ZELİHA ÖZİPEK
Eğitim-Sen Mersin Şubesi, 1,5 yıl aradan sonra başlayan yüz yüze eğitimde yaşanan sorunlara dikkat çekmek için “Mersin’de okullar yüz yüz eğitime hazır mı?” başlıklı rapor hazırladı. Son 1 haftadır eğitim ve öğretimde çok ciddi problemlerin yaşandığını söyleyen Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “Oysa yapılan açıklamalara bakıldığında ise her şeyin çok iyi gittiği, hiçbir problemin olmadığı, sınıf mevcutlarının 22 civarında olduğu ve her şeyin güllük gülistanlık gittiği gibi bir algı var ama maalesef eğer şartlar böyle devam ederse yeni bir kapanmayla tekrardan yüz yüze kalma ihtimalimiz var” dedi.
Pandemiyle mücadele kapsamında 1,5 yıldır yüz yüze eğitime ara verilmişti. Okulların tekrardan kapılarını açmasıyla birlikte milyonlarca öğrenci okul sıralarını pandemi koşullarında doldurdu. Okullarda koronavirüse karşı yeteri kadar önlem alınmadığına dikkat çeken Mahmut Sümbül ise “Mersin’de okullar yüz yüz eğitime hazır mı?” başlıklı bir rapor hazırladıklarını duyurdu.
Raporda okulların pandemi şartlarına ne kadar uygun olduğuna dair bilgilerin olduğunu söyleyen Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “Yaklaşık 1 haftadır başlayan eğitim sürecinde önceden de çok yoğun uyarılarımız olmasına rağmen çok ciddi problemler yaşamaya devam ediyoruz. Bunlara dair sendikamız rapor hazırladı. Pandemi sürecin öncesinde de eğitimde çok önemli fırsat eşitsizlikleri vardı. Birlikte bunun katlanarak arttığını duyurmaya çalıştık. 3 dönem pandemiyle geçti maalesef. Ve dünyada okulların en çok kapandığı 2. Ülke olarak ün yaptık. Oysa ilk açılması ve en son kapanması yerlerdir eğitim kurumları. MEB, Sağlıkla birlikte en çok bütçenin ayrılması gereken bir bakanlıkken her yıl bütçesi daha da düşüyor. Bu pandemiyle birlikte çok daha büyük bir açık haline geldi. 31 Ağustos itibariyle de eğitim ve bilim emekçisi arkadaşlarımız göreve başladılar. Biz göreve başlamadan önce Milli Eğitim Bakanlığı’nı ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nü uyararak yaz döneminin iyi geçirilmesi gerektiğini, yapılması gereken hazırlıkları Tabip Odası ve sağlık emekçileriyle birlikte hazırladığımız ortak raporlarla dile getirmeye çalıştık. Okulların açılmasıyla birlikte bu eksiklerin giderilmediğini, tam tersine okulların onarımdan geçme sürecinin yaz mevsiminde olması gerekirken eğitim öğretimin başlamasıyla birlikte onarımı girdiği, okulların şantiyeye dönüştüğü (Bahriye İlköğretim, Hasan Akel Lisesi) buna en tipik örnekler. Bu nedenle bazı okulların kadrolarının birleştiği ve ikili eğitimin çok aşan sıkışmışlıkların yaşandığını gördük. Yine son hafta içerisinde de çok ciddi bulaş artışı söz konusu olmaya başladı. Hem Türkiye genelinde hem de Mersin’de durum bu şekilde. 75. Yıl Fen Lisesi ve 19 Mayıs Anadolu Lisesi buna örnek gösterilebilir. Çok farklı okullarında çok fazla sayıda öğretmenin, öğrencinin pozitif olduğuna dair ve temaslı olduğuna dair ciddi bilgiler akmaya başladı” dedi.
“TENEFFÜS SÜRELERİ 30 DAKİKA OLMALI”
“Hazırlanan raporda dezenfektandan tutalım maskeye, servis araçlarından tutalım sınıfların kalabalık lığına, teneffüs sürecine kadar çok ciddi olumsuzluklar içeren bilgiler var” diyen Sümbül, “Maalesef sınıf kalabalıklığı Mersin’de de Türkiye’de de oldukça fazla. Sınıfların önemli bir kısmı 40’ı aşan sayılara sahip. Pandemi sürecinde bu önemli sorunlardan bir tanesi. Pandemide maske ve dezenfektandan çok daha önemli bir şey var Mersin’de. O da sınıfların havalandırılması. Teneffüs sürelerine dair Bakanlık Valiliklere yetki vermişti fakat hafta içerisinde 3 defa teneffüs sürelerine dair aynı gün içerisinde değişiklikler oldu. Oysa hem bilimin hem pedagojinin bu süreçteki en önemli gereği ise sürelerin teneffüs sürelerinin 30 dakika olması ve sınıfların havalandırılması gerekiyor. Pandemi koşullarında hiç eğitim öğretim hakkında faydalanamayan öğrencilerimiz oldu. Birçok çocuk uzaktan eğitimden faydalanamadı. Maalesef yüz yüze eğitimde de hala tarım emekçisi insanların çocukları şu an tarlalarda, değişik yerlerde eğitimden uzak kalıyorlar” ifadelerini kullandı.
“OKULLARDA TEMİZLİK ÇALIŞANI YOK”
Okullardaki temizlik çalışanlarının azlığına dikkat çeken Sümbül, “Yine önemli konulardan bir tanesi ise okullarında hijyeni sağlayacak personelin neredeyse hiç olmaması. Artık yardımcı hizmetler sınıfında çalışan insanlar kadrolu olarak atanmıyor maalesef. Okullar hizmetlinin ve memurun neredeyse olmadığı yerler haline geldi. Okullar bu durumda ne yapıyor peki? Okul aile birliklerinin katkısıyla velilerden de para toplayarak bu ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyorlar. Son dönemlerde İŞKUR ile yapılan protokollerle İŞKUR elemanı adı altında kısmi çalışma ile bu tedarik edilmeye çalışıldı ama gerçeklik şu ki: haziran ayı geldiğinde iş akdiler feshediliyor. Ve Eylül’de yeniden alımlar başlıyor ancak bu arkadaşlarımız Ekim ayının başında başlayabiliyorlar. Yani şu anda okullarda yardımcı hizmetler sınıfında personel yok” dedi.
Sümbül, “Oysa yapılan açıklamalara bakıldığında ise her şeyin çok iyi gittiği, hiçbir problemin olmadığı, sınıf mevcutlarının 22 civarında olduğu ve her şeyin güllük gülistanlık gittiği gibi bir algı var ama maalesef eğer şartlar böyle devam ederse yeni bir kapanmayla tekrardan yüz yüze kalma ihtimalimiz var. Bunu da biz eğitim ve bilim emekçileri olarak asla kabul etmeyiz. Okulların açık kalması çok önemli. İlk açılması ve son kapanması yerler okullar olmalıdır” dedi.