Kalker ocağı tehlike saçıyor | Güney Gazetesi Mersin

Kalker ocağı tehlike saçıyor

Aydıncık’ta 2016 yılında ruhsatı iptal edilip kapanan kalker ocağı geçtiğimiz aylarda farklı bir isimle tekrar faaliyete geçti.  Yaşam alanlarının yakınında ve Sarıkeçililer’in kış aylarında konakladığı bölgede faaliyete geçen taş ocağı bölgede endişe uyandırdı. Halka duyuru yapılmadan ve güvenlik önlemleri alınmadan kayaların dinamitle patlatılması sonucu Yeniyörük Mahallesi’nde bulunan vatandaşlar yoğun toz nedeniyle zarar görmeye başladı.

Kalker ocağı tehlike saçıyor


ELVAN KONUK

 

2012 yılında alınan ‘ÇED Gerekli değildir’ kararı ile açılan ve 98 hektarlık alanda faaliyet göstermeye başlayan ocak, AKP’li Belediye Başkanı Ferat Aktan’ın oğlunun Akfa isimli firmasına ait. 2021 yılında yaşanan orman yangınlarında yanmayan alanda faaliyete geçen kalker ocağı bölgede endişeye neden oldu. Hukuka aykırı bir şekilde izin ve ruhsatların yenilendiğini belirten ersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) ve bölge halkı yürütmenin durdurulması için dava açtı.

 

“GÜVENLİK ÖNLEMİ ALINMADAN DİNAMİT PATLATILIYOR”

 

Akfa İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından faaliyete geçirilen taş ocağına karşı açılan davada geçtiğimiz yıllarda gerçekleşen orman yangınlarından kurtulan son ormanlık alandaki ağaçların, delice zeytinlerin ve yüzey sularını depolayıp süzerek yer altı sularını besleyen karstik kayaların dinamitle patlatılarak parçalanması ve elde edilen materyalin ağır tonajlı kamyonlarla taşınması sırasında çıkan yoğun toz nedeniyle vatandaşların zarar görmeye başladığı belirtildi.

Taş ocağını işleten firma tarafından güvenlik önlemleri alınmadan patlatma yapıldığı belirtilirken “Kırma eleme işlemleri sırasında da sulama yapılmamakta ve büyük ölçekli toz yayılımı olmaktadır. İşin henüz başlamış olmasına rağmen ÇED yükümlülüklerine ve verilen taahhütlere uyulmaması, yürütülecek faaliyetin bölge halkına ve müvekkillere tarımsal üretim yaptırmayacak olması bir yana, yaşamı da dar edeceğinin işaretidir. Bu nedenle ivedilikle yürütmeyi durdurma kararı verilmesini talep ediyoruz” denildi.

 

“ÇED RAPORU GÜNCELLİĞİNİ YİTİRDİ”

 

2012 yılında alınan ÇED raporunun birçok yönüyle güncelliğini yitirdiğine dikkat çekildi. Yeniyörük Mahallesi’nin sınır komşusu olup, ruhsat sahasına çok yakın mesafede yer alan Hacıbahattin Mahallesi’nin ÇED raporunda yazılanın aksine, ruhsat sahasına 300-350 metre mesafede kaldığı belirtildi.  

Davaya konu taş ocağının devlet karayoluna bitişik ve yerleşim yerleri ile tarım alanlarının tam ortasında yer aldığı belirtilerek “ÇED raporunda, açık taş ocağı faaliyetinin Hacıbahattin Mahallesi’ne verebileceği zararlar ve alınması gereken önlemler ile ilgili herhangi bir açıklama yer almamaktadır. Ayrıca, olası zararlar yönünden, önceki ocak işletmecisi şirket tarafından bu mahalle ile ilgili taahhütler verilmemiştir. 2012 yılında alınmış ÇED raporu güncel duruma uygun değildir” ifadeleri kullanıldı.

 

 

 

“ARKEOLOJİK SİT ALANININ YOK SAYILMASI YASAL DEĞİLDİR”

 

2012 yılında alınan ÇED raporunda ruhsat sahası içerisinde mimari ve arkeolojik miras niteliğinde yapılara rastlanmadığı yer alıyor. MERÇED ve bölge halkının açtığı davada, ruhsat sahası içinde 1. derecede arkeolojik sit alanı olan Çatak Kalesi ve başka arkeolojik yapılar bulunduğuyla ilgili belgeler de dava dosyasında yer aldı.

ÇED raporunun güncelliğine dikkat çeken çevreciler, ilgili şirket tarafından önceden halka duyurulmaksızın patlatmalar yapılması, ormanlık alanda tahribata başlanması, çalışma sırasında sulama yapılmadığı için havaya çok fazla miktarda toz yayılması, ruhsat sahasının yangınlardan kurtulan tek ormanlık alan olması, patlatmalar nedeniyle arkeolojik kalıntıların zarar görme olasılığının yüksek olması ve yaşanan kuraklık ile iklim krizinin geldiği boyut göz önüne alınarak, telafisi imkansız zararların doğmaması için yürütmenin durdurulmasını istedi.