MAYSA DERYAYEVA/MAHSUN KILIÇ
Mersin Limanının Atatürk Parkına doğru genişleme projesine karşı Mersin 2. İdare Mahkemesinde açılan davada mahkeme bilirkişi raporlarına dayanarak yürütmeyi durdurma kararı vermiş, bölge idare mahkemesi de aynı yönde karar almıştı.
Ancak Mersin Limanının kiracısı konumundaki Uluslararası Mersin Liman İşletmecisi (MİP) İTÜ’ye maddi bir bedel ödeyerek yeni bir bilirkişi heyeti talep etmiş, yeni bilirkişinin “liman genişlemesinde sakınca yoktur” yönündeki görüşü üzerine Mersin 2. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararını kaldırmıştı.
Dava süreci hakkında bilgi veren TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Seyfettin Atar, “İkinci bilirkişi raporuna istinaden verilen yürütmeyi durdurma kararına itiraz ettik. Bağımsız olarak Gazi Üniversitesinden bilimsel görüş raporları aldık ancak maalesef Adana Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari dava dairesi 2022/1167 sayılı kararında Danıştay yolu açık olmak üzere 07.04.2022 tarihinde davamızı reddetmiştir” diye konuştu.
“ATATÜRK PARKININ SİLÜETİNİ BOZACAKTIR”
Atar, konuşmasında Mersin Limanının genişletme projesinin Atatürk Parkının silüetini bozacağına ve çevre kirliliği yaratacağına dikkat çekti.
Atar, “Bir liman düşünün mevcut durumda ki kullanım alanının trafik yükünden şikayet edip yeni projeler hazırlamakta ve bunu kente ilan etmektedir. Ancak mahkeme aşamasında genişleme projesinin getireceği taşıt yükünün kentimizi olumsuz etkileyeceğini söylediğimiz zaman savunmasında projede herhangi bir taşıt yükü artırıcı faaliyet olmayacağını olsa dahil basit önlemler ile giderileceğini savunmakta ve maddi bedel ödeyerek aldığı raporlarla ve konunun uzmanı olmayan bilirkişi raporlarıyla mahkemeleri ikna etmektedir. Bir liman düşünün kent merkezine doğru genişlemek istemekte bunu yaparken kentin merkezinde bulunan Atatürk Parkının silüetini, orada vakit geçirecek insanların ses ve görüntü kirliliğini düşünmemekte kâğıt üzerinde Atatürk Parkına fiziki müdahalelerimiz bulunmamaktadır diyerek mahkemeleri ikna etmektedir” ifadelerini kullandı.
“MERSİN LİMANI BİR ANA KONTEYNER LİMANI DEĞİLDİR”
Mersin Limanının bir ana konteyner limanı olmadığını belirten Atar, “Mersin Ana Konteyner Limanı üst ölçek planlarda ana konteynır limanının yer seçimi yapıldığını, kentimizin çeyrek asırdır bu projeyi beklediğini, bu proje için kentin kuzeyinde depolama ve lojistik merkezler kurulduğunu ve mevcut limanın kapasitesini doldurduğunu bilinmekle birlikte söz konusu liman kapasite artışları ile birlikte son dönemlerde kendisini ana konteynır limanı olarak lanse etmektedir. Mersin Limanının bir Ana Konteyner Liman olduğu algısı ile kamuoyunda başka bir alternatif limana ihtiyaç olmadığı vurgusu yapılarak kamuoyunu yanıltmaya çalışılmaktadır. Nihayetinde biliyoruz ki Mersin Limanı ‘Bir Ana Konteyner Limanı Değildir’ ve Mersinlilerin yapılmasını istediği Mersin Ana Konteyner Limanı Projesinin Önüne geçemeyecektir. Mersin Limanı genişleme projesi sürecini de bu doğrultuda Danıştaya gideceğimizi beyan eder ülkemizde bu tarz davaların sonucunda her zaman toplumun yanında olan ve kamu yararını, kentin temel haklarını savunan kişi ve kurumlar her zaman zafer ile ayrılacağını kamuoyuna saygıyla sunarız” dedi.
“ATATÜRK PARKI YOK EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
CHP’li Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi Abdurrahman Yıldız, Mersin Liman genişletme projesiyle Atatürk Parkının yok edilmeye çalışıldığını söyledi.
Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı tarafından Atatürk Parkının batı tarafında, AVM inşa edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Yıldız, “Atatürk parkı meselesi, parkın doğu yakasında Liman’ın genişletmesi projesiyle parkın bu kısmı yok edilmeye çalışılıyor. Yine parkın batı tarafında da parkın yine 16-17 dönümlük bir alanı orada yapılması düşünülen AVM’ye her ne kadar su sporları merkezi filan afili bir isim bulmuş olsalar da aslında bir AVM yapılmaya çalışılıyor. Parkın batı yakasıda bu AVM’ye katılmaya çalışılıyor. Bu projelerin tamamı Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı üzerinden gerçekleştiriliyor. Bu Ekolojik problem sadece Atatürk parkına yapılmış bir müdahale değil, bir yandan köylerdeki taş ocaklarından dolayı orayı da bozuyorlar, bir yandan AVM ile parkın öbür tarafını bozuyorlar. Bir yandan da Liman’ın önünü kapatmak vesilesiyle buradaki parkın doğu yakasını bozup burayı ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla bu kentin bütün duyarlı kesimleri, yani sadece kent konseyi ya da sadece TMMOB’a bağlı mühendis odaları değil bu kentte ekmek yiyen, bu kentin kaymağını yiyen, bu kentin lokantalarında oturan, bu kentin caddelerinde gezen bütün insanların sorumluluklarının olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“MERSİN ATATÜRK PARKIYLA ÖZDEŞTİR”
Atatürkçü Düşünce Derneği Mersin Şube Başkanı Serdar Erkan, Mersin halkını Atatürk Parkına sahip çıkmaya davet etti.
Erkan, “Burası Türkiye Cumhuriyeti’nin Mersin vilayetinin modernleşme yolunda kentleşme yolunda çok önemli bir görevi olan bir yerdir. Burası özellikle Akdeniz bölgesinde yaşayan insanlar denizle buluşabileceği ve hava alabileceği tek bir yer ve burada Atatürk’ün isminin verildiği bir yer. Dolayısıyla yapılan bu saldırı ve rantlaşma saldırısı tıpkı Tevfik Sırrı Gür Stadyumunda olduğu gibi kentin belleğine bir saldırıdır. Atatürk parkı, artık Atatürk ile anılmayacak filanca AVM ya da yabancı bir isim ile anılacaktır. İnsanlar buranın Atatürk parkı olduğunu unutacaklar. O nedenle biz, ADD olarak üyelerimizle beraber bu projenin sonuna kadar karşısındayız, kentimizin ve Atatürk’ümüzün adına bu yolla saldırılmasını tahrip edilmesini istemiyoruz. Mersin Atatürk parkıyla özdeştir. Mersinliler de Mersin ve Atatürk’e sahip çıkarak Atatürk’ün vasiyetine sahip çıkacaktır” dedi.
“MERSİNLİLERİN YAŞAM HAKKINI SAHİPLENMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Av. Adnan Gündoğdu insanların sağlıklı bir çevrede yaşamasının anayasal bir hak olduğuna vurgu yaparak, “Çevre hakkı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı anayasal bir haktır. Mersinliler sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını korumaya çalışıyorlar. Mersinlilerin yaşam hakkını sahiplenmeye çalışıyoruz. Bu günkü siyasal iktidarın sadece ve sadece ben yaptım oldu anlayışıyla Mersin’in ve Mersin’de yaşayan insanların sağlıklı çevrede yaşama hakkı anayasal hakları ihlal ediliyor. Biz bunun için buradayız, sonuna kadarda arkadaşında duracağız” diye konuştu.