ABİDİN YAĞMUR
CHP’li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Halk TV yayınında gazeteci İsmail Küçükkaya’nın konuğu oldu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında, aralarında Mersin Büyükşehir Belediyesinin de olduğu bazı belediyelerle ilgili iddialarda bulunmuş, “Haftaya terörle bağlantılarını açıklayacağım” demişti. Seçer, bu konuşmanın hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
“Bir içişleri bakanı basın karşısına çıkıp bunları anlatmaz, gereğini yapar. Bu ülke hukuk devletiyse, savcılar var, onlara dosyalar gider, onlar gereğini yapar. Biz bir bakkal dükkanı işletseniz bile oraya alacağınız eleman almanın belli kuralları vardır, evrakları vardır. Herkes sanıyor ki bir belediye başkanı istediği kişiyi alır çalıştırır. Yok öyle bir şey. Adli sicil kaydı istenir, arşiv taraması istenmişse arşiv taraması yapılır. Bunlar olmadan siz o kişinin girişini yapamazsınız. Ama siz tuzak kurmak istiyorsanız, siyasetin gücüyle, kamu kurumlarını kullanarak, kamu çalışanlarını da bir asa gibi kullanarak bir diğer kamu kurumuna tuzak kurmak istiyorsanız, bu kadar art niyetliyseniz Allah ıslah etsin.”
“Hepimiz kamu adına görev yapıyoruz. Burası bir hukuk devleti. Bir bakan, bir başka kurumla ilgili bu kadar nefret içeren bir beyanat vermemeli. Yeni sistemde bakanlar atanıyor ama belediye başkanları seçiliyor. Biz CHP’li belediye başkanları olarak her iki kişiden birinin oyunu alarak seçilmiş belediye başkanlarıyız. Bu kadar rahat, bu kadar kolay iftira atamazsınız. Bizi halkın önüne tartışma konusu edemezsiniz. Hukuk devleti, kanun var, savcı var, mahkeme var, her şey orada görülür. Ben işime bakıyorum.”
“Buradan siyasi rant elde edinmek isteniyor. En milliyetçi biziz. Mersin Büyükşehir Belediyesininin yolsuzluğu varsa, hırsızlığı varsa, çalışmıyorsa, ayrımcılık yapıyorsa söyleyin. Seçimden önce de bunu yaptınız. Ülkenin bekasından söz ettiniz. Broşürler dağıttınız. Siz bu belediye başkanlarına oy verirseniz belediyeyi PKK’ya teslim edeceksiniz dediler. Mersin’de de bu söylendi, Adana’da da söylendi, İstanbul’da söylendi. Her yerde söylendi. Neden? 20 yıldır ülkeyi yönetiyorsunuz, söyleyecek sözünüz yok. Türkiye’de daha önce terör yok muydu, sınırlarımızda güvenlik sorunu yok muydu, Türkiye bu kadar stratejik konumda değil miydi? Şimdi mi farkına varıldı. Bizi bu kirli siyasi mülahazalara alet etmesinler. Karıştırmasınlar. Biz bu tartışmaların dışında kalmak istiyoruz. Biz bu tartışmaların içine çekildiğimizde yatırımlarımız aksıyor. Bakın adaletli olsalar ben şu ana kadar Mersin’e yaptığım hizmetin daha fazlasını yaparım. Enerjimizi bunlarla harcamasınlar. İnsanlar sudan gerekçelerle gözaltına alınıyor, pardon deniyor bırakılıyor. Eski resimler, eski paylaşımlar önüne konuluyor insanların. Bu anlayışla bu ülkede huzuru tesis edemezsiniz. Belediyeleri bu tartışmaların içine çekmemeniz lazım. Öyle bir şey varsa gereğini yapsınlar. Basın Yayın Daire Başkanımız Bedretttin Gündeş, iki gizli tanık ifadesiyle tutuklandı. Bu nedir? Bu itibar suikastı değil mi? Belediyelerin terörle ilişkisini anlatacağım demek itibar suikastı değil mi? Bir yıldır, bir buçuk yıldır bu süreci yaşıyoruz. Soru önergeleri verildi, cevaplar verildi. Yazdık savcılıklara verin şu listeyi bize. Aylardır ses yok. Bizde müfettiş eksik olmuyor. Bu konuyla ilgili de geldiler. Raporlarını yazdılar. Savcılar orada, bağımsız yargı orada.”
Başkan Seçer, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olması durumunda kazanıp kazanmayacağı yönündeki soruya “Kesinlikle kazanır” diye yanıt verdi ve adayın, Altılı Masayı oluşturan partilerle birlikte belirleneceğine işaret etti.
Seçer, “Biz anamuhalefet partisiyiz, liderimiz var, yetkili kurullarımız var, onların alacağı karar başımızın tacıdır. Niyet okumak, analizler yapmak haddimiz değildir diye düşünüyorum. 11 Büyükşehir Belediye Başkanlığı kazanılmışsa bunun mimarı Kılıçdaroğlu’dur. Elbette ben aday Kılıçdaroğlu olsun diyeceğim. Kendisinin de vurguladığı gibi ittifaklardan çıkan sonuç önemlidir. Sayın Kılıçdaroğlu, Altılı Masa kimi derse adayımız odur. Altılı Masa önemli. Sapasağlam kalması lazım. Matematiksel olarak da böyle, moral motivasyon olarak da böyle. Cumhur İttifakının yapmak istediği Altılı Masayı dağıtmak. Neden? Verecek vaatleri yok. Yeni ufuklar açamıyorlar. Rakibi zayıflatmak, onun için nifak sokmak, bölerek zayıflatmak istiyorlar. Temel ilkeler var, Türkiye’nin temel sorunları var. Altılı Masanın bir arada durduğunu güçlü bir şekilde halka göstermesi lazım. Gerisi gelecektir. Bütün siyasi partiler, siyasi liderler bizim değerimizdir. Bir önceki seçimde kime oy verdikleri önemli değil. 21. Yüzyılda siyasi, ideolojik yaklaşımlarla değil de Türkiye’nin menfaatlerini kim koruyacak, Türkiye’yi kim daha iyi noktaya getirecek diye bakıp ona göre oy vermesi lazım” ifadelerini kullandı.