ABİDİN YAĞMUR
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, 16 Kasım 2024 tarihinde yayınladığı yönetmelikte, elektrik tarifelerinde konutları ve ticarethaneleri yakından ilgilendiren değişiklikler yaptı.
Yapılan değişikliğe göre konut, tarımsal faaliyet ve diğer abone gruplarında yıllık 100 milyon kWh olan tüketim üst limiti, konutlarda, yıllık 5 bin kWh, tarımsal faaliyetler hariç diğer abone gruplarında ise yıllık 15 bin kWh değerine düşürüldü.
Elektrik Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Prof. Dr. Alkan Alkaya, bu değişikliklerin mesken ve ticarethane aboneleri için oluşturabileceği yüksek faturanı riskini Artı Gerçek için değerlendirdi.
Şubat 2025 itibari ile tüketim limitini aşan tüketicilerin yeni bir tarifeye tabi olacaklarını belirten Alkaya, “Mesken ve ticarethane abonelerinin yıllık 100 milyon kWh olan üst limite ulaşması mümkün değildi. Ama son yönetmelik üst limiti 20 bin kat aşağı çektiği için şu an ticarethane ve mesken abonelerinin üst limiti aşma riski var. Türkiye’de meskenlerin aylık ortalama 230 kWh değerinde elektrik tükettiğini düşünürsek yıl boyunca her ay 417 kWh elektrik tüketen bir mesken yıllık 5 bin kWh’ye ulaşmış olur ve üst limiti aştığı için faturası 7 kata kadar artabilir. Kaldı ki son yönetmeliğe göre üst limit yıllık bazda değerlendiriliyor. Yani 12 ay boyunca tüketilen miktar 5 bin kWh’ye ulaştığında yeni tarifeden faturalandırılacak” dedi.
“TÜKETİCİLERİN BİLGİ SAHİBİ OLMADIĞI BİR DÖNEM YAŞANIR”
Ekim 2024 döneminde PTF (Piyasa Takas Fiyatı)+YEKDEM(Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması) maliyetinin 2,700 TL/kWh civarında iken ulusal tarife düşük tüketimli mesken abonelerinin 0,494 TL/kWh fiyat ile elektrik kullandıklarını kaydeden Alkaya, limitin aşılması durumunda bu rakamın artacağını vurguladı.
Alkaya, “Yıllık 5 bin kWh tüketim miktarı özellikle Mersin gibi yaz aylarında klima kullanımının kaçınılmaz olduğu bir kentte çok büyük bir tüketim değildir. 2024 yılı toplamında 5 bin kWh toplam tüketime ulaşan konutlar 2025 yılında tüketim miktarlarını düşürseler bile bu tarifeye tabi olacaklardır. Bu da konutların ve ticarethanelerin serbest elektrik piyasasında oluşan piyasa maliyetleri ile bir sanayi tesisi gibi karşı karşıya kalmasına neden olacaktır. Elektrik Piyasasında fiyatlar saatlik olarak belirlenmektedir. Konutların ve esnafın saatlik tüketimlerini takip edip aylık elektrik maliyeti hesaplaması neredeyse imkânsız hale gelecektir. Ayrıca uygulamadan dönülmediği takdirde tüketicilerin bilgi sahibi olmadığı bir dönem yaşanacaktır. Toplumun dağıtım şirketleri ve tedarik şirketlerinin sözleşmelerini incelemesi ve enerji mevzuatını bilmesi beklenemez. Son kaynak tedarik tarifesi ile elektrik tedariği sağlayan sanayi kuruluşları, OSB’ler gibi büyük tüketiciler süreci uzman personelleri ile yürütmektedir. Bu şirketler yaptıkları ikili anlaşmalar ile tarifede üst limit olarak formüle edilen 1,0938 oranının altında anlaşmalar yapmaktadır. Uygulama yürürlüğe girdiği dönemde belirlenen tüketim limitini aşan tüketiciler otomatik olarak bu tarifeye geçecek ve serbest tüketici süreçlerini öğrenip ikili anlaşma yapana kadar sanayiden daha pahalıya elektrik kullanacaktır. Uygulama halkı daha da yoksullaştırıp elektrik şirketlerini zenginleştirmenin uygulaması olacaktır. Kamu, elektrik üretim ve dağıtım süreçlerinin özelleştirilmesi ile enerji sektöründe sadece düzenleyici konuma indirgenmiştir. Bunun sonucunda oluşan maliyet ise halkın sırtına yüklenmektedir. Elektrik üretim, iletim ve dağıtım süreçleri toplumsal fayda ve kamusal bir anlayış ile ele alınmadığı sürece enerji şirketlerinin kar hırsına kurban edilmeye mahkûm olacaktır” ifadelerini kullandı.