“Gölge etmesinler çok daha iyisini yaparız” | Güney Gazetesi Mersin

“Gölge etmesinler çok daha iyisini yaparız”

CHP’li belediye, “Her gencin denize nazır kitap okuma hakkı var” diyerek kütüphane açtı, ünlü yazar hayran kaldı. CHP’li başkan hükümete gönderme yaptı

“Gölge etmesinler çok daha iyisini yaparız”


Mersin Büyükşehir Belediyesinin denize nazır bir noktada kurup gençlere armağan ettiği kütüphane ve okuma salonu ünlü yazar Ahmet Ümit’i hayran bıraktı. Ümit, Mersin’deki her gence, denize nazır, seçkin bir ortamda ders çalışma olanağı sunan kütüphaneyi Avrupa’nın seçkin kentlerindeki kütüphanelere benzetti. CHP’li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de üzerlerindeki siyasi ve ekonomik baskılara rağmen üretmeye devam ettiklerini belirterek, “Bıraksalar, gölge etmeseler başka ihsan istemeyiz” dedi.

 

CHP’li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, daha önce denize nazır bir restoranın olduğu yere bütün gençlerin ücretsiz olarak faydalanabileceği bir kütüphane ve okuma salonu yaptırdı.

Kısa sürede 6 bin gencin faydalandığı kütüphanenin açılışı, Mersin Edebiyat Festivali için kente gelen yazarlarla birlikte yapıldı.

Açılışta Mersinlilere seslenen ünlü yazar Ahmet Ümit, “Aslında ben de Mersinli sayılırım. Gaziantepliyim. Mersin’e çok küçükken gelmiştim. Mersin bizler için Güney’in incisiydi. Cazibe merkeziydi. Her Mersin’e geldiğimde içime şahane duygular dolar. Ama bugün Mersin bir başka güzel. Biz yazarlar için gerçek tapınaklar kütüphanelerdir. Burada benzersiz bir kütüphane ile karşılaştım. Dünyanın birçok şehrinde kütüphaneleri gezdim. Çek Cumhuriyetinde çok güzel kütüphaneler var, Londra’da çok güzel kütüphaneler var, Almanya’da, Moskova’da çok güzel kütüphaneler var ama burada deniz kenarında, bizi aydınlığa götürecek bambaşka bir kütüphane ile karşılaştım” dedi.

 

“BARIŞ VE EŞİTLİK KÜLTÜRÜNÜ KURMAMIMIZ LAZIM”

 

Cumhuriyetin 100. Yılına işaret eden Ümit, “Bu yıl Türkiye’de büyük bir değişimi gerçekleştireceğiz. Özgürlüğü, adaleti, eşitliği, kardeşliği yeniden sağlayacağız. Bunu siyasetle başaracağız ama bir şeyi daha yapmamız lazım. Barış kültürünü, eşitlik kültürünü, insanlık kültürünü, doğayla, canlılarla barışık yepyeni bir kültürü kurmamız lazım. Bunu yapmak için siyaset yetmez. Bunu yapmak için edebiyat, sanat gerekir. Sanatın merkezi işte bu tür kütüphaneler olur. Çocuklarımızın ruhlarını kitapla beslemezsek bedenleri gelişmiş ama ruhları gelişmemiş nesiller yetiştiririz. Ve ne yazık ki son 20 yılda Türkiye’de yaşananlara benzer zulüm dolu, bayağılık dolu, adaletten uzak iktidarlar görürüz. O yüzden kitap, edebiyat, sanat vazgeçilmezdir. Lüks değildir.  Böyle bir kütüphane açtığı için Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’e teşekkür ediyorum” dedi.

 

“MERSİN’E FAZLASIYLA YAKIŞIR”

 

CHP’li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de yazar Ahmet Ümit’in sözlerine gönderme yaparak “Demek ki dünyanın en güzel kütüphanesinin açılışını yapacağız. Mersin’e yakışır. Mersin’in gençliğine, evlatlarımıza yakışır. Fazlasıyla yakışır” dedi.

Mersin’in gelir dağılımı adaletsizliğinin çok derin olduğu bir şehir olduğuna işaret Seçer, dar gelirli ailelerin evlerinde ve okullarında sağlıklı bir ders çalışma ortamı bulamadığını vurguladı.

 

 

“MERSİN’ŞN GENÇLERİ DE DENİZE NAZIR KİTAP OKUSUN”

 

Seçer, “Bu sahil genelde kafelere kiraya verilirdi. 3 metrelik yer 33 metreye çıkar. İşgal artar. 7,5 kilometrelik parkımızın tamamı bizim zamanımızda halka açıldı. Burada kafeler, restoranlar belediyenin malı. Belediyenin malı demek halkın malı demek. Hele hele bizim gibi halkın belediyesi olursa en iyi hizmeti de alırsınız uygununu alırsınız. Parkı halka açtık.  Buraya herkes sandı ki restoran yapacağız, birilerine vereceğiz sandılar. Burayı yıkalım kütüphane yapalım dedim. Neden dediler? Herkesin denize nazır yerde kitap okuma, ders çalışma lüksü varsa, Mersin’in gençleri de gelsin denize nazır yerde kitabını okusun, dersini çalışsın. 15 günde 6 bin çocuğumuz üye oldu. Kısa sürede de 12 bin kişi burada zaman geçirdi. Burada 12 bin adet de kitabımız var. 28 ayrı kategoride 26 bin e-kitap var. Çocuklarımız dijital kütüphaneye cep telefonlarından ulaşacak” dedi.

 

“EN BÜYÜK PROJEM BARIŞ İÇİNDE, MUTLU YAŞATMAK”

 

Seçer, “Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak sadece klasik, alışılmış, rutin hizmetler yapmak için, seçimleri kazanmak için gerekeni yapalım diye gelmedik. Gerçekten kente kalıcı eserler bırakmak istiyoruz. Bu kenti yaşanabilir hale getirmek istiyoruz. Yollarımız güzel olsun, parklarımız geniş olsun, altyapımı olsun. Olsun. Çalışan, üreten bir kent. Beşinci sırada vergi veren bir kent. Parasal sorunları çözeriz, ekonomik sorunları, yapısal sorunları çözeriz ama toplumsal barış bozulmuşsa o sıkıntılıdır. Benim için yol yapmaktan daha önemli bir şey var. Doğudan batıya, kuzeyden güneye insanların farklı nedenleler göç ettiği yerdir Mersin. Bu insanları burada huzur içerisinde güven içerisinde, barış içerisinde yaşatmak, mutlu kılmak, kendilerini güvende hissettirmek benim birincil görevimdir, en büyük projem de budur” ifadelerini kullandı.

 

“BİZE OLAN GÜVENİ BOŞA ÇIKARMADIK”

 

CHP’li belediyeler üzerindeki siyasi ve ekonomik baskılara da işaret eden Vahap Seçer sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bize soruyorlar, nasılsın? İyiyiz. Neler yapıyorsunuz. Vatandaşımıza hizmet etmekle uğraşıyoruz. Ama bir şeyle daha uğraşıyoruz. Neyle uğraşıyorsunuz. Vallahi bizimle uğraşanlarla uğraşıyoruz. Zaten enerjimizi de onlar alıyor.  Bıraksalar, gölge etmeseler başka ihsan istemeyiz. 4 yıldır görevdeyiz. Adalet diye bağırıyoruz.  İnsanlar elini vicdanına koysun. Biz bu şehirde her iki insandan birinin oyunu aldık. Bu çok önemli bir sorumluluktur. Her iki insandan biri bize güvenmiş. Bu güveni boşa çıkarmadık. Ama demedik, fakat demek, lakin demedik, borç demedik, harç demedik, bizimle uğraşılıyor, baskı yapılıyor demedik. Mutlaka bunları uygun bir dille söyledik ama görevimizi yapmaktan, diklenmeden dimdik ayakta durmaktan imtina etmedik. Etmeyeceğiz de.”

 

“ATATÜRK’ÜN KEMİKLERİNİ SIZLATAN BR ÜLKE OLMAYACAĞIZ”

 

“Kurtuluş Savaşını veren, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, kurumlarını kuran, yasalarını yapan Mustafa Kemal’in izinden giden insanlar olarak bu ülke bizim. Bu ülkeye sahip çıkacağız. Geçici, buhranlı, sorunlu dönemler olabilir. Siyasi, ekonomik buhranlar olabilir. Hiçbiri bizi doğru bildiğimiz yoldan alıkoyamaz. Hiçbir şey bizi korkutamaz, ürkütemez. Sonunda kazanan biz olacağız. Bu bize çocuklarımızın yüklediği çok önemli bir misyondur. Bizim çocuklarımıza bırakacağımız ülke Mustafa Kemal’in kemiklerini sızlatan ülke değil. Onlar huzurla uyusun diye oluşturacağımız bir Türkiye’de yaşatacağız çocuklarımızı. Bundan herkes emin olsun. Bu konuda kararlıyız.”