İlk albümünü 2021 yılında yayınlayan, Anadolu ve Azerbaycan Coğrafyasının en sevilen eserlerini kendine has tarzı ile seslendiren Elif Sanchez, Javier Limon prodüktörlüğünde 9 İspanyolca ve 2 Türkçe şarkıdan oluşan 2.albümünün repertuvarını ilk kez Mersin’de müzikseverlere sunacak.
Elif Sanchez’in ikinci albümünün prodüktörlüğünü ise, Buika, Enrique & Estrella Morente, Chucho Valdés, Paco de Lucia, Mariza, Caetano Veloso, Alicia Keys gibi dünyaca ünlü 1000’den fazla isimle 100’ü aşkın prodüksiyona imza atan, Grammy ödülü ve 10 Latin Grammy Ödülü ile 20'den fazla altın ve platin plak ödülü sahibi dünyaca ünlü besteci, gitarist ve prodüktör Javier Limon yapıyor.
Elif Sanchez yeni albümü ve 23 Mayıs’ta 20. Mersin Uluslararası Müzik Festivali’nde vereceği konser hakkında sorulan soruları cevapladı.
27 Mayıs’ta Javier Limon prodüktörlüğünde İspanyolca olarak hazırladığınız 2.albümünüz “Mi Voz” dinleyici ile buluşuyor. Albümü birlikte hazırlama fikri nasıl doğdu?
İlk albümümü Ekim 2021'de çıkardım ve albümün en sonunda bir İspanyolca şarkım vardı. Fikrini sormak için Javier'e gönderdim ve çok beğendi. Bir sonraki albümü yapmayı çok istediğini söyledi. Aylarca çalıştıktan sonra gurur duyduğum güzel bir albüm çıkardık. Javier harika şarkılar yazdı ve ben de yürekten söyledim. Bu albümle dünyanın farklı bir yerine gittim ama her zaman yaptığım gibi evimi de yanımda götürdüm. İspanyol müziğini kendi tarzımla zevkli bir şekilde harmanladık. Bence bu albümü bu kadar özel yapan da bu, topraklarımın kokusunu da hissetmeniz.
Konserin konsepti Türküden Caza… Türküden Caza bu yolculuk farklılıkların uyumunu mu gösteriyor?
Aslında ikisi de folk müzik, ikisi de acıyı, sevgiyi, insanı anlatıyor. Cazda değişen akorlar üzerine doğaçlama yapılır. Bizde de dem tutulur, tek bir makam üzerinden yolculuğa çıkılır yolda yolculuk sizi nereye götürürse… Bu anlamda benzerlikleri de çoktur.
İlk albümünüzde de Mersin Türküleri vardı. Mersin’in sizin için hayatınızda özel bir anlamı var mı?
Mersin benim için çok özel bir şehir. Orada da bir evimiz var. 10 yaşımdan bu yana yılın birkaç ayını Mersin’de geçiriyorum. Hatta festivali de yıllardır severek takip ederdim. Bu yıl festivalde sahnede olmak benim için çok özel. Konser repertuvarıma 2 Mersin türküsü ekledim ama sürpriz olsun.
Siz klasik, caz eğitimi alıp türkülerle de hep hem hal oldunuz. Hem dinlerken hem de yorumlarken sizdeki yansıması nedir? Türkülerde sizi en çok ne etkiliyor?
Ne zaman, nerede türkü dinlesem ya da söylesem kendimi hep güvende ve evde hissettim. Ben 18 yaşımda Türkiye’den ayrıldım ve 10 sene Amerika’da yaşadım. 18 yaşıma kadar da gezebildiğim ve görebildiğim kadar yer görmeye çalıştım. Türküleri sevme sebebim de beni hep “evime” götürebilmesiydi. Şimdi ise Mersin’e getirecek.
Sizin müzik yaşamınızda Örnek aldığınız ve sesinizi bulmanızı sağlayan isimler kimler?
Bende iz bırakan en önemli ses annem Birsen Gecikli’dir. Öğrendiğim türküleri ilk hep onun sesinden duydum. Bizim topraklarımızdan Neşet Ertaş, Musa Eroğlu, Erkan Oğur benim için çok özeldir. İspanya’dan Diego El Cigala. Latin Amerikalı müzisyenlerden Omara Portuondo, Celia Cruz, Eva Ayllón ve Alain Perez. Caz dünyasından Chet Baker, yenilerden Gretchen Parlato, Kurt Elling’I çok severim. Aziza Mustafa Zadeh ve Alim Qasimov’ın da hayatımda özel bir yeri vardır. (Haber Merkezi)