Ülkenin günlük ortalama 7,5 saat güneşlenme süresine sahip olduğunu ama izlenen enerji politikalarının bu kaynağı kullanmaktan uzak olduğunu belirten Yücesoy “Yıllardır izlenen ulusal ve kamusal çıkarları gözetmeyen, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını yeterince değerlendirmeyen, dışa bağımlı enerji politikalarının olumsuz sonuçlarıyla karşı karşıyadır. Enerji sektörü günlük ve kısa vadeli politikalarla dışa bağımlı kılınmakta; pahalı, süreksiz ve ithal enerji kaynakları kullanılmaktadır” ifadelerini kullandı.
Yücesoy, yılda 300’den fazla günün güneşli geçtiği Mersin’de 1997 yılından bu yana “Güneş Enerjisi Sistemleri” konusunda çeşitli seminerler, konferanslar ve sempozyumlar düzenlediklerini dile getirdi. Tüm çalışmalarda amaçlarının öncelikle farkındalık yaratmak, bilgilendirmek ve bilinçlendirmek olduğunu söyleyen Yücesoy, “Özellikle yılda ortalama 1311 kWh/m2 ışınım alan ülkemizde, güneş enerjisinin kullanım alanlarının yaygınlaşmasını sağlayacak uygulamaları tanıtmak, yerli ve yeni teknolojilerin ülkemizde üretimini ve kullanılmasını sağlamak olmuştur” ifadelerini kullandı.
“GÜNLÜK GÜNEŞLENME SÜRESİ 7,5 SAAT”
Yücesoy, Türkiye Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlasına (GEPA) göre, yıllık toplam güneşlenme süresinin 2.741 saat (günlük ortalama 7,5 saat), toplam gelen ışınım şiddeti günlük ortalamasının 4,18 kWh/m² gün olduğunu ve bu güneş enerjisinin toplam gücünün 1.3 milyar ton petrole eşdeğer olduğunu bu gücün değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin konum olarak güneş enerjisinden en fazla ve en yüksek verimlilik düzeyinde yararlanma potansiyeline sahip olan bir ülke oluğunu belirten Yücesoy, ülkenin konum itibariyle yılın 4 mevsimi boyunca güneş ışınlarını dönüşümlü olarak yoğun alan bölgelere sahip olduğunu söyledi.
“FOSİL KAYNAK KULLANIMI YÜZDE 83,5”
Türkiye’nin yılın 114 günü güneş enerjisi üretme yetisine sahip olan bir ülke olduğunu belirten Yücesoy, “Bu yüzden güneş enerjisi üzerine yoğunlaşan yatırımlar arttırılmalıdır. Yatırımların artması ile birlikte 1 yılda ortalama 1.100 kWh değerinde güneş enerjisi elde edilebilir. Ülkemizde birincil enerji arzı içinde fosil kaynakların payı yüzde 83,5, yenilenebilir enerji kaynaklarının payı yüzde 16,5; ithal kaynakların payı yüzde 69, yerli kaynakların payı ise yüzde 31’dir. 2002-2019 döneminde birincil enerji talebi yüzde 87,3, enerji girdileri ithalatı yüzde 102,4 oranında artarken, yerli enerji arzı yüzde 83,6 artışla talep ve ithalattaki artışın gerisinde kalmıştır” ifadelerini kullandı.
“GÜNEŞTEN DÜNYANIN İHTİYACINDAN 50 KAT FAZLA ENERJİ ÜRETİLEBİLİR”
2020 yılındaki verilere göre Türkiye’de elektrik üretiminin enerji çeşidine göre dağılımının yüzde 31,8 hidrolik enerji, yüzde 27,2 doğalgaz, yüzde 20,3 kömür ve linyit, yüzde 8,9 rüzgâr, yüzde 6,8 güneş, yüzde 1,7 jeotermal ve yüzde 3,3si ise diğer kaynaklar şeklinde olduğunu söyleyen Yücesoy, “Güneş enerji üretim sistemlerinin maliyetleri düşerken teknik potansiyelleri artan güneş enerjisi, dünyanın ihtiyacından 50 kat fazla enerji sağlayabilir ve küresel enerji ihtiyacı fosil yakıtlara ihtiyaç duyulmadan tamamen yenilenebilir enerjiyle karşılanabilir” dedi.
Ülkenin enerji alanında dışa bağımlılığı giderek artmakta olduğunu dillendiren Yücesoy, “Yıllardır izlenen ulusal ve kamusal çıkarları gözetmeyen, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını yeterince değerlendirmeyen, dışa bağımlı enerji politikalarının olumsuz sonuçlarıyla karşı karşıyadır. Enerji sektörü günlük ve kısa vadeli politikalarla dışa bağımlı kılınmakta; pahalı, süreksiz ve ithal enerji kaynakları kullanılmaktadır” ifadelerini kullandı.
“DIŞA BAĞIMLILIK NÜKLEERLE DEĞİL YENİLENEBİLİR ENERJİYLE AZALIR”
Enerjide dışa bağımlılığımızın azaltılmasının, yurt dışına kaynak aktaran nükleer santrallerle değil, yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirmesi ve yaygınlaştırması ve uzun, verimli ve kalıcı ulusal enerji politikalarının yürürlüğe sokulması ve devam ettirilmesi ile mümkün olduğunu söyledi.
Türkiye’nin enerjide dışa bağımlı olmasından hareketle, güneş, rüzgar, biyo kütle ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının, teşvik edilmesi hatta zorunlu hale getirilmesi gerektiğini belirten Yücesoy, “Odamız doğal, sürdürülebilir, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ile bu stratejik alanda bağımlılığımızı azaltmanın ve tam bağımsız Türkiye düşüncesinin gerçekleşmesi için, enerji girdileri ithalatına ödediğimiz yüksek bedellerin azaltılmasının mümkün olduğu düşüncesindedir. TMMOB Makina Mühendisleri Odası, ülke kaynaklarının ve teknolojinin, halkımızın ve ülkemizin çıkarları doğrultusunda kullanımını savunmaktadır. Mesleğimizle ilgili alanlarda meydana gelen bilimsel ve teknolojik gelişmelerin, yeni uygulamaların tanıtılmasının yanı sıra, altyapıdaki ve yasalardaki sorunlarıyla birlikte ele alınması odamızın sorumlulukları arasındadır” diye ekledi.