ABİDİN YAĞMUR
Orman Bakanlığı’nın verilerine göre geride bıraktığımız haftada Antalya’nın Manavgat, Akseki, Gazipaşa ilçelerinde 12, Mersin’in Silifke, Aydıncık ilçelerinde 7, Muğla’nın Marmaris, Bodrum, Köyceğiz, Milas ilçesinde 7, Adana’da 20, Hatay’da 3 ve Osmaniye’de 4 farklı noktada orman yangını çıktı.
Osmaniye, Adana ve Hatay’daki orman yangınları kısa sürede kontrol altına alındı ancak Muğla, Antalya ve Mersin’de yangınlar çok geniş alanlara yayıldı, kırsal yerleşim alanlarını, kentsel yerleşim alanlarını ve turizm bölgelerini etkiledi.
Bakanlıklar henüz resmi rakamları açıklamadı ancak 6 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda ev ve işyeri, sera, ağıl yandı, çok sayıda küçükbaş ve büyükbaş hayvan öldü. Yangınlarda kaç dekar alanın yok olduğu ise ancak tüm yangınlar kontrol altına alınıp söndürüldükten sonra belli olacak.
Bu haber hazırlanırken Güney illeri Muğla, Antalya ve Mersin’de 9 yangın hâlâ devam ediyordu. Uzmanlar, rüzgar ve nem durumu göz önüne alındığında yangınların salıya kadar sürebileceğini öngörüyor.
SABOTAJ SÖYLENTİLERİ TOPLUMU GERDİ
Yangınların peş peşe neredeyse eş zamanlı olarak çıkması akıllara sabotaj ihtimalini getirdi. Orman uzmanları, yangının çıkış sebebinin çok detaylı bir araştırma sonucunda ortaya çıkabileceğini belirtiyor.
Ancak hem siyaset kurumu, hem halk sabotaj yapıldığından neredeyse emin. Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütlerini işaret ederken başta Manavgat olmak üzere birçok yerde yerleşik halk Kürtleri şimdiden hedefe almaya başladı.
Manavgat’ta bazı grupların silahlı şekilde yol kestiği, doğu ve güneydoğu illerine ait plaka taşıyan araçları durdurduğu, kimlik kontrolü yaptığı, havaya ateş açtığı Manavgat Belediye Başkanı tarafından duyuruldu.
“DEPREME HAZIRLIKLI OLMAK GİBİ YANGINA DA HAZIRLIKLI OLMAK ZORUNDAYIZ”
Sabotaj tartışmalarının yanı sıra Orman Bakanlığının yangınla mücadelede yetersiz olduğu tartışmaları da siyasetin gündeminde.
İklim özellikleri, orman örtüleri ve arazi yapıları benzerlikler gösteren Antalya, Mersin, Adana'da yaşanan orman yangınları öyle hızlı büyüdü ki köylerde, kent merkezlerinde insanlar, ormanlarda diğer canlılar adeta cehennemi yaşadı.
Mersin'in Aydıncık ilçesi ile Antalya'nın Manavgat ilçesi aslında orman yangınlarına alışık. Ama orman teşkilatı genellikle yangınları lokal bir alanda tutmayı başarmış.
Orman teşkilatının bu iki ilde etkili bir gözetleme ve yerden müdahale ağı var.
Antalya bölgesinde uzun yıllar çalışan emekli yüksek orman mühendisi Özcan Çeltik, bu durumu şöyle ifade ediyor:
"Türkiye deprem bölgesi; deprem oluyor, olacaktır. Önemli olan hazır olmak. Bu söz orman yangınları için de geçerli. Antalya ormanlarında gözetlenmeyen tek bir dağ, dere, sırt yoktur. Hakim Tepelere bak bakış açıları hesaplanarak yerleştirilmiş kulelerde hizmet veren görevliler tarafından günün 24 saati boyunca gözetleme yapılır. Tek bir duman yükselmesi bile telsizle merkeze bildirilir. Meteorolojik durum değerlendirmesini günler öncesinden almış olan birimler tarafından, önceden planlanmış görev talimatları uyarınca yangının büyüme, yayılma olasılık hesaplarına göre söndürme güçleri dakikalar içinde harekete geçirilir. İnanıyorum ki bunlar Manavgat yangını için de hiç zaman kaybetmeden yapılmıştır."
“YANGINLAR NEDEN ANINDA SÖNDÜRÜLEMİYOR?”
Öyleyse yangın neden anında söndürülemedi? Neden bu kadar hızla, bu kadar geniş alana yayıldı?
Özcan Çeltik bu sorulara şöyle yanıt veriyor:
" bu yangında erken önleme ihbar alınır alınmaz ilk ateşin üzerine helikopterle ve uçakla su atmakla mümkün olabilirdi. Bir ucuyla diğer ucu arasında 620 kilometre olan bölge müdürlüğünde yalnızca bir uçak varsa, yeterli helikopter konuşlandırılmamışsa bu yapılamamıştır. Olağandan on, on beş dakika fazla gecikme bile tarla, mesken, orman karışımı bir alanda, böyle bir poyraz da varsa yangını durdurulamaz hale getirir. Yani, hava aracı eksikliği yayılımın en büyük nedenidir. Yangının başlama alanının tarlalarla parçalı oluşu, tarlaların ekin artıkları ve kuru otlarla dolu oluşu, yayılımı önlemeyi olanaksız hale getirmiştir. Yer söndürme ekiplerini belli hat ve noktalara yerleştirip mücadele etmek imkansız hale gelmiş, ekipler saçılmıştır. "
“SÖNDÜRME İŞİ EHİL OLANLARA VERİLMELİ”
Özcan Çeltik, 30 yılı bulan deneyimlerine dayanarak, Orman Bakanının yangın bölgesine gitmesinin söndürme çalışmalarını zaafa uğrattığını da iddia ediyor.
2008 yılında, Antalya Şube Koruma Müdürü olduğu dönemde Manavgat Taşağıl'da çıkan orman yangınında, 40 bin hektarın yandığını kaydeden Çeltik, bu rakamın resmi kayıtlara 16 bin hektar olarak geçtiğini söylüyor.
O yangında telsizlerden helikopter gönderin çığlıkları yükselirken bir helikopterin zamanının başbakanını karşılamaya gönderilmesi, dağlarda yangın sürerken başbakanın sönmüş alanda konuşma yapması ve iki helikopterin sönmüş alana su sıkarak medyaya görüntü vermesi de Çeltik'in anıları arasında.
Çeltik, son yangında da Orman Bakanının yangın alanında olmasını eleştiriyor. Ona göre sahayı bilen müdürler, amirler o ortamda seslerini bakana duyuramamış olabilir.
Çeltik'in dikkat çektiği bir diğer nokta ise mevzuatla ilgili.
Daha önce yangın amiri, bölgesini karış karış bilen orman işletme müdürüyken, son değişiklik ile yangın amiri, yangın mahalline ulaşan en büyük amir olmuş. Yani yangın amiri bölgeyi hiç bilmeyen genel müdür de olabilir. Hatta bakan da olabilir. Çeltik, bu anlayışın çok orman alanının kaybedilmesine neden olduğunu söylüyor ve ekliyor:
"Kibir ve fiyaka bırakılmalı. Söndürme işini işin ehli olanlar tek ses olarak yönetmelidir."
BELEDİYELER VE HALK SEFERBER OLDU
Antalya ve Mersin’in orman köylerini bilenler, yangınların büyüdüğünü duyduklarında bunun çok büyük bir felakete yol açacağını anlamışlardı. Çünkü bölgede orman köyleri şehir merkezine, ana yollara oldukça uzak. Orman örtüsü ve arazi yapısı yangınların hızla yayılmasına neden oluyor. Yani yangın sırasında köylünün evini tahliye etmesi çok kolay değil. Özellikle büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığı olanların en büyük sorunu hayvanları güvenli bir alana tahliye etmek ve tahliye edilen alanda yem ve su ihtiyacını giderebilmek.
Tarım ve hayvancılık daire başkanlıkları bulunan Antalya Büyükşehir Belediyesi ile Mersin Büyükşehir Belediyesi, orman köylüsüne hayvan tahliyesi için destek vermiş olsa da birçok çiftçi ailesi hayvan varlığını yangından kurtaramadı. Çok sayıda hayvan alevler arasında can verdi. Yangından kurtarılabilen hayvanlar ise belediyelerin desteğiyle tedavi ediliyor.
Mersin Büyükşehir Belediyesi yaban hayvanları ve sokak hayvanları için de ekipler görevlendirdiğini duyurdu. 4 araç yangın bölgesinde mama ve su desteği sağlarken yaralı hayvanlar tedavi için veterinerliğe gönderildi. Hayvanseverler de gönüllü ekipler oluşturarak sokak hayvanlarına ulaşmaya çalıştı.
Yangında evini kaybeden ya da evini boşaltmak zorunda kalan vatandaşlar kamu kurumlarına ve yatılı okullara ait pansiyonlarda konaklıyor. Belediyeler ve vatandaşlar, evlerini kaybeden vatandaşlar için yardım kampanyalarına başladı. Yardım malzemeleri belediyeler ve dernekler eliyle yangın bölgelerine ulaştırılıyor.