Sınıflar kapasitesini aştı | Güney Gazetesi Mersin

Sınıflar kapasitesini aştı

Mersin’e depremin ardından yoğun bir göç olduğunu hatırlatan Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, kente 2 bin 700’ün üzerinde öğretmen ve binlerce öğrenci geldiğini söyledi. Deprem nedeniyle tahliye edilen okulların başka okula taşınması, yeni okul inşaatlarının ağır ilerlemesi nedeniyle sınıf mevcutlarının arttığını ifade eden Sümbül, “Nitelikli bir eğitim vermek için bir sınıfta ideal öğrenci sayısı 20 ile 30 kişi arasındadır. Bu sayı Mersin’deki okullarda 40’ı, 50’i, 60’ı buluyor” dedi

Sınıflar kapasitesini aştı


ELVAN KONUK

Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, yeni eğitim öğretim döneminde eğitimcilerin kaygılarını anlattı. Yenişehir başta olmak üzere okullarda ikili eğitime geçildiğini anlatan Sümbül, “Birçok okulda sabah saat 7.00’de ders başı yapılıp akşam saat 19.00-19.30 gibi öğrenciler çıkıyor. Bu aylarda sabah 7.00’de derse girmek ya da akşam 19.30’da dersten çıkmak büyük bir sorun olmayabilir. Ama önümüzdeki aylarda yani kışın ortasında 19.30’da karanlıkta, ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin okuldan çıktığını düşünün. Bu gerçekten önemli bir sorun” dedi.

 

“HEM ÖĞRENCİLER HEM ÖĞRETMENLER HEM DE VELİLER MAĞDUR”

 

Deprem bölgesindeki okulların eğitime hazır hale gelmemesi nedeniyle yurttaşların Mersin’e taşındığını dile getiren Sümbül, Mersin’de şu anda 2 bin 700’ün üzerinde öğretmen fazlası ve binlerce de öğrenci fazlası olduğunu söyledi. Bu durumdan depremzedelerin suçu olmadığı vurgulayan Sümbül, “Sınıflar kalabalıklaştı. Mevcut öğretmenlerimiz hiç ek ders alamazken yeni gelen arkadaşlarımız ek ders almayı bırakın hangi okulda kadrolu oldukları belli değil. Bir ay bir okulda çalışıyor, iki ay başka okulda çalışıyor. Hem öğrencilerimiz hem velilerimiz hem de öğretmenlerimiz bu durumdan son derece mağdur. Okullarda şöyle bir problem var siz çocuğunuzu devlet okuluna yazdınız ve evinize en yakın yeri tercih ettiniz. Sonra çocuğunuz daha uzak bir okula taşındı, hem servis ücretiniz arttı, ya da çocuğunu servise vermek zorunda kaldınız. Zamların yoksulluğun arttığı bir dönemde velilerimiz öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamada, çocukların yeterli ve dengeli beslenmesini sağlamada sorun yaşıyordu. Bu eğitim başarısı açısından da ciddi sorun. Buna özel okul masrafı ve servis ücreti eklendiğinde bu velilerin eğitim yükü de iyice arttı” ifadelerini kullandı.

“MERSİN’DE EĞİTİM NE ZAMAN NORMALE DÖNECEK?”

 

Mersin ve deprem bölgelerinde ihtiyaç duyulan okulların yapılmadığına dikkat çeken Sümbül, Mersin’de eğitimin ne zaman normale döneceğini sordu. Sümbül, “Bırakın yapmayı şuan boşaltılan okulların hepsi duruyor.  Yıkım kararı alınmış ama yıkım ihaleleri ve benzeri konularda o okullar olduğu gibi duruyor. Bırakın yeni okul yapmayı eski okullar bile yıkılmamış. Böyle bir durumda Mersin normal eğitime ne zaman geçecek?

Normalde 20-30 sınıf mevcutlarının olması gereken okullara ne zaman geçilecek. Bunların hepsi büyük sorun. Bu konuda Mersin Valiliğinin yaptığı açıklama 2 yıl gibi bir sürede bu problemin aşılacağı yönünde. Ama bizler bundan çok daha fazla çalışsalar bile 5-6 yılda bu durumun giderilemeyeceği gibi bir kaygımız var” diye konuştu.

“ÖĞRETMEN HER BİR ÖĞRENCİYE YALNIZCA SANİYELERİNİ AYIRABİLİYOR”

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz yıl Türkiye genelinde sınıfların 20 öğrenciden oluştuğuyla ilgili yaptığı açıklamayla ilgili konuşan Sümbül, bu rakamın yalnızca İmam Hatip’lerde ve kırsal kesimlerdeki okullarda gerçeği yansıttığını vurguladı. 

İmam Hatip’lerde yapılaşmanın çok olduğunu ancak velilerin bu okulları tercih etmediğini dile getiren Sümbül,  “Veliler çocuklarını Anadolu liselerine, normal ortaokullara gönderiyor, burada da yapılaşma yok. Devlet, İmam Hatip Ortaokulları ve Liselerinin yapımına bol miktarda bütçe ayırırken diğer okullara bütçe ayırmıyor. Ayırmadığında da buradaki öğrenci kapasitesi gittikçe artıyor. Mesela benim görev yaptığım okulda sınıflarımız 36-37 kişi. Ama başka yerlerde bu sayı 40’ı 50’i 60’ı buluyor. Bu da gerçekten önemli sorunlardan bir tanesi. Öğretmen her bir öğrenci ile 2 dakika ilgilense 40 dakikada 20 öğrenci ile ilgilenebilir. 70 öğrenci olsa bir sınıfta bu her bir öğrenciye sadece saniyeler düşer. Öğretmen ne yapabilir, o öğrenciyi nasıl tanıyabilir? Eğitimde her bir birey özgündür, eğitimin en önemli yönü kişiyi tanıyarak bilerek onun sorunlarına yaklaşarak eğitimi geliştirmektir. Asıl olan budur. Her bir öğrenciye zaten birkaç saniye düşüyorken öğretmen o sınıflarda öğrenciyi nasıl tanıyacak? Yoklama almak bile bir sınıfta dersin 4’te 1’inin bitmesine yol açıyor. Bu açıdan kalabalık sınıflar önemli sorunlarımızdan bir tanesi. Burada sayıya takılmamak gerekiyor. Eğitimde gelişmiş ilçelerin sınıf mevcutlarına bakın. Oralarda bir öğretmen en fazla 30 öğrenciyle ilgileniyor, bu şekilde başarılı olunabilir” şeklinde konuştu.