Ekonomi uzmanından “orta direk” uyarısı | Güney Gazetesi Mersin

Ekonomi uzmanından “orta direk” uyarısı

Türkiye İstatistik Kurumu, enflasyonu yüzde 19,89 olarak açıkladı ancak Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) gerçek rakamın yüzde 49,87 olduğunu ileri sürdü. Eğer ENAG’ın verdiği rakamlar doğruysa ekonomide nasıl bir tabloyla karşılaşacağız. Prof. Dr. Erkan Aktaş bu soruya şöyle yanıt veriyor: “Birincisi çalışanların satın alma gücünün hızla düşmesi beklenebilir. İkincisi orta direk dediğimiz düşük gelir üstü kesimlerin de giderek erinesine neden olur.”

Ekonomi uzmanından “orta direk” uyarısı


ABİDİN YAĞMUR

 

TÜİK Ekim ayında enflasyonunu bir önceki aya göre yüzde 2,39, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19,89 hesaplarken ENAG, Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 6,90, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49,87 hesapladı. TÜİK ve ENAG’ın verdiği oranlar arasındaki fark yüzde 30 yani iki katından daha fazla. Peki, bu ne anlama geliyor?  Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Prof. Dr. Erkan Aktaş, gazetemiz Güney için değerlendirdi.

Prof. Dr. Aktaş, aynı döneme ilişkin enflasyon oranının biri devlet kurumu, bir bağımsız iki kurum tarafından çok farklı şekilde hesaplanmasının 4 sebebi olabileceğini söylüyor ve bunları şöyle özetliyor:

 

“BİLEREK DÜŞÜK MÜ GÖSTERİLİYOR”

 

“Birincisi ENAG yanlış hesap yapıyor olabilir. İkincisi ENAG bilinçli olarak yüksek gösteriyor olabilir. Üçüncüsü TÜİK bilinçli olarak düşük gösteriyor olabilir. Dördüncüsü TÜİK yanlış hesap yapıyor olabilir. Bu seçeneğin olma ihtimali yok denecek kadar azdır. Bu 3 temel seçenek arasında hangisi size daha yakın, ona siz karar verin.  Sosyal medyada birçok kişi kendi çapında anket yaptığında üçüncü seçenek ön plana çıkıyor. Metropol araştırma şirketinin Haziran 2021’de yaptığı araştırmada TÜİK’in enflasyon verilerine güvenin yalnızca yüzde 6 düzeyinde olduğunu hesaplanmış.”

 

“ENAG VERİLERİ DOĞRUYSA 5000 BİN LİRALIK MAAŞLAR 1500 TL AZALMIŞ OLUR”

 

TÜİK’in enflasyon verisini düşük göstermesinin bir suç olacağı gibi elde sağlam kanıtlar olmadan TÜİK’i enflasyon verilerini düşük gösteriyor diye suçlamanın da ayrı bir suç olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Aktaş, “Birinci suçun etki ve kapsamının çok fazla olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü milyonlarca çalışan maaş zamlarını enflasyon artışına göre almaktadır. Bu durumda, gösterilecek düşük bir enflasyon verisi çalışan gelirini direk etkileyecektir. Örneğin ENAG verisini doğru kabul edersek, bu yıl çalışanların gelirinin yüzde 30 reel olarak azalması anlamına geliyor.  Geçen sene 5000 TL alan çalışanın TÜİK verileri doğrultusunda 6000 TL olması öngörülebilir. ENAG verilerine göre ise 2021 yılı sonu itibariyle 7500 TL olması gerekirdi. Yani geçen sene 5000 TL alan çalışan maaşının 1500 TL azalması anlamına geliyor.”

 

“ORTA DİREK DE ERİMEYE BAŞLAR”

 

Peki, ENAG verilerini kabul edersek ekonomide ve sosyal yaşamda ne tür sonuçlar ortaya çıkabilir? Prof. Dr. Erkan Aktaş bu soruya şöyle yanıt veriyor:

“Birincisi çalışanların satın alma gücünün hızla düşmesi beklenebilir.  Diğer bir sonucu ise orta direk dediğimiz düşük gelir üstü kesimlerin de giderek erinesine neden olur. Bu durumdan kaynaklı azalan efektif talep sonucu, ÜFE ile TÜFE makasının aralığı giderek daha artacaktır.  GSYİH deflatörü içinde aynı şey geçerli ise TÜİK’in hesapladığı büyüme rakamları değişecektir. Sonuç olarak, slumpflasyon ya da stagflasyon yaşıyoruz da haberimiz mi yok?  Diğer konu ise faiz tartışmalarıdır. Sağlıklı enflasyon oranını belirlenemeyen ülkeler sağlıklı faiz oranını da tespit edilemez. Son tahlilde, bunun adı yeni model olabilir; düşük faiz, ücret ve yüksek kura dayalı büyüme!”