“Erdoğan keşke Mersin’in yoksullarını dinleseydi” | Güney Gazetesi Mersin

“Erdoğan keşke Mersin’in yoksullarını dinleseydi”

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, partisinin Mersin İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Akkuyu Nükleer Santralini gezmesini de eleştirdi.

“Erdoğan keşke Mersin’in yoksullarını dinleseydi”


ABİDİN YAĞMUR

 

Özel,  “Akkuyu Nükleer Santralini yerinde görmeye geldim diyor. Keşke narenciye üreticisinin sıkıntılarını yerinde görmeye geldim diyebilseydi. Keşke esnafın sıkıntılarını dinlemeye geldim diyebilseydi. Mersin’deki yoksulları, işçileri, işsizleri, gençleri görmeye, dinlemeye geldim diyebilseydi. Ama o tartışmalı, hem Mersin’i ve Kıbrıs’ı tehdit edecek bir nükleer santrali görmeye gelmiş. Kendisine gösterirler ama Türk mühendislere göstermeyeceklerini bilmenizi isterim. Ruslar teknolojiyi getiriyorlar ama onu size öğretmiyorlar. Onu size bırakmıyorlar.  Bunları hatırlatmak lazım.  Tayyip Erdoğan’a böylesi büyük yatırımda gösterdiği imtiyazlar ve böylesine elektrik alım garantisi için teşekkür edeceklerini ve santralin bir kısmını gösterecekleri anlaşılıyor” dedi.

 

“ANA KONTEYNIR LİMANI MERSİN’E YAPILMALI”

 

Erdoğan’ın Mersin’de 12 yıldır yapılamayan havalimanını, 20 yıldır yapılamayan Mersin-Antalya yolunu görmeden gideceğine değinen Özel, “CHP Mersin’in lojistik kenti olmasını istiyor. Ana konteynır limanını da çok önemsiyor. Ama mevcut limanı kiralayan bir işletmeci karına kar katsın diye Mersin’in limanını bir konteynır deposuna dönüştürüyor. Oysa 10. Kalkınma planında şehrin doğusunda bir konteynır limanı yapılması öngörülüyor. Biz bunu destekliyoruz. Ancak bunu yapmak yerine mevcut limanı genişletmek gibi bir Mersin’e ihanet projesiyle karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.

 

MERSİN’İ NASIL YÖNETİYORSAK TÜRKİYE’Yİ DE ÖYLE YÖNETECEĞİZ”

 

Mersin’deki CHP’li belediyelerin çalışmalarını da anlatan Özel şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanı keşke nükleer santrali görmek yerine gelip belediyelerimizin nasıl sosyal demokrat belediyecilik yaptığını görse, burada müşahede etseydi. Neyle övünüyorsun derseniz. Hizmette eşit ve adil olduğumuzun vatandaşlarımız tarafından teyidiyle övünüyoruz. Kuzeyden güneye, doğudan batıya Mersin’in her noktasına gücümüz nispetinde hizmet götürdüğümüzü ve vatandaşımızın bundan memnuniyetinin her geçen gün arttığını vurgulamak isterim. Bir ayrımcılık yapıyorsak kadınlara pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Tarımda bile destek verirken önce kadın çiftçiye destek veriyoruz. Mersin’de yurtlar yapıyoruz. Cemaatlerin elinde kalsınlar, denetimsiz yerlerde yansınlar istemiyoruz. Belediyelerimiz Mersin’de kendilerine emanet edilen cumhuriyetin öğrencilerine sahip çıkıyor. Kreşler açıyoruz. 0-3 yaş arası eğitimle ilgili yatırımlar yapıyoruz. Belediye dershaneleri yoluyla eğitimdeki fırsat eşitsizliğine müdahale ediyoruz. 6 bin öğrenciye kurs verirken yüzlerce atanamayan öğretmenimize de istihdam sağlıyoruz. Bugüne kadar Mersin’e gelmeyenler konuşuluyordu şimdi yıl sonunda Mersin’e metroyu getirmenin kıvancını yaşıyoruz. Birileri hayal ediyordu. Hafif raylı sistem diyordu. İcabında yerden, icabında yeraltından gerçek bir metroyu, finansmanı da Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından bulunan bir metroyu Mersin’e kazandırıyoruz.  MHP’li belediye gitti, onlarla birlikte sıkıntılar gitti, gerilim gitti. AKP’li belediye gelmedi, kimsenin yaşam tarzına karışılmıyor. Mersin Türkiye’nin en mutlu şehirlerinden. Mersin’den bir iyi belediyecilik örneğini anlatmanın kıvancı içindeyim. Recep Tayyip Erdoğan çocuklarımız için bile tehdit olabilecek nükleer santrali görmeye gelmişken böyle bir belediyecilik anlayışı Mersin’e iyi geldi, Türkiye’ye de iyi gelecek. Mersin’i nasıl yönetiyorsak Türkiye’yi de öyle yöneteceğiz.”

 

“ARTIK MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR”

 

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel hayat pahalılığı konusunda da hükümete yüklendi. Özel şunları söyledi:

“Gıda fiyatları öyle bir noktaya geldi ki her sene AKP iktidarı bir düşman bulup suçu onlara yıkmakta mahir. Soğan, patates depolarını basmışlardı. Onların üreticilerini, toptancılarını gözaltına almışlardı.

Şimdi her şeyde fiyat yükseldi. TÜİK var. Tayyib’i Üzmeyen İstatistik Kurumu. Onun verdiği rakamlar görünüşte yüzde 19 civarında. Gerçek enflasyon yüzde 40 olarak ölçülüyor. Ama bir de mutfak enflasyonu var ki o mutfağı, cüzdanı yakıyor. Hemen algıya başladılar. Biz aslında ülkeyi iyi yönetiyoruz ama birileri bizi dinlemediği için fiyatlar yüksek diyorlar.  Yaptıkları baskınlarla şunu söylemek istiyorlar. Aslında bizim suçumuz yok. Reisten habersiz bir şeftali var yüzde 64 zamlanmış, bütün suç onun diyorlar.  Aslında bizim suçumuz yok. Laf dinlemez kabak yüzde 88 zamlanmış, bütün suç onun diyorlar.  Biz iyi yönetmiş olmamıza rağmen yüzde 68 daha pahalıya tencereye giren taze fasulye milli birliğimize tehdit ediyor diyorlar.  Devlet beye de söyleyin, devletin en büyük düşmanı salatalık yüzde 128 zamlanıyor diyorlar. Suçu kendinde değil bulgurda, nohutta, kurufasulyede, salçada arayan, vatandaşın aklıyla alay eden, vatandaşın gözünün içine baka baka aptal muamelesi yapan bir anlayış var. Bu vatandaşımız tarafından üzüntüyle, esefle karşılanıyor.”