"Kamu gücü makam sahiplerinin ailelerine mi hizmet ediyor?" | Güney Gazetesi Mersin

"Kamu gücü makam sahiplerinin ailelerine mi hizmet ediyor?"

Mezitli Kaymakamı Turgay Gülenç’in, oğluna bıçak çekmekle suçlanan 5 çocuğu karakolda polislerin önünde dövdüğü, olayla ilgisi olmayan 3 çocuğun da gözaltına alınıp şiddet gördüğü iddiaları Mersin Valiliğinin açıklamasıyla yeni bir boyut kazandı. Valilik açıklamasında, çocukların karakolda dövülmesi iddialarına yer verilmemesi ve kaymakam Gülenç’in oğlundan “mağdur” diye söz edilmesi Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezinin tepkisini çekti. Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi Genel Sekreteri Av. Bilge Efe, “Mağdur çocukların; yaşça büyük olan Kaymakam’ın oğlu ve güven duyulması gereken polislerin bulunduğu bir karakol odasında, izlenerek darp edilmesi hangi gerekçelerle saklanmakta ve algı değiştirilmeye çalışılmaktadır? Devleti temsil eden kişi kendi yargısını kendisi dağıtıp karakol içerisinde çocuk dövecekse, sokaktaki vatandaş ne yapsın? Bu kadar açık bir hukuksuzluk neden hâlâ gizlenmeye çalışılıyor?” dedi.




ABİDİN YAĞMUR
Mersin Valiliği, Mezitli Kaymakamı Turgay Gülenç ve oğlunun adının karıştığı “karakolda çocuğa işkence” iddiaları üzerine yaptığı açıklamada işkence iddialarına hiç değinmedi. Valilik açıklamasında, “26 Temmuz 2025 tarihinde Mersin’in Mezitli ilçesinde meydana gelen ve bazı basın organlarında 'Kaymakam ve oğlunun, çocukları karakolda darbettiği' şeklinde yer alan iddialar üzerine kamuoyunu bilgilendirmiştir. Olayın aslı, K.G. isimli çocuğun, evine yürürken 5-6 kişi tarafından bıçakla kovalandığını beyan ederek şikayetçi olmasıdır. 18 yaşından küçük olan 5 şüpheli tespit edilerek işlemler için Çocuk Büro Amirliği’ne teslim edilmiştir. Bu kişilerden 2’si hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Ayrıca bu 5 çocuktan 2’sinin, 17 Temmuz’da yine aynı mahallede meydana gelen başka bir bıçaklı saldırının şüphelileri oldukları anlaşılmıştır. Söz konusu olayda mağdur sıfatıyla yer alan Mezitli Kaymakamı’nın oğlu K.G. ile ilgili iddialar üzerine de İçişleri Bakanlığı tarafından idari inceleme başlatılmıştır” denildi.

 

“20 YAŞINDAKİ BİREYİ ÇOCUK GİBİ GÖSTERMEYE ÇALIŞIYORLAR”

 

Valiliğin bu açıklamasına Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezinin tepkisi gecikmediMersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi Genel Sekreteri Av. Bilge Efe açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Mersin Valiliği’nin yaptığı basın açıklaması, gerçeği yansıtmamakta; yaşananları çarpıtıp kamuoyunu yanıltmaya çalışmaktadır. Bu nedenle biz, hakikati anlatmak ve çocuklarımızın sesi olmak için konuşuyoruz. Olay, Kaymakam’ın 20 yaşındaki oğlunun, kendisinden hayli küçük 5 çocukla yaşadığı bir tartışmayla başladı. Bu sırada çocuklara küfürler ederek tehditler savurduğu iddia edilmiştir. Ancak olayın ardından, bu tartışmaya karışmamış, tamamen alakasız 3 çocuk polis tarafından rastgele alıkondu ve karakolda darp edildi. Suçla ilgileri olmadığı anlaşıldığında serbest bırakıldılar. Bu süreçte çocuklara kamu gücüyle şiddet uygulanmıştır. Üstelik asıl tartışmanın tarafı olan 5 çocuk ise bu olaydan sonra gözaltına alınmıştır. Yani ortada hem fiilen hem hukuken büyük bir hata zinciri vardır. Valilik ise yaptığı açıklamada, 20 yaşındaki yetişkin bir bireyi “çocuk” gibi göstermeye çalışmakta ve asıl mesele olan karakolda çocuklara uygulanan şiddeti tamamen görmezden gelmektedir. Ayrıca açıklamanın diliyle, çocuklar sanki bir “çete” mensubuymuş gibi yansıtılarak, kamuoyunda azılı suçlular gibi algı yaratılmaya çalışılmıştır.”

 

“KAYMAKAM YARGI DAĞITACAKSA VATANDAŞ NE YAPSIN?”

 

Öncelikle olayla hiçbir ilgisi olmayan çocuklar, nasıl olur da sokaktan rastgele alınıp polis tarafından darp edilir? Mağdur çocuklar yönünden eğer bir suç varsa, bunun soruşturması hukuk devleti olarak zaten yürütülmeyecek miydi? Mağdur çocukların; yaşça büyük olan Kaymakam’ın oğlu ve güven duyulması gereken polislerin bulunduğu bir karakol odasında, izlenerek darp edilmesi hangi gerekçelerle saklanmakta ve algı değiştirilmeye çalışılmaktadır? Devleti temsil eden kişi kendi yargısını kendisi dağıtıp karakol içerisinde çocuk dövecekse, sokaktaki vatandaş ne yapsın? Bu kadar açık bir hukuksuzluk neden hâlâ gizlenmeye çalışılıyor? Bu olay derhal bağımsız biçimde soruşturulmalı, Meclis ve kamuoyu önünde şeffaf bir süreç başlatılmalı, çocuklara uygulanan her türlü şiddetin hesabı verilmelidir. Bu düzen susanlarla değil, konuşanlarla değişecek. Gerçeğin üstü örtülemez!”