“Konutlarda çifte fiyat” | Güney Gazetesi Mersin

“Konutlarda çifte fiyat”

Depremin ardından Mersin’e gelen yoğun göçle birlikte kiralık ve satılık konutlar cep yakmaya başladı. Fahiş fiyatların ev sahiplerinden kaynaklandığını vurgulayan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Kiralarda ve konut satışlarında çift fiyat var. Böyle olunca da gerçek rakamları tespit etmemiz mümkün değil. Birçok sektörde olduğu gibi kayıt dışılık almış yürümüş. Türkiye’nin en büyük sıkıntısı bu” şeklinde konuştu.

“Konutlarda çifte fiyat”


 

ELVAN KONUK

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Bloomberg HT’de Zeliha Saraç’ın sunduğu 60 Dakika Programı’na katılarak canlı yayında deprem sonrası duruma ilişkin soruları yanıtladı.  Göç alan illerdeki fahiş kiralık ve satılık dairelerin konuşulduğu programda Kızıltan, çift fiyatlara dikkat çekti.

Saha ile defterin birbirini tutmadığını belirten Kızıltan, “Türkiye’nin bir gerçeği. Kiralarda ve tabi konut satışlarında da çift fiyat var. Böyle olunca da gerçek rakamları tespit etmemiz mümkün değil. Birçok sektörde olduğu gibi kayıt dışılık almış yürümüş. Türkiye’nin en büyük sıkıntısı bu. Görünürde sözleşme yapılıyor. Kira sözleşmesi 2 bin lira yazılıyor ama bunlar tabi duyduklarımız ama gerçek fiyatı 10 bin lira mesela. Bu tür bir garabet var. Bu kayıt dışılığı Türkiye’de önlemezsek, her alanda önlemezsek hiçbir şeyin önüne geçemeyiz. Ne devlet düzgün gelir hesabı yapabilir ne ücretli, çalışan hesabını yapabilir” dedi.

 

“BU İŞİN EMLAKÇILAR ÜZERİNE YÜKLENMESİNDEN RAHATSIZIZ”

 

Mersin’deki kiralık ve satılık konutlarda fiyatlarla ilgili emlakçıların aldığı önlemlerden söz eden Kızıltan, “Kiralarla ilgili Mersin’de çok çalıştık Gelir İdaresi Başkanlığı, Ticaret il müdürlüğü ile birlikte çalıştık, denetimlerin artırılmasını istedik. Gayrimenkul sektöründeki firmalarımızı bilinçlendirdik hatta emlak sektöründeki firmalarımız kampanya başlattı depremzede vatandaşlara ev kiralanırken sıfır komisyon aldılar ve çok rahatsızlıklar bu işin emlakçılar üzerine yüklenmesinden rahatsızız. Emlakçılarla ilgisi yok direkt ev sahibi ile ilgili bir konu” ifadelerini kullandı.

“BÖLGENİN İNSANI DEPREM BÖLGESİNE GÖTÜRMEDEN AYAKLANDIRAMAYIZ”

 

Mersin’de ve Türkiye’de kalifiye eleman sıkıntısı olduğunu vurgulayan Kızıltan, “Kalifiye eleman sıkıntısı Türkiye’nin her yerinde olduğu için özellikle sanayileşmiş şehirlerde insanlar gözünü tabii ki depremden kurtulan depremzede yurttaşlarımıza, özellikle kalifiye elemanlara dikmiş durumdalar” dedi.

Ancak bölgedeki duyarlı sanayicilerin kalifiyeli elemanların kentlerini terk etmemesi gerektiğini söylediğini belirten Kızıltan, “Biz de öyle düşünüyoruz çünkü bölgenin insanlarını oraya götürmeden ayaklandıramayız. Fabrikalar birer birer harekete geçmeye başlıyor. Ama eski çalışanlarını, personelini oraya götürmek zorundalar. Onları da götürmek için orada cazip imkanlar kurmak lazım. En azından aileleriyle birlikte barınacakları, çocuklarının okullarının, sağlık durumlarının garantiye alınacağı bir sistem ve ücret konusu da önemli. Bir cazip kılacak teşvikler sunulmalı çalışana ve işverene” ifadelerini kullandı.

 

“SİYASET GÜTMEDEN CİDDİ BİR PLANLAMA YAPILMALI”

 

Özellikle deprem bölgesindeki ticareti, üretimi ve tarımı tekrar harekete geçirmek gerektiği üzerinde duran Kızıltan, hem iktidar hem de muhalefetin bir araya gelerek ciddi bir kalkınma planı oluşturması gerektiğini söyledi.

Deprem bölgesinin tekrar kalkındırılması gerektiğini yineleyen Kızıltan, şunları söyledi:

“Depremzedeleri oraya götürmek için cazip şartlar sunmalıyız. Geçen Antakya’ya gitmiştik. Sanayici diyor ki elemanı getirmem için aileleriyle birlikte kalacakları geçici konutlar sağlamam lazım. Sağlık konusunda onların hiçbir sıkıntı yaşamayacağını hastalanmaları durumunda rahatlıkla tedavi olabilecekleri hastaneler olması gerekiyor diyorlar. Sahra hastaneleri olabilir ya da zarar gören hastanelerin ayağa kaldırılması gerekiyor.

Depremzede vatandaşların tek isteği çocuklarının okullarına devam etmesi. Eğitimin kesintiye uğramaması. Zaten pandemide büyük bir kesinti oldu eğitimde. Eğitimde kayıp bir nesil oluşmaması için bir an önce eğitimin faaliyete geçmesi gerekiyor.

Çalışanlara asgari ücret üzerinde prim verilebilir. İşverene vergisel destekler arttırılabilir.”