CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen TBMM’de bir basın toplantısı düzenledi. Antmen, burada yaptığı açıklamada “Bu halka; oğlunu ‘asker ver’ dedin, verdi. Oğlunu tabutla getirdin, Bu halk ‘vatan sağolsun’ dedi. Kriz oldu, ‘altın dolar bozdur’ dedin getirdi altın dolar bozdu. Bu halk ‘Devlet sağolsun’ dedi. 15 Temmuz’da ‘sokağa çık’ dedin çıktı, 250 şehit verdi. Bu halk ‘ülkem sağolsun’ dedi. Şimdi ‘sokağa çıkma’ dedin, halk işinden, gelirinden oldu ama onu da dinledi. Şimdi sıra kırk yılda bir devlete geldi. Bu halk “yardım et bize” dedi. Bu devlet ve sarayda güvenlikle oturan iktidar ise ‘Başının çaresine bak, kolonya dök ve dua et’ dedi” ifadelerine yer verdi.
“Evde kalın, karantina kurun, kendi OHAL’inizi ilan’ edin diyen ama uçma ve gezme vergilerini indiren tek ülkeyiz” diyen Antmen, “Büyük yazar Aziz Nesin yaşasaydı ‘Ya hu bu kadar kara komediyi yazmak benim bile aklıma gelmezdi herhalde’ derdi. Bakın hani ‘bizi kıskanıyor’ dedikleri Almanya 600 Milyar, Fransa 300 Milyar Avro ayırırken, dünya lideriyiz diyen saray iktidarı sadece 13 milyar Avro ayırdı, onu da patronları kurtarmak için harcayacak. Bizim vatandaşımızın bir Fransız, bir Alman, Bir Kanadalı kadar değeri yok mu? Saray her fırsatta ‘Suriyelilere 40 milyar dolar harcadık’ diyor. Kendi vatandaşlarının, milyonların canı tehlike altındayken ne kadar harcayacaksın? Türk Vatandaşlarının Suriyeliler kadar değeri yok. Yani Çok açık söylüyorum ki vatandaş virüsle vatandaş baş başa bırakılmıştır!” şeklinde konuştu.
CHP’li Vekilin açıklamalarında öne çıkanlar şunlar;
İŞÇİ VE EMEKÇİ BÜYÜK RİSK ALTINDA
Her gün hem sosyal medyadan hem de basından görüyoruz ki inşaat işçilerimiz kalabalık ve sağlıklı olmayan koşullarda çalıştırılmaya devam ediliyor. Çalışmak istemeyenler ya kovulmakla tehdit ediliyor ya da ücretsiz izne çıkartılıyor. Bu açıklanan pakette inşaat işçilerine yer var mı? Yok! Yine aynı şekilde market çalışanları. Büyük bir riskle halen çalışıyorlar. Çoğunun doğru dürüst iş güvencesi yok ve asgari ücretle çalışmak zorundalar. Ama onlar Vatandaşımızın gıdası, suyu eksik olmasın diye her gün büyük bir riskle işlerine gidip geliyorlar. Bu açıklanan pakette market çalışanları için bir şey var mı? Maalesef yok!
PTT VE KARGO ÇALIŞANLARINA ÜCRETLİ İZİN VERİLMELİ
Bakın bir de gündelik ve haftalıkla çalışan emekçiler var. Bu insanlarımız, çalıştığı gün sonunda para alabilen ve geçimini kıt kanaat sağlayan vatandaşlarımız. Şimdi hem sigortasız hem de parasız kaldılar. Kiraları bekliyor, çocukları gıda bekliyor, faturaları duruyor. Açıklanan pakette onlara yer var mı? Yine yok! Her gün yollarını gözlediğimiz PTT çalışanları, kargo firmalarında çalışan kardeşlerimiz. Onlar her gün vatandaşın iletişimi , ihtiyaçları aksamasın diye işlerinin başına gidiyorlar. Çok büyük risk altındalar. Onların sağlığını düşünen var mı ? Ya da Ekonomik pakette onlar için bir şey var mı? Gene yok. Hiç değilse bu kardeşlerimize , Bilim Kurulu Kararıyla tavsiye edilen bir süre için ücretli izinlerini verin ve virüsten korunmaları için gerekli tüm çalışma koşullarını sağlayın.
ÜCRETLİ ÖĞRETMENLER KÖLEDEN BETER HALE GETİRİLDİ
Hani her fırsatta “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” diyoruz. Elbette diyelim, Demeliyiz. Ancak; İktidar, ücretli öğretmenlerimizi önce köle yapmıştı; şimdi köleden beter hale getirdiler. Koronavirüsle beraber ücretli öğretmenlerimizi şimdi tamamen aç bıraktılar. Ücretli öğretmenlerimiz girdikleri ders saatine göre ücret alıyordu. Şimdi okullar tatil. Bu öğretmenlerimiz şu anda hiç ama hiçbir şey almıyor. Bu zulüm değil de nedir? Sen saraydasın tamam, senin çocukların da köşklerde oturuyor tamam. Yakınlarınız da kamu imkanıyla ve bol paralarıyla kendi ‘ohallerini ilan ettiler’ anladık. Peki öğretmenlerin bu hali ne olacak? Maaş yok, sigorta yok. Bakın ben size bir şeyi söyleyeyim; Güney Kore’de en yüksek maaş alan meslek kesimi öğretmenler. En saygı duyulan meslek de öğretmenlik. Güney Kore, koronavirüsü en hızlı yok eden ve en az hasarla bu belayı atlatan ülke oldu. Neden? Eğitime ve öğretmene verdikleri önem sayesinde. Peki bizde durum ne? Şu anda 1 kuruş bile almadan, sigortası dahi olmayan öğretmenlerimiz var. Çok açık söylüyorum; öğretmene ve öğretmenliğe köle gözüyle bakan anlayış hiçbir sorunu çözemez hiçbir salgını vebayı da atlatamaz!
1150 ODALI SARAYI OLAN İÇİN ‘EVDE KAL’ DEMEK KOLAY
Emeklilere evden çıkmayın deyip duruyorlar. Tamam, elbette onların sağlığı her şeyden önemli. Çıkmasın da nasıl çıkmasın? Sen gıda ve ilaç, bakım altyapısını kurdun mu hayır. Çalışarak hayatını idame ettiren 65 yaş üzeri insanlarımız var. Sosyal devleti yıkıp yerine altta kalanın canı çıksın dedin mi? Evet! Allah’tan başta Cumhuriyet Halk Partili belediyeler ve bazı duyarlı başka belediyeler de var da yaşlılara hizmet götürüyorlar. Bu emeklinin kirası ne olacak, ilacı ne olacak, gıdası, faturası ne olacak onu söylemeden evde kal demek kolay. 1150 odalı sarayı olanlar için “evde kal” demek kolay. Yani, bu karantinada çıkıp her gün 1 odasında kalsa 4 yıla yakın her gün başka bir odada kalabilir muktedir. Sıkılmaz, uçak da var. Ayrıca ; Bir toplantı olacağı zaman daha önce ayak basmadığı Çankaya’da yapar. Riski en aza indirir. Ona evde kalmak kolay. Bu Konuyla ilgili ayrıca şunu da eklemek istiyorum; sosyal medyada her gün bir yaşlı vatandaşımıza saygısızlık yapıldığını üzüntüyle izliyoruz. Bu utanç verici görüntülerin son bulması için gerekli tüm adli girişimler hızlıca yapılmalıdır. Biz de bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız. (Haber Merkezi)