MAYSA DERYAYEVA/ MAHSUN KILIÇ
Mersin şehir merkezindeki sahil kesiminin üzerinde geçmişte belediye tarafından parklar oluşturulmuş, sosyal donatı alanları yapılmıştı. Yasalar gereği kıyı şeridinin mülkiyeti hazinede. Belediyelerin sahillerde düzenleme yapabilmesi için Milli Emlak’ın o kısımları belediyeye tahsis etmesi gerekiyor.
Ankara ile Mersin Büyükşehir Belediyesi arasında yıllardır bir tahsis sorunu yaşandığı için sahil kesiminin önemli bir kısmında belediye yatırım ve düzenleme yapamıyor. Belediyenin müdahale hakkı olmadığı için de şehrin en güzel sahilleri bakımsızlıktan, kirden geçilmiyor.
Bunun en çarpıcı örneklerinden biri Mersin İdman Yurdu Meydanı ile Hilton Otelinin arasındaki sahil kesiminde yaşanıyor.
Bölgede kayalıklarda koruma duvarı yok, çöp kovası yok, bank yok. 2 yıl önceki fırtına ve sel felaketi sırasında kaldırımlarda da kırıklıklar oluşmuş beton bloklar öylece kalmış.
Sahilde bira şişeleri, meyve suyu kapları, sigara paketleri, poşetler, yemek kapları başta olmak üzere her türlü atık var ve bunlar temizlenmiyor.
Mersin İdman Yurdu Meydanının yanındaki parkta ise süs havuzları bakımsız halde. Havuzlarda su yok ve tabanları kir içinde. Aynı bölgede kaldırım taşları ve yürüyüş yolu taşları parçalanmış, elektrik kutuları parçalanmış. Sahilin bu kesimi adeta terk edilmiş şehir gibi.
Kirlilik ve bakımsızlık nedeniyle bu bölgeye pek kimse gelmiyor. Az sayıda insan küçük kumul alanlarda denize giriyor ancak onlara da ne bir duş musluğu ne bir kabin sağlanabilmiş.
BAŞKAN SEÇER NE DEMİŞTİ?
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, şimdilerde bakımsız haldeki sahil kesiminin kendilerine verilmesi için geçtiğimiz günlerde belediye meclisinde çağrıda bulunmuştu.
Uzun zamandır Mersin İdman Yurdu Meydanı’yla Hilton arasındaki kısmın tahsisinin verilmediğini kaydeden Seçer şunları söylemişti:
“Buradan halkımızın dinlemesini istiyorum; tahsis verilmedi orası öyle duruyor. İnsan utanır, sıkılır. Gidin oraya bakın. Ben gidiyorum geziyorum. Oraya el yordamıyla bir şey de yapamıyorsun. Çevre İl Müdürlüğü’ne yazmışız: ‘Şuraya bir girelim, bir kafe kuralım’ dedik, orası şehrin göbeği. Buradan vatandaşlarıma sesleniyorum; beni suçluyorsunuz bu konuda, ama orası bize ait değil. 3 yıldır Anamur'da, Bozyazı'da hal yapacağız tahsis bekliyoruz, tık yok. Rauf Denktaş Parkı'nı yapacağız; tık yok. Daha hangi birini sayayım. Tarsus'a bir statü değişikliği istedik, Kültür Sanat Merkezi yapacağız diye tık yok. Ama maşallah; işin içine rant, yap-işlet- devret, satış, para girdi mi fişek gibiler.”