Kızıltan: Ekonomi güçlü olursa, devlet de güçlü olur | Güney Gazetesi Mersin

Kızıltan: Ekonomi güçlü olursa, devlet de güçlü olur

MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, Suriye konusunda ulusal güvenliği sağlayacak gerçekçi adımlardan kaçınmadan ve Mehmetçiğin hayatını tehlikeye atmadan farklı yollarda etki yapılması gerektiğini söyledi. Kızıltan bunun en temel yolunun ise ticari ilişkiler olduğunu belirtti.

Kızıltan: Ekonomi güçlü olursa, devlet de güçlü olur


Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Kızıltan, yaptığı açıklamada, son günlerde Suriye’de yaşanan olumsuzlukları ekonomi penceresinden değerlendirdi. Kızıltan, bir süredir Ortadoğu’daki gelişmeleri masaya yatırmak, farklı uzmanlardan bu konu ile ilgili fikirler alarak Mersin olarak ekonomik anlamda önlemler almanın veya yeni açılımlar yapmanın planlarını kurarken, İdlib’den gelen 33 şehit haberiyle sarsıldıklarını kaydetti.

 

“AKILCI POLİTİKALARLA ETKİ YAPMANIN EN TEMEL YOLU TİCARİ İLİŞKİLERDİR”

“Suriye konusunda ulusal güvenliğimizi sağlayacak gerçekçi adımlardan kaçınmadan ama küresel güçlerin yüzlerce yıllık küresel oyunlarını oynadığı bu bölgede Mehmetçiğimizi tehlikeye atmadan akılcı politikalarla buralara faklı yollarla etki yapmamız gerekiyor” diyen Kızıltan, bunun en temel yolunun da ticari ilişkiler olduğunu vurguladı. Kızıltan, “Eğer Türkiye bölgesinde etkin olmak istiyorsa, önce ekonomik anlamda kendi içimizde güçlü olmak zorundayız. Kendi içimizde ekonomiyi, demokrasiyi, evrensel hakları, evrensel hukuku ve bilimsel gelişmeleri yüceltmeden çevremizde bir etki oluşturamayız. Elbette savunma sanayi ve askeri anlamda güçlü olmak da caydırıcı ve etkilidir ama bu sadece madalyonun bir yüzüdür. Dünyada güçlü, sözü dinlenir, masaya yumruğu vurabilir ve haklı olmanın yolu ekonomik, sosyokültürel ve bilim-teknolojide gelişmiş bir ülke olmaktan geçmektedir. Eğer böyle bir ülke olursak mücadele edilen değil, örnek alınan ülke oluruz. Aksi halde binlerce yıldır sorunların bitmediği bir Ortadoğu coğrafyasında bu bitmez kavgaların içine çekiliriz” ifadelerini kullandı.

İş dünyası olarak, devletin bu konuda sağduyulu ve realist, duygusallıktan uzak bir şekilde gerçekçi bir politika üreteceğine inandıklarını dile getiren Kızıltan, “Milletimiz de bunu beklemektedir. Artık tüm enerjimizi kendi ülkemize ayırmak zorundayız. Osmanlı büyük bir devletti ama son zamanlarda tüm enerjisini Anadolu dışında tüketti, sadece enerjisini değil, Anadolu insanını da uzak topraklarda yitirdi. Bunlar bize örnek olmalıdır” dedi.

 

 “EKONOMİ, BU SAVAŞLARIN EN BÜYÜK İKİNCİ CEPHESİDİR”

Türkiye’nin üreten kentleri arasında Orta Doğu’ya en yakın kentlerin başında Mersin’in geldiğine işaret eden Kızıltan, Orta Doğu’daki her gelişmenin Mersin’i yakından ilgilendirdiğini ve etkilediğini ifade etti. Toplumun Ortadoğu’da duygusal değil, akılcı yaklaşımlar beklediğini belirten Kızıltan, “Bölgede yeterince düşmanlık oluşturan unsur var. Burada var olan tüm devletler bu bölgedeki huzursuzluktan besleniyor. Türkiye’de böyle görülmemelidir. Biz bölgede barışı destekleyen bir ülkeyiz ve bunu daha çok göstermeliyiz. Türkiye Ortadoğu’ya kendi çıkarları için gelen devletler ve güçler gibi olamaz. Çünkü biz bu bölgede akrabalık ilişkileri, kültür ve inanç ortaklıkları olan bir milletiz. Aslında bu bölgede çok daha fazla avantajlarımız var. Ama bölge bizim güçlü olmamıza bakıyor” şeklinde konuştu.

 

“MERSİN SORUNLARA ÇÖZÜM ARAYAN BİR KENT OLMUŞTUR”

Mersin en büyük ekonomik krizlerde bile talep eden değil, “Başka neler yapabiliriz?” sorusunu soran ve çözüm arayan bir kent olduğunu kaydeden Kızıltan, şöyle devam etti:

“Mersin, sorunlarımıza çare arayan bir kent olmaya devam edecektir. Önce 2008 küresel finans krizi, sonra Arap Baharı denen ve önemli pazarlarımızda veya pazarlarımıza giden kapılar olan Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da istikrarsızlık oluşturan olumsuz gelişmeler, ardından Suriye sorunu ve bugünlerde devam eden Dünya Ticaret Savaşları. Tüm bu sorunların arasında Mersin hep üreten, ürettiğini ihracatla buluşturan, kendini yenilemeye çalışan bir kent oldu. Sorunlara ağlamadı, bugünde boğulmadı, geleceği ıskalamadı. En sorunlu olduğumuz ülkelere bile defalarca gittik, ticareti devam ettirecek yollar aradık. İş dünyası olarak çoğu zaman oralarda devletimizin sesi olduk. Mersin bu vizyon ve sorumlulukla uluslararası alanda da ülkemizin sesi olacaktır. Günümüz dünyasında, iş dünyasının siyasi sorunların çözümündeki gücünün arttığını görüyoruz. Yeter ki, kendi eksiklerimize odaklanalım, ülke içinde ekonomik anlamda güçlü olalım. Ekonomi güçlü olursa, devletimiz de güçlü olur.” (Haber Merkezi)