“Eğitimde eşitsizlik derinleşti” | Güney Gazetesi Mersin

“Eğitimde eşitsizlik derinleşti”

“Eğitimde eşitsizlik derinleşti”


 

ABİDİN YAĞMUR

 

Eğitim-Sen’in öncülüğünde oluşturulan Mersin Eğitim İzleme Kurulu’nun raporuna göre binlerce öğrenci LGS sınavına yeterince hazırlık yapamadan girdi. Kurul raporunu kamuoyuyla paylaşan Semih Gündoğdu, LGS’de öğrencilerin bütün müfredattan sorumlu tutulmasının ciddi bir adaletsizlik yarattığını ve bu durumun uzaktan eğitime erişim imkânı olmayan öğrencilerin aleyhine olduğunu söyledi.

Mersin’de çeşitli dernek, sendika, sivil toplum örgütlerinin Eğitim-Sen’in öncülüğünde oluşturduğu Mersin Eğitim İzleme Kurulu çalışmalarını tamamladı ve eğitim öğretim yılının ikinci dönemine dair raporunu yayınladı.

 

“ÇOCUKLAR EĞİTİM SİSTEMİ DIŞINA İTİLDİ”

 

Rapor, Eğitim-Sen Mersin Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşıldı. Kurul adına açıklamalarda bulunan Eğitim-Sen Mersin Şube Sekreteri Semih Gündoğdu, “Eğitimde uzun yıllardır var olan eşitsizlikler, salgın ve uzaktan eğitim sürecinde daha önce hiç olmadığı kadar derinleşmiştir. Özellikle sosyoekonomik durumu iyi olmayan yoksul aileler, tarım işçisi çocuklar, özel eğitim kapsamındaki çocuklar, anadili farklı olan çocuklar ve diğer dezavantajlı gruplar uzaktan eğitime büyük ölçüde ulaşamamış, MEB gerekli adımları atmadığı için fiili olarak sistemin dışına itilmiştir. MEB salgının başından itibaren eğitimde dezavantajlı grupların yaşadığı erişim sorununa kalıcı çözümler üretememiştir” dedi.

 

“LGS’DE CİDDİ BİR ADALETSİZLİK YAŞANDI”

 

Gündoğdu, eğitimde yaşanan sıkıntıların Liselere Geçiş Sınavında tamamen gün yüzüne çıktığını belirterek, “Salgın koşullarında eğitim öğretimin bütün eksikliklerine rağmen uzaktan yapılmaya çalışıldığı, çok sayıda öğrencinin uzaktan eğitime erişiminde ciddi sorunlar yaşandığı bir dönemde, LGS’nin kapsamında değişiklik ya da seyreltme yapılmayarak öğrencilerin bütün örgün eğitim müfredatından sorumlu tutulması uzaktan eğitime erişemeyen, müfredatı takip edemeyen çok sayıda öğrenci açısından ciddi bir adaletsizlik yaratarak, uzaktan eğitime erişim imkânı olmayan öğrencilerin aleyhine olmuştur” ifadelerini kullandı.

 

“ÖĞRETMENLERİN EMEĞİ GÖRMEZDEN GELİNDİ”

 

1 Haziran’da yüz yüze eğitime geçilmesiyle ikili öğretim, kalabalık sınıflar, altyapı eksiklikleri, öğretmen açıkları gibi sorunlar nedeniyle Mersin’de bazı okullarda haftalık ders programındaki derslerin tamamını alamayan öğrenciler olduğuna işaret eden Gündoğdu, “Öğrenci devamsızlığının yok sayıldığı, çok sayıda öğrencinin uzaktan eğitime erişiminde ciddi sorunlar yaşandığı bir dönemde “Canlı derse öğrenci girmedi” diye öğretmenin ek dersini kesmek isteyen yöneticiler var. Gece gündüz demeden, hafta sonu dâhil gerekli tüm hazırlıklarını yaparak çevrimiçi derslerine disiplinle katılım gösteren öğretmenlerimizin ek dersleri dahi tartışma konusu haline getirilmiş ve “Derse öğrenci katılmadı” denilerek ödemeleri yapılmamıştır. İnternet, bilgisayar gibi desteklerden mahrum bırakılan öğretmenlerimiz eriyen maaşlarına, ödenmeyen ek derslerine rağmen bütün bu sürecin ekonomik yükünü de yine kendileri üstlenmiştir. Öğretmenlerimizin emeği neredeyse görünmez kılınmıştır” şeklinde konuştu.

 

“SINAV MERKEZLİ EĞİTİM ANLAYIŞI TERK EDİLMELİDİR”

 

Eğitim-Sen Mersin Şube Sekreteri Semih Gündoğdu açıklamalarına şöyle devam etti:

-“Anadolu liselerinin fiziki koşulları iyileştirilmeden, ek derslikler yapılmadan, okul kontenjanlarını, derslik sayılarını dikkate almadan artırmak sınıfların aşırı kalabalıklaşmasına neden olmaktadır.. Hatta bazı okullarda ikili eğitim zorunlu hale gelmektedir. Kontenjan fazlası öğrencilerin Anadolu liselerine alınması sonucu ihtiyaç duyulan derslikler için neredeyse dersliklerinin yarısından fazlası boş olan imam hatiplerden derslik kullandırılması sonucu Anadolu lisesinde okuyan 3 öğrenciler fiilen imam hatiplere kaydırılmış olmakta, Farklı inançlardaki öğrencilere mahalle baskısı yapılarak öğrencilerin okullardan ayrılmasına neden olmaktadır. Eğitimin hiçbir kademesinde öğrencilere ve dolayısıyla ailelerine dayatmada bulunulmamalı, eğitim sisteminin öncelikli sorunu olan ‘sınav merkezli eğitim’ anlayışı terk edilmelidir. Her öğrencinin kendi ilgi ve becerisi doğrultusunda hangi alanda okuyacağına kendisinin karar vereceği eğitim sistemi oluşturulmalıdır