ABİDİN YAĞMUR
Mersin Onur Haftası Komitesi, 10. Onur Haftasını farklı mekanlarda düzenlediği etkinliklerle kutladı. 10. Onur Haftası bildirisi de sosyal medya yayını aracılığıyla kamuoyuyla paylaşıldı.
Onur Haftasını bu yıl “BUT10” temasıyla kutlayan komitenin bildirisinde, “Patriarkaya, homofobiye, transfobiye, mizojiniye, ırkçılığa, mezhepçiliğe, mülteci düşmanlığına, sermayeye ve türcülüğe karşı yıllardır olduğu gibi bugün de BUT10’lara basıyoruz. Gezi’de direnen yüz binleri, Soma’da öldürülen maden işçilerini, hapiste suçsuz yere tutulan siyasetçi ve gazetecileri, faili meçhul cinayetleri, ekranlara Filistin deyip kapalı kapılar ardında İsrail'i besleyenleri, zorunlu göç etmek zorunda bırakılan lubunyaları, aktivistleri, akademisyenleri ve doktorları, en az üç çocuk diye bağıranların daha vakıflardan bile koruyamadıkları çocukları, bir kereden bir şey olmaz diyen bakanları, uygulanmayan 6284’ü, vazgeçmediğimiz İstanbul Sözleşmesi'ni, depremde tali kusurlu sayılan ve yargılanmayan yetkilileri, otellerin inşa edilmesi için rant uğruna yakılan ormanları, başıboş yaftası ile uyutulmak istenilen hayvanları da unutmuyoruz. Her şeyi izliyor ve kayıt tutuyoruz. Öyle ki korkabilirsiniz, çünkü elbet bir gün hesap vereceksiniz” denildi.
“MEŞRUYUZ. YA KABUL EDECEKSİNİZ YA KABUL EDECEKSİNİZ”
Mersin Onur Haftası Komitesi bildirisinde, “Esat-Eryaman’da, Bornova ve Bayram Sokak’ta lubunyalar evlerinden, çark alanlarından edilmek istendi. Derin’i, Ganimet’i, Candle’ı, Ecem Seçkin’i, Hande Kader’i, Eylül Cansın’ı, Okyanus Efe Özyavuz’u, Didem Akay’ı, Ahmet Yıldız’ı, Zirve Soylu’yu, Hande Buse Şeker’i, Esra Ateş’i, Berrak Yılmaz’ı bu sistemin nefret dili öldürdü. Sistematik olarak yoksullaştırılan, yalnızlaştırılan, düşmanlaştırılan LGBTİ+'lar olarak kesiştiğimiz tüm kimliklerle hemen yanı başınızdayız ve hiçbir yere gitmedik. Alışın, buradayız. Barışı, sevgiyi, dayanışmayı ve aşkı örgütlemeye, sesimizi duyurmaya, çoğalmaya ve yaşamaya devam ediyoruz. İllegal söylemlerine karşı hep birlikte ses çıkarıyoruz. Butlar butu meşruyuz. Bunu er ya da geç ya kabul edeceksiniz ya da kabul edeceksiniz. Yıllardır bizlerden çalmaya çalıştığınız alanları, hayatta kalma mücadelemizle, varoluşumuzla doldurmayı da biliriz. Bu onura sahip çıkıp sesini bizlerle yükselten, neşemizi kuvvetlendiren herkese bin selam olsun" ifadelerine yer verildi.