluyor.
Bozyazı’da ekin alanlarının tamamına yakınının seralara dönüştürülerek muz ve sebze yetiştiriciliği yapılmasından dolayı ekin yapılabilecek alanların kısıtlı miktarda kalmasına rağmen, ekin yetiştiren az sayıda çiftçi, atadan kalma yöntemlerle ektikleri ekinleri tırpan ve orakla biçip, patoz atarak harman kaldırıyorlar.
Traktörün kasnağına takılan kayışla çalışan patoz makineleriyle hasat yapmanın da zaman içerisinde tarihe karışacağını belirten çiftçi Mustafa Baş, “Yeni nesil geçmişte harmanın nasıl yapıldığını görmediği için hiç bilmiyor. Patozu da ekin yapanların çocukları harman zamanı görüyor. Gelecek nesil ise hiç bilmeyecek, tamamen zaman içerisinde tarih olacak” dedi.
Tarlaların küçük olması ve ekim işlerinin ticarete değil de ihtiyaca yönelik yapılmasından dolayı tüm ekim, biçim ve harman kaldırma işinin oldukça zahmetli olduğunu dile getiren Baş, çocukluk günlerinde harman zamanının bir tatlı telaş ve şenlik havası içerisinde geçtiğini, o dönemlerde patoz makinesinin lüks bir araç olduğunu söyledi. Baş, “Eskiden henüz Bozyazı’da sera nedir bilinmediği dönemde her yer ekin tarlası idi. Nohut, buğday, arpa ve çavdar ekilirdi. İmkanı olan patoz ile imkanı olmayan ise insan ve hayvan gücü ile harman yapardı. Altı keskin çakmak taşları ile kaplı düven dediğimiz alet öküzlere veya ata bağlanır ve yere serilen ekinin üzerinde saatlerce dönülerek ufalanır, zaman zaman dirgen ile karıştırılırdı. Daha sonra rüzgarın çıkması beklenirdi. Rüzgar çıktığı zaman da yaba dediğimiz aletle ufalanan ekin havaya savrulur, rüzgarın etkisi ile saman bir yere taneleri de ağır olduğu için olduğu yere düşerdi. Samanı ayrı, taneleri ayrı çuvallara koyar, saman samanlığa, buğday veya arpa, çavdar ihtiyaca göre öğütülmek için su ile çalışan değirmenlere götürülürdü” diye konuştu. (İHA)