Polipropilen kentin geleceğini katledecek! | Güney Gazetesi Mersin

Polipropilen kentin geleceğini katledecek!

Mersin Serbest Bölgesi ve limanın genişleme alanı olan Karaduvar Mahallesi’ndeki arazinin Polipropilen Tesisi yapılmak için Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Özel Endüstri Bölgesi ilan edilmesine bir tepkide Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mersin İl Koordinasyon Kurulu ile Mersin Kent Konseyi’nden geldi.

Polipropilen kentin geleceğini katledecek!


HASAN KÜÇÜK

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Seyfettin Atar, yapılacak tesisin ağır kirlilik oluşturan sanayi alt yapısı ile Mersin Limanının verimliliğini etkileyeceği gibi Serbest Bölge’nin gelişimini de sınırlayacağını kaydetti. Atar, projenin yer seçiminin doğru olmadığını ifade ederek şu anda kent ve çevre sorunları yaşandığı bölgeye çevresel ve ekolojik problemlere neden olabilecek böyle bir tesisin yapılmak istenmesine karşı olduklarını dile getirdi.

 

“HALK VE ÇEVRE SAĞLIĞINI OLUMSUZ ETKİLEYECEK”

Mersin Kent Konseyi Başkanı Faik Burakgazi ise bölgede olumsuz çevresel etkileri ile yük olmuş olan tesislerin yanına Polipropilen Tesisisin yapılması Karaduvar halkının geçim kaynağı olan balıkçılık ve sebze yetiştiriciliği faaliyetlerini sona erdirecek. Bölgenin çevre yükünü daha da artıracak

halk ve çevre sağlığını olumsuz yönde etkileyecektir. Liman ve Serbest Bölge gelişimini sekteye uğratarak, her anlamda Mersin'in geleceğini katledecektir” dedi.

Koronavirüs salgını ile uğraşılan şu günlerde Mersin Serbest Bölgesi ve limanının genişleme alanı olan Karaduvar Mahallesi’ndeki alanın Polipropilen Tesisi yapılmak için Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Özel Endüstri Bölgesi ilan edilmesine tepkiler sürüyor.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Seyfettin Atar, yer seçiminin kent planları ile uyumlu olmadığını söyledi.

Ketsel Planlarda tesis yapılacak alanın bir bölümünün Serbest Bölge için gelişim alanı bir bölümünün ise sanayi depolama alanı bir bölümünün ise yol ve yeşil olarak planlandığını ifade eden Atar, aynı bölgede Mersin limanı için genişleme alanına ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Böyle bir tesisin bütün bunları engelleyeceğini anlatan Atar, “Proje sahasının hemen yanı başında balıkçı köyü olan Karaduvar Mahallesinin yer alması, Türkiye için önemli yeşillik üretimi potansiyeline sahip tarım alanlarının yer alması, proje alanının doğusunda Mersin Tarsus Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin olması ve batı kısmında kent merkezinin yer alması projenin doğru yer seçimi yapılıp yapılmadığı konusu ciddi olarak ele alınması gereken bir konudur” dedi.

 

KENTSEL ADALET İLE BAĞDAŞMIYOR

Özel Endüstri Alanı ilan edilmesi kentsel adalet ile bağdaşmadığını anlatan Atar, “Özellikle Polipropilen projesinin arazi kullanımı ve ekolojik kaygılar içermekle birlikte proje sahası ve çevresinin özel endüstri bölgesi ilan edilmesinden sonra kentte bölgeler arası gelişim farklılıkları oluşup oluşmayacağı, yatırım gerçekleştikten sonra çevresinde yer alan sanayi tesisleri ile birlikte kentin kirlilik yükünü çeken bir bölge olma potansiyeli içerme olasılığı ne kadar kentsel adalet ile uyumlu olacağı soruları son derece önemlidir” şeklinde konuştu.

Atar,tesisin kentsel ve çevresel yönden vereceği zararları şöyle sıraladı:

Tesis ağır kirlilik oluşturan sanayi alt yapısı ile Mersin Limanının verimliliğini etkileyecektir. Serbest Bölgenin gelişimini sınırlayacaktır. Karaduvar Balıkçı Barınağının işlevini daha da kısıtlayacak Mersin merkezde balıkçılığı bitirecektir. Polipropilen tesisi 10 km mesafede Mersin Tarsus Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin gelişimine ket vuracaktır. Bu alan tesis için genişleme alanı olması, tesisin bölgede yaratacağı hava kirliliği, tarım ve balıkçılığa vereceği zararlar aşamalı bir şekilde bölgedeki nüfusun göç etmesine neden olacaktır. Göçten birinci derecede Karaduvar, Karacailyas ve Kazanlı bölgeleri etkilenecektir. Yer üstü ve yer altı sularının azalmasına neden olacaktır. Bu durum tarıma zarar verecektir.  5 mm çapında küçük bir ürün olan polipropilen taşınması ve depolanması aşamasında denize ve toprağa karışması yüksek bir olasılıktır. Bütün teknolojik yatırımlar yapılsa dahi bu tip kaçaklar gerçekleşebilmektedir. Dolayısıyla bu ürünlerin denize karışması deniz kirliliğini artırıp, balık popülâsyonunu olumsuz etkileyerek balıkçılık sektörüne zarar verebileceği gibi balıklarda mikro plastik miktarını da artırarak tüketicilerin sağlığını tehdit edebileceği öngörülmektedir. Tesisin üreteceği kirli hava bölgede etkili olan rüzgârlarla birlikte kirliliği Özgürlük, Çay, Çilek ve Cumhuriyet gibi kuzey mahallelere taşıyacak buradaki halkın sağlığını tehdit edecektir. Dolayısıyla tesisin doğusunda yer alan Karaduvar, Karacailyas ve Kazanlı bölgeleri ile, kuzeyinde yer alan Özgürlük, Çay, Çilek ve Cumhuriyet mahalleleri tesisten olumsuz etkilenecektir. Proje, Mersin’de yerel halkı yerinden etme, sosyolojik dönüşüme zorlama gibi eleştirilerle karşı karşıya kalabilecektir.

 

MERSİN KENT KONSEYİ: KORONALI GÜNLERDE  BÖYLE BİR KARAR DÜŞÜNDÜRÜCÜ

Mersin Kent Konseyi Başkanı Faik Burakgazi ülke olarak koronavirüs salgını mücadelesi verirken

bölgedeki bir alanın Özel Endüstri Bölgesi ilan edilmesinin düşündürücü olduğunu söyledi.

Mersin'in üzerinde kirlilik ve olumsuz çevresel etkileri ile yük olmuş olan tesislerin varlığına ilaveten, aynı bölgede Polipropilen tesisisin yapılmasının Karaduvar halkının geçim kaynağı olan balıkçılık ve sebze yetiştiriciliği faaliyetlerini sona erdireceğini ifade eden Burakgazi, “Bölgenin çevre yükünü daha da arttırıp, Mersin yerelinde halk ve çevre sağlığını olumsuz yönde etkilemesi ise kaçınılmazdır” dedi.

 

“AKLA VE VİCDANA SIĞACAK KARARLAR DEĞİLDİR”

Tesisin Mersin Limanı ve Serbest Bölge’nin gelişimini sekteye uğratarak, her anlamda Mersin'in geleceğini katledeceğini öne süren Burakgazi şunları söyledi: “Söz konusu alan Mersin Büyükşehir Belediyesi Ekim/2016 Meclis toplantısında “Serbest Bölge Genişleme Alanı ile Mersin Ana Konteyner Limanı depolama alanı” olarak 1/1000.0000 Çevre Düzeni Planına işlenmesi kararı alınmıştır. Halkın haklı taleplerine, sivil toplum kuruluşlarının uyarılarına, ilgili kurum ve kuruluşların itirazlarına rağmen, bu projeyi hayata geçirecek adımların atılması akla ve vicdana sığacak kararlar değildir.  Mersin, 2 bin kişiden fazla insana istihdam sağlayacak, dış ticaret hacmini 1 milyar dolar arttıracak Doğu Akdeniz Ana Konteynır Limanı projesinin Polipropilen fabrikasına kurban edilmesine seyirci kalmayacaktır. Meslek kuruluşları, STK’lar ve halk konunun yeniden değerlendirilmesini talep etmektedir. Bir kentin geleceğine daha güçlü katkı sunacak proje ortada dururken, Polipropilen fabrikası kararının değiştirilmesi en akılcı yol olacaktır.”