“Hükümet Mersin’e de bakmalı” | Güney Gazetesi Mersin

“Hükümet Mersin’e de bakmalı”

CHP’li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, deprem sonrasında Mersin’e göç eden nüfus ile yerleşik nüfusun konut ihtiyacını karşılayacak kadar imarlı alan olduğunu ancak şehrin altyapı konusunda Ankara’dan mutlaka destek alması gerektiğini söyledi. Seçer, “Şu anda tahmin ediyorum 10 bin civarında bağımsız konut yapacak ruhsat verildi. Yeni yeni alanlar açıyoruz. Ancak bunun için de bir kaynak aktarılması gerektiğini vurguladım ve altyapı için hep merkezi hükümeti Mersin’e bakmaya davet ettim. Birçok il afet bölgesi ilan edildi. Niğde gibi, Tunceli gibi, Kayseri gibi bölgeler bu kapsama alındı ama Mersin alınmadı” dedi.

“Hükümet Mersin’e de bakmalı”


ABİDİN YAĞMUR/ELVAN KONUK


Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, belediyenin düzenlediği Mersin Afet Yönetimi Çalıştayına katıldı.

Çalıştayın açılında konuşan Seçer, Mersin’in afetlere hazırlık konusunda çok gecikmiş bir şehir olduğuna dikkat çekti.

 

“MERSİN DEPREM GERÇEĞİNİ KAVRAYAMADI”

 

Seçer, “Mersin gerçeğiyle uyuşan çalışmalara bugüne kadar başlanmamış. Bu bir gerçek. Çünkü afeti çok anlamamışız. Depremler duymuşuz, depremler görmüşüz, İstanbul depremi, Düzce depremi, Van, Elazığ depremi, 98’deki Adana depremi, yakın bölgelerdeki depremleri hissetmişiz, yıkım olmadığı için, o acıyı bilmediğimiz için, bilimsel olarak da çok deprem bölgesinde olmadığımız için depremi tam kavrayamamışız. Ama 6 Şubat’la beraber tüm Türkiye gibi biz de derinden hissettik” dedi.

 

 

“DEPREME HAZIRLIK İÇİN İSTANBUL’UN DENEYİMLERİNDEN FAYDALANACAĞIZ”

 

Türkiye’de deprem dendiği zaman ilk akla gelen kentin, ortaya çıkacak bir felakette sonucun vahameti açısından İstanbul olduğuna işaret eden Seçer, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bugüne kadar olan deneyimlerinden yararlanmanın en iyi yöntem olduğunu düşündük. Tabi ki bir başına belediyeler arasındaki bilgi alışverişi ya da yardımlaşma bu sürece pek yeterli olmuyor. Mutlaka kamu kurumlarıyla bu konuda işbirliği yapma zorunluluğumuz var. Siyaset işin içine girdiği zaman da siyasilerin yönlendirdiği kurumlar gerçeğin dışına çıkıp siyasi faydayı önceledikleri zaman da iş çatışmaya dönüşüyor. Birbirimizin işini engellemeye dönüşüyor. Son 4 yılda görev yaptığımız sürede bizim, diğer belediyelerin karşılaştığı sorunlar gibi. Ama bunları da zaman zarfında ülkemizin Türkiye siyasetinin aşacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

 

 

“ALTYAPI İÇİN DESTEĞE İHTİYAÇ VAR”

 

Mersin’in depremden sonra 400 bin dolayında göç aldığını ifade eden Vahap Seçer, Suriyeli sığınmacılar da hesaba katıldığında Mersin’in resmi nüfusundan 600 bin kişi fazla olan bir nüfusa hizmet verdiklerini söyledi.

Seçer, “Bunun için önlem almamız gerekir. Zaten Mersin gereğinden fazla bir nüfus yükü taşıyor. Bunun altyapısı, yolu, diğer kamu hizmetlerini verecek kurum binaları okulundan hastanesine kadar, yağmursuyu hatlarından yoluna kadar yapılması lazım. Bizim yeni konut için imar açmaya da ihtiyacımız yok. Bizim yeterli konut stoğu oluşturabilecek imar çalışmalarımız bitmiş. Şu anda tahmin ediyorum 10 bin civarında bağımsız konut yapacak ruhsat verildi. Yeni yeni alanlar açıyoruz. Ancak bunun için de bir kaynak aktarılması gerektiğini vurguladım ve altyapı için hep merkezi hükümeti Mersin’e bakmaya davet ettim. Birçok il afet bölgesi ilan edildi. Başta 11 il, daha sonra da farklı statülerde kıyısından köşesinden etkilenmiş Niğde gibi, Tunceli gibi, Kayseri gibi bölgeler bu kapsama alındı ama Mersin alınmadı. Şu anda yüzde 50’si başka kentlere ya da kendi kentlerine döndüyse bile 200 bin insan şu anda depremzede hüviyetinde burada yaşıyor. Yani Mersin’in resmi nüfusunun en az 600 binin üzerinde bir nüfusun yükünü çekiyoruz” dedi.

 

 

YAPI STOKUMUZ RİSKLİ”

 

Rant odaklı imar düzenlemelerinin şehirleri perişan ettiğine değinen Seçer sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok bölgede yapılaşmalarda, özellikle eski yapılarda benim oturduğum bina da dahil aslında risk içeriyor. Görece olarak az risk, orta risk, yüksek risk. Kimse neyin ne olduğunun farkında değil. Zemin sıvılaşmasından binada kullanılan malzemelere kadar. Biz bu bölgede özellikle yazlık evlerinin deniz kumuyla yapıldığını biliyoruz. Çimentosunun eksik olduğunu, demirinin olması gerektiğinden daha zayıf olduğunu hepimiz biliyoruz. Mersin böyle bir yapı ağıyla donatılmış. Riskli bina stoğunun ortaya çıkarılması, dönüştürülmesi KİPTAŞ örneğinde olduğu gibi bütün bunlar kolay işler değil. Bütün bunlar zaman alıcı işler, bütün bunlar para gerektiren, yasal düzenlemeler gerektiren, imar değişiklikleri gerektiren, mecliste kararlar gerektiren işlerdir.  Ama biz şunu düşündük. Daire Başkanlığını kuralım, şube müdürlüklerini kuralım ve bu süreci mümkün olduğu kadar da katkı alarak İstanbul Büyükşehir KİPTAŞ örneğinde olduğu gibi yola koyulalım ve yol alalım. Elbette zaman alacak, kararlı olmak gerekecek zaten kararlıyız, şüphe yok. Ama devlette devamlılık esastır. Ben belediye başkanıyım, ben kamu görevlisiyim.  Görevde kaldığım sürece Mersin’in bir afet bölgesi olma gerçeğinden yola çıkarak bu konudaki çalışmalarımda kararlılığımın devam edeceğini Mersin halkının bilmesini istiyorum.”