27’nci Uçan Süpürge Kadın Filimleri Festivali, Uçan Süpürge Vakfı, Kadın Gazeteciler Derneği (KGD), Kadından Haber, Mersin Sinema Ofisi (MSO) ortaklığı ile Mersin’de ilk gösterimini yaptı.
Festivalin açlış konuşmasını yapan Kadın Gazeteciler Derneği Başkanı Fatoş Sarıkaya, festivale katılanları Kürtçe ve Türkçe selamladı. Sarıkaya, 27 yıldır kadın hikayelerini, emeklerini ve dayanışmayı şiar edinerek canlı bir tarih haline gelen Uçan Süpürge Filmleri Festivalinin Mersin’de yaşatıyor olmanın heyecanını taşıdıklarını söyledi.
"Eril medyaya karşı feminist basın” anlayışıyla cinsiyet eşitsizliklerini ve baskıları görünür kılmaya çalıştıklarını vurgulayan Sarıkaya, Kadın Gazeteciler Derneği’nin kuruluş amaçlarına dikkat çekerek şunları söyledi: “Her gün, hayatta kalma mücadelesi veren, hakları için direnen kadınların hikayelerini yazıyor, aslında bu hikayelerde en çok kendimizi anlatıyoruz. Patriyarkanın bizleri sıkıştırdığı kalıpları yıkmak için dayanışmayı hayatımıza taşırken, sektörde mobbing, ücret eşitsizliği ve diğer sorunlarla mücadele eden sayısız kadın gazeteciye ışık tutmayı amaçladık. Bu kıvılcımın temelinde feminist mücadele ve kadınların direnişi var.”
“FESTİVAL KADINLARIN DİRENİŞ ÖYKÜLERİNİ BİZLERE ULAŞTIRIYOR”
Festival boyunca kıymetli oyuncular, yönetmenler ve yapımcıların izleyenlerle buluşacağını söyleyen Sarıkaya, şöyle devam etti: “’Gerçekleri haykır, hakikati yaz, patriyarkayı yık’ diyerek yükselttiğimiz bu mücadelenin hikayesinde yolumuz, ‘benim de yolumdur’ yolumdur diyenlerle buluşmanın zamanı. Bizler kadın hareketinin mirasının farkında olan kadınlar olarak, bugün ilk kez başladığımız film festivalinin bizden sonra da Mersin’e miras kalsın istiyoruz. Festivalde, çeşitli söyleşilerle kadınların emeğini, hikayelerini ve dayanışmasını daha yakından görme fırsatı bulacağız. Bu organizasyonu Mersin’de hayata geçirmek için emek veren herkese teşekkür ediyoruz.”
“YALNIZCA BİR BULUŞMA DEĞİL, KADINLARIN MÜCADELESİYLE ÖRÜLMÜŞ BİR YOLCULUK”
Sarıkaya, Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivalinin, kadın dayanışmasının ve direnişin bir sembolü olarak Mersin’de bu gece hayat bulacağını vurgulayarak şunları kaydetti: “Festival boyunca birbirinden kıymetli oyuncular, yönetmenler ve yapımcılar, izleyicilerle buluşacak; Ayrıca çeşitli söyleşilerle de kadınların emeğini, hikayelerini ve dayanışmasını daha yakından görme fırsatı bulacağız. Bu organizasyonu Mersin’de hayata geçirmek için emek veren herkese teşekkür ediyoruz. Bu festival, yalnızca bir buluşma değil; kadınların emeği, mücadelesi ve direnciyle örülmüş bir yolculuk. Bu yolculuk, hepimizin hikayelerinde yaşamaya ve geleceği aydınlatmaya devam edecek. Birlikte nice ilklere ve kadınların sesinin yankılandığı yolculuklara. Tüm baskılara, yasaklara direnerek var olan, mücadele eden kadınların yankılanan sesiyle; Kadın, yaşam, özgürlük- Jin, Jiyan, Azadi”
“BU FESTİVALLER VE FİLMLER ANLATAMADIKLARIMIZI ANLATMA YÖNTEMİDİR"
Daha sonra söz alan Halime Güner, festivalinin Mersin gösterimi için büyük çabalar sarf edildiğine dikkat çekerken bu süreçte çok farklı yaş aralıklarındaki kadınlarla çalışıldığını söyledi. Güner, şöyle devam etti: “Yaşadığımız tecrübeleri gençlere anlatmak için iyi bir dönem, iyi bir fırsat. Bu festivaller, bu filmler, bizi sinemanın içindeki kadınların rolleriyle anlatamadıklarımızı anlatma yöntemidir. Her filmin ardından bir söyleşi var. Çünkü biz yaşadıklarımızı konuşarak paylaşmayı ve bu yolla güçlenmeyi seviyoruz. Bu ülkede bu kadar çok kadın örgütlenmesinin bu kadar engele rağmen büyümesi kolay mı? İşte bu engeller daha çok konuşmakla aşılabilir. Yıllarca ‘susma bağır, yapan utansın’ dedik devam ediyoruz. Biz buradan iletişimi, iş birliğinin daha çok artırılması için bir el verdik. Bu eli alıp götürecek, taşıyacak olan karşıda gördüğünüz çalışma ekibidir. Festivalimiz hayırlı olsun biz her zaman varız.”
“YALNIZLIK HİSSİM KALABALIK KADINLARLA YOK OLDU”
Daha sonra söz alan Genç Cadı Ödülünün sahibi Öykü Su Özyürek, 2023 yılında yalnız hissettiği bir dönemde Uçan Süpürge ile tanıştığını ve yine böyle bir kalabalıkta, kız kardeşlik bağı olan kadınlarla birlikte olduğun anlarda bu yalnızlık hissinin yok olduğunu söyledi. Özyürek, “Böyle işlerin olması çırak bir oyuncu için çok önemli şeyler. Bana burada güç verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Karşımdaki insanlarla birlikte olmak bile benim için çok büyük bir gurur” dedi.
“YAŞASIN SETLER, DİZİLER, FİLİMLER, İNSAN OLMAYI BİLENLER”
Uçan Süpürge Bilge Olgaç Başarı Ödülü Sahibi oyuncu Meltem Cumbul da katılımcıları selamladı.
Oyuncular Sendikası Başkanlığı yaptığı döneminde akademik bir çalışma yapıldığını söyleyen Cumbul, bu çalışma sonucunda oyunculuk alanındaki en büyük sorununun etik, istismar ve mobing olarak ortaya çıktığını söyledi.
Oyunculuk alanında mücadele yürüten kadınların pek çok sorunla karşılaştığını söyleyen Cumbul, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ankete katılan bir kadın, ‘bu sette çocuk var adlı kampanya gereğince aldırdığımız bir karar olmasına rağmen yönetmelik hala çıkmadığı aldırdığımız karar uygulanmadı. Oyuncu olarak yer aldığım diziyle ilk bölümü çekilmeden yollarımızı ayırırken, 10 yıl kadar işsiz bırakıldım’ diyor. 40 yaş üzeri kadınların yalnızca anne rollerinde yer alırken, açık saçık giyinmemesi, kendinden yaşça küçük erkeklerle birlikte olmaması, menejerleri tarafından yasaklar getirilmesi söz konusu. Kadın oyuncular bu gibi nedenlerle menejerleriyle yollarını ayırıyor. ‘Kadın oyuncularla çalışmak zor. Erkek oyuncularla çalışmak daha kolay’ diyen manejerler konu kadın olduğunda daha kolay söz söyleyebilir. Yaşasın setler, yaşasın sahne, yaşasın diziler, yaşasın filmler, yaşasın insan olmayı bilenler.”
Konuşmaların ardından Yönetmenliğini Özge Uçar’ın yaptığı “Yolda” isimli film gösterildi. Ardından festivale katılan oyunculara, yönetmelere ve konuklara plaket takdim edildi. Film gösteriminin ardından festival kokteyl ile devam etti.
Etkinlikler bugün ve Pazar günü film gösterimleri ve kadın yönetmenler ile oyuncuların söyleşileri ile devam edecek.