HASAN KÜÇÜK
Koronavirüs salgını nedeniyle İçişleri Bakanlığı tarafından kapatılan berber ve kuaförler zor durumda kaldı. Mersin Berber ve Kuaförler Odası Başkanı Doğan Gündüz, Güney’e yaptığı açıklamada, 15 gündük kapalı olan berber ve kuaförlerin varsa mecburen birikimlerini yediğini söyledi. Beklentilerine doğru dürüst bir cevap verenin olmadığını ifade eden Gündüz, “Berber ve kuaförler 15 gündür kapalı. Bu 15 gün zarfında bizler günübirlik kazanan insanlarız. İster istemez birikimi olmayan esnafımız şu anda darlık çekiyor. Darlık çekme esnasında en azından evini geçindirebilecek kadar karşılıksız ekonomik destek bekliyorduk, Şu anda böyle bir şeyle karşılaşmadık. 6 ay ödemesiz. 25 bin lira kredi hakkı verildi. Bir çok esnaf kredi puanı düşük olduğu için krediyi kullanamıyor. Zaten yüzde 70 esnafımız sosyal güvenliğini yatıramadığı için bu krediyi de zaten alamıyor. Bunun içinde biz zaten yanı sıra bu süreçte sağlıkla ilgili, sosyal güvenlik primi ödenmese de sağlık güvencesi olsun diye talep ettik. Buna da bir cevap alamadık. Yani süreç bu şekilde devam ediyor. Allah sonumuzu hayır etsin” şeklinde konuştu.
“ÇARESİZLİKTEN EVLERDE TRAŞ YAPIYORLAR”
Bazı berberlerin evlerde tıraş yaptığı yönünde yönündeki iddialara cevap veren Gündüz, “Adam evine ekmek götüremezse ne yapacak? Şimdi sen evine ekmek götüremiyorsun çaresizlikten tabii ki bunu yapmak zorunda kalıyorsun. Ne yapacak çaresizlikten bunu yapmak zorunda kalıyor. İnsanlar tıraş olmak istiyor. Şu anda tüketici de perişan halde. Öyle olunca ister istemez berber ve kuaförlerin daimi müşterisi var. Bu nedenle berberler müşterilerini kaybetmemek adına tüketiciyi kırmamaya çalışıyor. Evine gidiyor tek kişilik evinde tıraş ediyor. Yani yapmak zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı.
“BERBERLER HİJYEN KONUSUNDA HASSASTIR”
Doğan bu durumun sağlık konusunda bir sıkıntı oluşturup oluşturmadığı yönündeki soruya, “Berberlerimiz ve kuaförlerimiz hijyen konusunda zaten eğitimli. Neyin ne olduğunu biliyorlar. Hijyen konusu biz de olmazsa olmazdır. Malzemelerimiz her şeyimiz zaten hijyeniktir. Bizlere de bir kolaylık getirseler olurdu. Tıraş esnasında tek tek alıp traş etme şartı getirebilirlerdi. Esnafı kapatmasalardı tek tek traş etme şartı getirselerdi. Nasıl bu gün otobüslerde ulaşımlar da birer metrelik arayla oturtuyorsa onu berberler için bu şekilde yapabilirdik. Erkek berberlerinde bizim usturalarımız tek kişilik. Jiletlerimiz tek kişilik kişiye özel. İlaçlama ve aletlerde hijyen yapılırken çamaşır su bazlı yapılıyor. Çamaşır suyu bizim işletmelerimiz zaten olmazsa olmazlardan bir tanesidir. Biz yıllardır bunu kullanıyoruz zaten” şeklinde konuştu.
“KORONAVİRÜS SAĞLIĞIN YANINDA EKONOMİYE DE TAŞTI”
Bazı meslektaşlarının iş yerini kapatınca geçimini sağlmak için mecburen gündelik başka işlerde çalışmak zorunda kaldığını anlatan Gündüz, “Bu arkadaşlarımız zanaatkar insanlar. Bu doğru değil ancak demek ki mecbur kalıyor. Artık sorun sağlık sorunun dışında ekonomiye de taştı. Sorun orada zaten. Ekonomiye taşmasa sadece sağlık sorunu olsa insanlar evlerinden dışarı çıkmayacak. Elektriğini suyu ödeyip yiyeceği içeceği mevcutsa niye çıksın dışarıya. Bizim evimiz kira, dükkanımız kira. Evin elektriği suyu dükkanın elektriği suyu. Bunlar üst üste bindiği zaman bizde 15 günlük 1 aylık bir kayıp çok ciddi kayıptır. Önümüzdeki dönemde de birçok işletmenin çok zor durumlarda kalacağını söyleyebilirim” dedi.
“BORÇLAR DAĞ GİBİ BİRİKİYOR”
Esnafa 25 binlik kredi haricinde Esnaf Kefalet Kooperatifi ve Halk Bankası’ndan daha önce kullanmış oldukları kredilerin faizsiz 3 ay öteleme hakkı verildiğini anlatan Gündüz, “3 ay sonra ödeyeceğiz ama yine biz ödeyeceğiz. Bu süreçte para kazanamıyoruz. Kazanamayınca borçlarda arkasından dağ gibi birikmeye başlıyor. O zaman sıkıntı başlıyor işte. Berber ve kuaför değil şu anda esnafın bir çoğu öyle” diye konuştu.
“GÜNÜBİRLİK YAŞIYORMUŞUZ”
Bu sürecin insanlara bazı şeyleri hatırlattığını anlatan Gündüz şöyle devam etti: “İnsanlar günübirlik yaşıyormuş. Atalarımız eskiden şunu söylerdi; bu yıl ekini kaldırırken tohumu kaldırmayı unutma derdi. Şimdi millet hem tohumu yiyor hem kökünü hepsini yiyip kaldırıyor. Bu konuda sıkıntı mevcut. Yani ülkemizin başına gelen tüm dünyanın başına geliyor. Burada birilerini suçlamak da doğru olmuyor ama toplum olarak şunu görmeliymişiz. Ülkemizin başına her an her şey gelebilir buna hazırlıklı olmalı bunları göğüslememiz konusunda hem toplumsal hem de yönetim kısmından işi sıkı tutmak gerekiyormuş.”