Hasan KÜÇÜK
Kültürhane’de “Yerel Basın Söyleşileri”nin konuğu Gazeteci- Yazar Fikret Ünver oldu. Aysun Koç Aydoğan’ın konuğu olan gazetemiz yazarı Ünver, söyleşisinde yaygın medyadan yerele uzanan gazetecilik serüvenini anlattı. Ünver, basın meslek ilkelerini ve mesleğe dair gündemde olan pek çok konuyu anılarıyla harmanladı. Konuşmasına mesleğe Mustafa Ekmekçi ile başladığını anlatarak başlayan Ünver, zor dönemlerden geçtiklerini kaydetti. Hatıralarını anlatan Ünver, 12 Eylül döneminde Milli Güvenlik Kurulu'nun özel haber yapmayı yasakladığını ifade ederek, Milli Güvenlik Konseyi’nden resmi açıklama olmaksızın, hiçbir özel haber yapılmayacak diye bildiri yayınlanan günleri gördüklerini o anda mesleği bırakmaya karar verdiğini kaydetti.
Geçmişte Mersin'de yerel yayın yapan Sun Tv'de 500'e yakın canlı yayın yaptığını anlatan Ünver, "Bu mesleğin öğretmenlikten bile saygın ve kutsal bir meslek olduğuna vurgu yaptı. Ünver, “işini kötü yapan bir öğretmen 40 kişiyi zehirler ama bir gazeteci hele ajans gazetecisi ise binlerce, milyonlarca kişiyi aynı anda zehirler. Yanlış bir şey aktarır, o da gider oyunu öyle kullanır” ifadelerini kulladı.
“GAZETECİLER ÜLKE VE YEREL YÖNETİCİLERLE OLAN İLİŞKİLERİNE DİKKAT ETMELİ”
Gazetecilerin ülke ve yerel yöneticilerle ilişkilerine dikkat etmesi gerektiğini anlatan Ünver, “Bir gazetecinin Belediye Başkanı’na ‘başkanım başkanım’ demesi benim ağırıma gidiyor. Belediye Başkanına ‘sayın başkan’ diye hitap etmesi yeterlidir. Gazetecilerin ‘başkanım başkanım’ diyerek ağızlarını doldurarak yaptıkları bu hitap yalakalıktan başka bir şey değil. Sen böyle dersen, senin bu şekilde hitap ettiğin kişi sana nasıl yaklaşır. O bana ‘sayın gazetecim’ diyor mu? Bu yanlış. Bu baştan teslimiyettir, ‘beni de gör’ demektir. Ben buradayım ha, demektir. Ben bunu mesleğime yediremem” şeklinde konuştu.
“Saygın insanın dostu gerçek olur” diyen Ünver, “Saygın insanın her sofrada yeri olur. Toplum saygın insan ölsün istemez. Onsun da istemez ama ölsün hiç istemez. Atatürk ne zaman bu topluma umutsuzluk aşıladı? Ne zaman bu toplumu hakir gördü? Atatürk bu topluma güvendi. Kendini, mesleğini her şeyini feda ederek ortaya çıktı, isterseniz beni öldürün, dedi. Eğer biz Atatürkçüyüz diyorsak, biz hakikaten Atatürk'ü sevip sayıp içselleştirdiysek onun gibi gibi olmalıyız. En azından rol madelimiz var. Öyle olmak zorundayız” dedi.
Konuşmasında genç gazetecelere önerilerde bulunan Ünver şöyle devam etti: “Gazetecilik sürekli öğrenme işidir. Gazeteci sürekli yeniliği, gelişmeyi ondan sonra doğruyu, iyiyi güzeli, olanı biteni yanlışı takip etmek zorundadır. Onu takip edecekse gazeteci ölene kadar gazeteci olur. Öldükten sonra da gazeteci olur. Ben hiç kimseyi suçlamak istemiyorum ama okuma alışkanlığı, öğrenme alışkanlığı mutlaka olması lazım. Birde cesaret gerekmiyor bu iş için işin gereğini yap o kadar. Gazeteci toplumun müfettişidir.”