Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, Avukatlık Kanunu ve seçim sistemine ilişkin değişiklik tasarısını değerlendirdi.
“BAROLARA AYAR VERİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
Avukatlık Kanunu’nun özünü yitirmeden güncellenmeye, zamana göre düzenlenmeye ihtiyacı olduğunu ifade eden Yeşilboğaz, “İhtiyaçları tam karşılayamadığı bir gerçektir. Stajyerlerin sayısından kabulüne, eğitimlerine, reklam yasağı, mesleğe kabul, kamu avukatları, ücretli çalışan avukatlar, avukatların statüsü, hukuki iş ve davaların avukatlığa hasredilmesi, avukatların emekliliği, sosyal ve ekonomik durumları ile ilgili (çokça sayılabilir) düzenlemeler tabi ki yapılmalı.
Barolar ve TBB ne zaman sesini çıkarsa, yapılan hukuksuzluklara itiraz etse, Cumhuriyetten, laiklikten, özgürlüklerden ve demokrasiden yana tavır koysa, söz konusu taslak raftan indirilip barolara ayar verilmeye çalışılıyor.
Bilinmelidir ki, barolar ve avukatlar 82 milyonun sesidir nefesidir. Avukatların sesini keserseniz, vatandaşın nefesini kesersiniz.
Barolar ve avukatlar her daim Cumhuriyetin bekçisi olmuş, demokrasiden, yaşam hakkından, insan haklarından, bireysel temel hak ve özgürlüklerden, adil yargılanma hakkından, evrensel hukuk kurallarından yana olmuştur.
Barolar ve avukatlar, söylemler nedeni ile siyasal partilerin yandaşı, arkadaşı olmamıştır. Söylem ve eylemlerimiz, “Siyaset sizin, hukuk bizim olsun, halkın olsun” şeklindedir” ifadelerini kullandı.
“BU KURUMLARI ELE GEÇİRME MESELESİDİR”
“Mesele Baroların ve TBB’nin seçimleri ve temsili değil; bu kurumları ele geçirme, güçsüzleştirme, pasifize etme meselesidir” diyen Yeşilboğaz şunları söyledi: “Diyanet İşleri Başkanlığı ile barolar arasındaki mesele şu anki bahanedir. Dün başka bir bahane vardı, bugün başka, yarında başka bir bahane bulunacaktır. Kurdun kuzuyu yeme hikayesindeki gibi bir bahanedir.
Samimi iseniz avukatların ekonomik ve kurumsal sorununu çözmek için adımlar atınız. İşçi avukatlık sorununu, köle durumundaki stajyerlerin sorunu çözünüz. Geçimini sürdüremeyen, giderlerini dahi ödeyemeyen avukatların sorununu çözünüz. Samimi iseniz hukuk fakültelerinin mantar gibi açılmasını önleyiniz, büyük çoğunluğunu kapatınız. Avukatlık sınavını derhal uygulamaya koyunuz. Kadın cinayetlerini, çocuk istismarını önleyiniz, çevre katliamını engelleyip, çevreyi ranta sermayeye peşkeş çekmeyiniz.
“TARİH HUKUKUN YANINDA OLANLARI DA, KARŞISINDA OLANLARI DA YAZACAKTIR”
Avukatlık Kanunu tasarısını, bu ekonomik ve sağlık sorunlarının zirvede olduğu, ulus olarak tam da birlikte ve kenetlenerek sorunların üstesinden gelmemiz gereken bir dönemde gündeme getirilmeye çalışılması manidardır. Ülkemizin bu kadar sorunla mücadele ettiği bir dönemde sorunumuz baroların ve TBB’nin seçim sistemi olmamalıdır.
Özellikle tüm avukatlardan beklentim, tüm görüşlerin bir kenara bırakılarak barolarımıza ve mesleğimize, kanunumuza sahip çıkmamızdır. Kaygımız ve hassasiyetimiz aynıdır, birdir. Gün, tüm baroların ve avukatların birlik olma günüdür. Gelin kendi kanunumuzu birlikte kendimiz yazalım. Tarih; hukukun, adaletin, mesleğin ve baroların yanında olanları da karşısında olup mesleğe, barolara ihanet edenleri de yazacaktır. Bu süreçte, başını kuma gömüp ihanete sessizce ortak olanları da.” (Haber Merkezi)