Cinayetin gerçekleştiği Mezitli Güçlendirilmiş Göçmen Sağlık Merkezi önünde bir araya gelen hekimler, “Emek bizim, söz bizim”, “Şimdi susuyoruz” yazılı pankartlar açtı ve bir süre oturma eylemi yaptı. Eyleme, Dr. Ahmet Dikmen’in yurtdışından gelen kardeşleri ve akrabaları da katıldı.
Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, burada yaptığı açıklamada, Dr. Ahmet Dikmen cinayetinde belirsizlikler sürdüğüne dikkat çekti.
Sağlıkta dönüşüm programı başladığından bu yana çalışma ortamlarının kötü olduğunu, hekimlerin tükenmişlik sendromu yaşadığını ısrarla anlattıklarını kaydeden Antmen, çalışma şartlarının düzeltilmesi, çalışma saatlerinin insani koşullara çekilmesi, iş barışının sağlanması için yaptıkları tüm çağrıların senelerce yanıtsız kaldığını ifade etti.
Antmen, meslektaşı tarafından katledilen Dr. Dr. Ahmet Dikmen’in, 30 yıldır tüm iyi niyetiyle hekimlik mesleğini yapan, mesleğinin anlamını bilen ve ona yakışan bir sorumlulukla verilen görevleri hiç şikayet etmeden yerine getiren bir hekim olduğunu anlattı.
Cinayetle ilgili soruşturmanın titizlikle yürütülmesini, ihmali bulunanların ortaya çıkarılmasını istediklerini kaydeden Antmen, şunları söyledi:
“Zanlı Dr. H.Ç’nin gerek Mersin iline sürgün olarak geldiği Antalya’da ve gerekse de Mezitli ilçesine sürgün olarak geldiği Toros İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde çeşitli olumsuz davranışlar içerisinde olduğu ve bir yıldır çalıştığı Mezitli İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde de bazen Dr. Ahmet Dikmen ile bazen de diğer sağlık çalışanları ile pek çok kez tartışmalar yaşadığı belirtilmektedir. Bu söylentiler araştırılmış mıdır? Bu söylentiler doğru ise herhangi bir soruşturma açılmış mıdır? Dr. Ahmet Dikmen olaydan birkaç gün önce, zanlı H.Ç’nin kurumdan başka bir yere gönderilmesini istemiş midir? Bu soruları çoğaltmamız mümkün. Ancak biz konunun özellikle Valilik ve İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ayrıntılı bir şekilde araştırılacağına olan inancımızı korumak istiyoruz.
Bizler, her zaman için hukukun üstünlüğüne inanan ve hukuk dışı en ufak bir şeye tahammülü olmayan kurumlarız, bu nedenle de gerekli hukuki ve idari soruşturmaların en ince ayrıntısına kadar yerine getirileceğine dair inancımız tamdır. Bu soruşturmalarda herhangi bir eksiklik gördüğümüzde uyarı görevimizi de her zaman yapacağız.
Özellikle idari soruşturmalar sonucu herhangi bir ihmal var ise sorumluların cezalandırılması konusunda da olayın takipçisi olacağımızı bir kez daha ilan ediyor, sessiz oturma eylemimizin görmeyen gözlere, duymayan kulaklara gerekli mesajı vereceğine inanıyoruz.”