ABİDİN YAĞMUR
Uluslararası Mersin Liman İşletmecisi (MİP) liman sahasını şehir merkezine, Atatürk Parkı önlerine doğru genişletmek için proje hazırlamış, Mersin Büyükşehir Belediyesi projeye karşı dava açmıştı.
Mersin 2. İdare Mahkemesi, dava kapsamında görevlendirilen bilirkişi heyetinin “Liman genişlemesi uygun değil” görüşünü dikkate alarak projenin yürütmesinin durdurulmasına karar vermişti.
TCDD ve MİP bu kararı temyiz etti ancak Bölge idare Mahkemesi de liman genişleme projesine temkinli yaklaşarak yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Uluslararası Mersin Liman İşletmecisi (MİP) ise dava süreci devam ederken farklı bir yola başvurdu ve İTÜ’den bir rapor olarak mahkemeye başvurdu, yeni bir bilirkişi heyeti talep etti.
ÜST MAHKEME DE YÜRÜTMETİ DURDURMA VERDİ
Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Seyrettin Atar, yazılı bir açıklama yaparak gelişmeleri kamuoyuna aktardı ve görüşlerini paylaştı.
Atar açıklamasında, limanın genişleme projesine karşı açılan davaya müdahil olunduğu belirtilerek, “Limanın mülkiyet sahibi TCDD Genel Müdürlüğü ve kiracısı konumdaki Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş söz konusu yürütmeyi durdurma kararını Adana Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava dairesine itirazda bulunulmuş ancak Bölge İdare Mahkemesi söz konusu yürütmeyi durdurma kararını uygun bularak 06.10.2021 tarih ve 2021/209Y kararı ile onamıştır” dedi.
“PARA KARŞILIĞI RAPOR ALINDI”
İmar davalarında yürütmeyi durdurma kararı alınıp daha sonra bu karar bölge idare mahkemesinden de onaylandığı takdirde kesin karar verilmesi gerekirken söz konusu davalı durumda yer alan; Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş’nin farklı bir yola başvurduğunu kaydeden Atar, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Şirket İstanbul Teknik Üniversitesi Konut Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü döner sermaye adına ücret yatırmak suretiyle Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğretim üyelerinden oluşan heyetten söz konusu kapasite artışının sorun teşkil etmediğini içeren bir rapor almış ve bu rapor doğrultusunda Mersin 2. İdare Mahkemesi 15.09.2021 tarihinde yeniden 5 kişilik bir bilirkişi heyeti oluşturulması ve naip üye atanması yönünde ara karar verilmiştir.
Davalı firma tarafından söz konusu üniversitenin döner sermaye birimine maddi bedeli ödenerek alınan rapor doğrultusunda; Mersin Limanının tarihsel süreçleri, kent merkezi ile ilişkisi, limanın genişlemesinin çevresel anlamda etkileri göz ardı edilerek sadece imar mevzuatlarına atıfta bulunarak hazırlatılan bu rapor emsal teşkil edilerek söz konusu davanın ara kararında yeniden bilirkişi talep edilmesi ve bilirkişi listesi için belirli tarifler yapılması söz konusu süreç için kaygılar oluşturulmuştur.
Maddi bedel karşılığında alınan ve mahkemeye sunulan bu rapor detaylı olarak incelenip söz konusu rapora karşı hazırlayacağımız teknik rapor mahkeme heyetine teslim edilecektir.
Ayrıca söz konusu raporda imzası bulunan kişilerin bağlı bulundukları TMMOB bağlı meslek odalarının genel merkezlerine raporun incelenmesi ve meslek etik ve kararlarına aykırı bir durum olması durumunda gerekli disiplin işlemlerinin yapılması için girişimler başlatılmıştır. Nihayetinde; TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu olarak sürecin sonuna kadar takipçisi olduğumuzu ve komisyon çalışmalarımızın da bu yönde devam ettiğini belirtmek isterim.”
“ÇEYREK ASIRLIK HAYALİN ÖNÜ KAPATILDI”
Daha önceki Çevre Düzeni Planında ana konteynır limanı depolama alanı olarak işaretlenen arazi Cumhurbaşkanlığının kararıyla önce ‘özel endüstri bölgesi’ ilan edildi, sonra da ‘askeri alan ilan’ edildi. TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Seyfettin Atar, “Kentimizin çeyrek asırlık ana konteyner limanı hayalinin önü kapatılmıştır” dedi.
Yazılı bir açıklama yapan Atar, Toros gübre fabrikasının bulunduğu araziyi de kapsayan alanın daha önce Özel Endüstri Bölgesi ilan edildiğini, daha sonra polipropilen tesisi kurulmak istendiğini ancak açılan davalar sonucunda tesisin ÇED raporunun iptal edildiğini anlattı.
Atar, “Tüm bu süreçler devam ederken söz konusu bölge 15.09.2021 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 1/100000 ölçekli çevre düzeni planında; Askeri yasak ve güvenlik Bölgesi (Özel Güvenlik Bölgesi) ilan edilmiş olup planın askı süreci devam etmektedir. Söz konusu Özel Endüstri Bölgesinin onaylanan planlarına ve yer seçimine karşı açılan davalar devam ederken yapılan bu değişikliklerin amacının ne olduğunu anlamakta zorluk çekmekteyiz. 2565 sayılı “askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgeleri kanunu” ve bu kanuna ilişkin yönetmelik hükümleri incelendiğinde üzerinde herhangi bir tesis bulunmayan veya proje aşamasında dahil olmayan bu alanın söz konusu plan değişikliği ile sadece devlet tasarrufunda kalması amaçlanmaktadır. Ana konteyner limanı fiziksel anlamda yer seçimi 2017 yılında revize edilen Adana-Mersin çevre düzeni planında belirlenmiştir. Akabinde şu anda Özel endüstri bölgesi ilan edilen alan ise Ana konteyner limana hizmet verecek depolama alanları ve serbest bölge gelişim alanı olarak planlanmıştır. Maalesef üst ölçek planlarda alınan bu kararlar 1 yıl geçmeden değiştirilmiş kentimizin çeyrek asırlık ana konteyner limanının önü kapatılmıştır. TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu olarak kentimizin kaderini tayin edecek olan bu tip hegonomik yatırımlar özelinde gerçekleştirilmeye çalışılan bu ihanete dur denilmesi birinci görevimizdir. Kentimizi yakından ilgilendiren ve Mersin’in kaderini belirleyecek olan söz konusu yatırımlar hakkında başta Mersin Valiliği olmak üzere kentimizde ki tüm Oda, STK ve kent paydaşlarının bir arada yer almasını talep ediyor ve gerçeklerin açıklanmasında her zaman Mersin’den yana olacağımızı saygı ile kamuoyuna sunarız” dedi.