ABİDİN YAĞMUR
Mersin’de eğitimciler, sendika, dernek ve sivil toplum örgütleri temsilcilerince oluşturulan Müfredatı Geri Çekin Platformu, Millî Eğitim Bakanlığının hazırladığı yeni müfredatın, eğitim sisteminde yaşanan dinselleşme kuşatmasının en son ve en tehlikeli aşaması olduğunu ileri sürerek müfredatın geri çekilmesini istedi.
Müfredatı Geri Çekin Platformu bileşenleri, Yenişehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde düzenlenen eylemlerde bakanlığın yeni müfredat çalışmalarını protesto etti.
Platform bileşenlerinin “Uyarıyoruz! Laik ve Bilimsel Olmayan Müfredatı Reddediyoruz! Geri çekin!” yazılı pankart açtığı eylemde, “Laik, bilimsel, demokratik eğitim”, “Tarikat elini okullardan çek”, “Tarikatın bakanı Yusuf Tekin istifa”, “Karanlığa teslim olmayacağız” şeklinde sloganlar atıldı.
Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, bakanlığın “üzerinde 10 yıldır çalışıyoruz” dediği yeni müfredatın öğretmenlerin, sendikaların görüşleri alınmadan yapıldığına dikkat çekti.
“BU MÜFREDATI KİM HAZIRLADI?”
Platform adına açıklama yapan Mehmet Antmen de “Müfredat hazırlıklarının kimler tarafından yapıldığı ve nasıl geliştirildiği, hangi komisyonların ve kurumların bu komisyonlarda görev aldığı, programı geliştiren bireylerin yetkinlikleri ve uzmanlık alanlarının ne olduğu kamuoyu ile açık olarak paylaşılmamıştır. Müfredat değişiklik sürecinin kamuoyuna açık ve şeffaf şekilde yürütülmemiş olması yeni müfredata yönelik tepkilerin haklılığını ortaya koymaktadır” dedi.
“DİNSELLEŞME KUŞATMASININ EN TEHLİKELİ AŞAMASI”
Normal koşullarda müfredat değişikliklerinin içeriğinin ne olacağının, nasıl bir değişiklik önerildiğinin bütün yönleriyle, bilim insanları, eğitim bilimciler ve eğitim sendikalarının görüşleri alınarak belirlenmesi gerektiğine değinen Antmen, “Ancak Milli Eğitim Bakanlığı, ülkenin bugünü ve geleceğini yakından ilgilendiren böylesine önemli bir konuda ‘yangından mal kaçırır gibi’ hareket etmiştir. Bakanlığın ÇEDES ve benzeri projeler üzerinden eğitim sistemi içine faaliyet alanı açtığı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yanı sıra iktidarla iç içe olan dini vakıf ve cemaatler tarafından okullar, yurtlar, kurslar gibi kurumlar tıpkı bir örümcek ağı gibi çepeçevre kuşatılmış durumdadır. Yeni müfredat değişiklikleri eğitim kurumları başta olmak üzere, eğitim sisteminde yaşanan dinselleşme kuşatmasının en son ve en tehlikeli aşamasını oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı.
“TEK ADAM REJİMİNİN SİYASAL VE İDEOLOJİK HEDEFLERİ MÜFREDATA YERLEŞTİRİLDİ”
Müfredat değişikliklerinde laik ve bilimsel eğitim geri plana itilirken, bütün ders kitaplarında ‘milli ve manevi değerler’ adı altında dini konuların merkeze alındığına işaret eden Antmen sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bakanlığın öncelikli hedefi eğitimin bilimsel esaslara dayanmasından çok, iktidarın siyasal ideolojisinin eğitim müfredatı ve ders kitapları üzerinden açık ve gizli olarak öğrencilere aktarılmasıdır. Tek adam rejiminin siyasal ve ideolojik hedefleri eğitim müfredatına yerleştirilmiştir. Eğitim müfredatında yapıldığı söylenen ‘sadeleştirme’ ile doğrudan bilim, tarih, felsefe ve sanat dersleri hedef alınmıştır. 12 Eylül darbecilerinin ‘tek ırk, tek din, tek mezhep’ anlayışı üzerinden ‘Türk-İslam sentezi’ yaklaşımını merkeze alan değişiklikler yapılmıştır. Bireycilikle, milliyetçilikle, dini-milli değerler ve rekabet ile yoğrulmuş, bilimsel, sanatsal, estetik yönden zayıf, büyük ölçüde dini kural ve referanslara dayanan bir dilin kullanıldığı bir eğitim müfredatının çocuklarımıza, öğrencilerimize verebileceği hiçbir şey yoktur. Eğitim müfredatı, öğrencilere yaşamı bir bütün olarak kavramayı hedefleyen, çocuk ve gençlerin çok yönlü gelişimlerine hizmet edecek öğrenme yaşantılarını içeren laik ve bilimsel bir içerikte olmalı, çok dillilik temellinde anadili eğitimini esas alan yeni ve demokratik bir müfredat hazırlanmalıdır.”
MEB’e müfredatı geri çekin çağrısı |