ABİDİN YAĞMUR
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesinde görevli intörn N.N kaldığı öğrenci yurdunun önünde aynı hastanede çalışan E.K tarafından pompalı tüfekle vuruldu. Mut’ta da hemşire A.K, boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından katledildi. Sağlık çalışanları, kadın meslektaşlarını hedef alan bu iki saldırıyı Tıp Fakültesi önünde protesto etti.
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi önündeki eyleme N.N’nin okul arkadaşlarının yanı sıra sağlık çalışanları ve akademisyenler katıldı.
Eylemde “Kadın Cinayetleri Politiktir. Güvenli Yaşam Alanları İstiyoruz” yazılı bir pankart açıldı. Siyah önlükler giyinen sağlık çalışanları, katledilen kadınlar anısına saygı duruşunda bulundu.
Sağlık örgütleri adına hazırlanan açıklamayı Mersin Tabip Odası Genel Sekretri Reyhangül Baloğlu okudu.
Mut ilçesinde hemşire Ayfer Kaya’nın uzaklaştırma kararı olan boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından çalıştığı hastanenin yanındaki otoparkta vahşice katledildiğini belirten Baloğlu, “Aynı gün Mersin Üniversitesi KYK Yurdu yakınında bir intörn kadın, bir erkek tarafından 6 el ateş edilmesi sonucu ağır yaralandı. Bir bacağı ampüte edildi, diğer bacağında kırıklar mevcut. Şu anda yoğun bakımda hayat mücadelesi veriyor” dedi.
“ŞİDDETE UĞRAMAK İSTEMİYORUZ”
Türkiye’de en önemli insan hakkı ihlallerinin ve halk sağlığı sorunlarından birinin toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri olduğunu ifade eden Baloğlu, “Kadın katliamlarının yükselişte olduğu bu dönemde, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığa karşı toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan ulusal ve uluslararası hukuksal, kamusal kazanımlarımız, başta İstanbul Sözleşmesi’ne atılan imzanın geri çekilmesi olmak üzere, hem ülkemizde hem de dünyada milliyetçi muhafazakar eril iktidarlar tarafından uygulanması engellenmiş, güçsüzleştirilmeye çalışılmıştır. İstanbul Sözleşmesi’nin etkin şekilde uygulanması değil de kaldırılması devletin kadına yönelik şiddeti önleme görevini terk etmesi anlamına geliyor. Ataerkinin ürettiği şiddet, kadın düşmanı politikalar, cezasızlık ve korumasızlık ile hayatın her alanında şiddet körüklenmektedir. Ne evde ne iş yerinde ne sokakta şiddette uğramak istemiyoruz. Şiddet sarmalını ortaya çıkaran ve besleyen ekonomik sosyal eril zihniyetli düzenlemeler, artarak devam etmektedir. Bizler ise bu zihniyete karşı dur demeye ve mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
ŞİDDETİN ALTINDA CEZASIZLIK POLİTİKALARI VAR
Sağlıkta şiddetin ve kadına yönelik şiddetin kesişim noktasında eril şiddet ve cezasızlık politikalarını olduğuna değinen Baloğlu, “Şiddet ikliminin, sağlık alanına ve kadına yönelik sonuçları ile yüz yüze kalan biz kadın sağlık çalışanları isyanımızı bugün de haykırmaya devam ediyoruz. Koruyamıyorsunuz, öldürülüyoruz. Başka kadınları, başka meslektaşlarımızı, başka sağlık emekçilerini kaybetmeye tahammülümüz yok” ifadelerini kullandı.
SAĞLIK ÖRGÜTLERİ TEK SES OLDU
Eyleme Mersin Tabip Odası, Mersin Aile Hekimleri Derneği, Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik Ve Dayanışma Sendikası, Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası, Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Hekim Dayanışma ve Yardımlaşma Platformu, Hekim Birliği Sendikası destek verdi.
Kadınlar isyan etti: Güvenli yaşam alanları istiyoruz |