1930’lu yıllarda İdman Yurdu! | Güney Gazetesi Mersin

1930’lu yıllarda İdman Yurdu!

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında kurulan ve emeklemeye başladığı ilk yılda şampiyon olan Mersin İdman Yurdu’nun 1930 ila 1945’li yıllarda yaşadıklarını yazdık. O dönemde kulübe kimlerin emek verdiği, yapılan bazı transferler ve yaşanan olaylar bu yazımızda…

1930’lu yıllarda İdman Yurdu!


AHMET SÜTCÜ'NÜN KALEMİNDEN MİY TARİHİ

 

Değerli büyüğüm Fikret Ünver’in bana arşivini açmasıyla Mersin İdman Yurdu tarihi ile ilgili çok değerli bilgiler edindim. İlk yazımızda Türkiye’nin futbolla tanıştığı yılları, önce Adana’nın sonra ise Mersin’in futbolla tanışmasını ve 20 neferle Mersin İdman Yurdu’nun temelinin atıldığı yılları yazmıştık. Bu yazımızda ise 2.Dünya Savaşı’na rağmen yol kat eden Mersin İdman Yurdu’nun 1930 ila 1945’li yıllarda yaşadıklarını anlatacağız…

BÖLGE BİRİNCİLİĞİNİ KAPTIRMADI

1925 yılında kurulan Mersin İdman Yurdu, mücadele ettiği Adana Futbol Ligi’nde 1926 yılında şampiyon olmuştu. Bu şampiyonluğun ardından konumunu kimseye kaptırmayan kırmızı-lacivertliler 1949 yılına kadar bölge birincisi olmuştur.

KUPAYI ALDI ŞEHRE DÖNDÜ

O dönem Mersin’de tek spor kulübü olmasıyla Adana ile sık sık müsabakalara çıkan Mersin İdman Yurdu, Türksözü Kupası’na çağrılmıştır. Adana’nın günlük gazetesi olan Türksözü, federasyon bölge futbol heyeti idaresinde bir turnuva düzenlemiştir.  Turnuvada elenenler eleniyor, finale ise Adana İdman Yurdu ile Mersin İdman Yurdu kalıyor. Final ise Adana’da oynanması planlanıyor. Maçın tarihi bir türlü Mersin İdman Yurdu’na bildirilmiyor. Bir gün Mersin İdman Yurdu’nun kurucuları arasında yer alan ve As Başkanlık yapmış isim olan Muharrem Yeğin elinde bir Adana gazetesi ile pür-telaş kulübe giriyor. Adana İdman Yurdu’nun, Mersin İdman Yurdu  sahaya gelmediği için şampiyonluğu ilan ettiği haberini gösteriyor. Yönetim hemen masa başına geçerek Türkiye Futbol Federasyonu’na gayet nazik bir şekilde telgraf  suretini, makbuzu ve gazeteleri ekleyip taahhütlü olarak gönderir. Federasyon mektubu alır, gazeteleri okur ve iptal kararını verir. Daha sonra maçın yeni günü ve saati belirlenir. Ardından maç oynanır ve maçı Mersin İdman Yurdu kazanır. Futbolcular, teknik heyet ve yönetim kupayı alarak Mersin’e döner. O dönem 46 bin nüfuslu olan Mersin, şampiyon olan ekibi karşılayarak candan tezahüratlar yapar. Ekip ise sevinçten gözyaşları döker…

BÖLGEDE TANINIRLIK ARTTI SIRA ULUSALDA

Mersin’de 1925 yılında kurulan Mersin İdman Yurdu, Adana ile sık sık maçlara çıkarak tanınırlığını artırmıştır. Bölgede tanınan kırmızı-lacivertlilerin artık ulusal anlamda da tanınması gerekiyordu. Buna yönelik adımlar atılmalı, şampiyonalara katılmalı ve bütçe bulanabilirse transferler yapılmalıydı….

 

 

MERSİN İDMAN YURDU’NUN 1.92’LİKTRANSFERİ

Mersin İdman Yurdu’nun o dönem önemli bir meblağ ödeyerek kadrosuna attığı dev adam Mehmet Ekerbiçer’den sizlere bahsetmek istiyorum. 1.92 boyundaki Mehmet, sınavlara girer denizcilik lisesinde okur. 2.Dünya Savaşı nedeniyle Deniz Harp Okulu, Heybeliada’dan Mersin’e nakledilir. Hal böyle olunca Mehmet Ekerbiçer de Mersin’de eğitim hayatını sürdürür…

SUTOPU İLE BAŞLADI FUTBOLLA DEVAM ETTİ

Deniz Harp Okulu’nun öğretim üyesi subaylarından Tevfik Böke ile Yüzbaşı Selahattin, Mersin’de sporun gelişmesi adına Mersin İdman Yurdu’nun sporcularına antrenman yaptırmışlar. Bir gün Yüzbaşı Selahattin, Mehmet Ekerbiçer’in Mersin İdman Yurdu’na transfer olabileceğini kulübe iletir. 1600 lira tazminat parasının devlete ödendiği takdirde Ekerbiçer, Mersin İdman Yurdu forması giyebileceğini söylemiştir. Birkaç arkadaş bir araya gelerek bu parayı toplar. Edip Buran Ankara’ya giderek parayı öder. Paranın ödenmesiyle Mehmet Ekerbiçer,  Mersin İdman Yurdu’na transfer olur. Ekerbiçer’in genç yaşlarında Galatasaray’da sutopu branşıyla başlayan spor tutkusu Mersin İdman Yurdu ile devam eder…

 

 

“MERSİN’DE KÖPEK BALIKLARI SAHİLE KADAR GELDİĞİ İÇİN YÜZEMEDİK FUTBOLA BAŞLADIM”

O yılları Mehmet Ekerbiçer verdiği bir röportajda şöyle anlatıyor: “Mersin’e yeni geldiğim sırada Refah faciası denen olay meydana gelmişti. O senelerde Türk hükümeti İngiltere’den savaş gemisi almak için en kalburüstü subaylarını Refah gemisiyle Mısır’a gönderirken, gemi Akdeniz’de vurulup battı. Orada birçok genç ve yetenekli subayımız hep öldüler. Tarihimizde Refah faciası olarak bilinir bu olay. Spora yüzmeyle başladık ama bahriye mektebine girince yüzmeyi unuttuk. Mersin’de köpekbalıkları sahile kadar geliyormuş, o yüzden yüzmezdik. O sebeple futbola başladık. Mersin’de henüz okurken Denizgücü takımında da oynuyordum. O zaman Mersin İdman Yurdu, Adana Demirspor, Torosspor gibi takımlar yani hem Mersin hem Adana takımları Çukurova liginde bir arada oynuyordu. O zamanlar Mersin İdman Yurdu’nun en büyük rakibi Adana Demirspor’du. Adana Demirspor’da meşhur Muharrem Gülergin vardı. Futbolculuğunun yanı sıra çok iyi bir yüzücü ve su topçuydu. Türkiye birincilikleri vardı. Muharrem de benim gibi santrafor oynardı ama Çukurova karması yapıldığı zaman santrafor beni koyarlardı. Muharrem başka mevkide oynardı.”

“EDİP BURAN’A  MERSİN’DE KALMAK İÇİN 5 SENE SÖZ VERDİM”

Edip Buran’ın kendisi üzerinde çok emeği olduğunu söyleyen Ekerbiçer, “Futbol, voleybol, basketbol – bütün bu müsabakalarda Mersin’de birinciliği kimseye kaptırmazdım. O yüzden şimdi adı Mersin’deki spor salonuna verilmiş olan Edip Buran benim üzerimde çok durdu. Kendisi Mersin İdman Yurdu kulübünün kurucularındandı. O zaman da kulübün umumi kaptanıydı. Ama yalnız umumi kaptan değil her şeyiydi. Kulübün her şeyine o bakardı. İşte liseyi bitirdiğim sırada rahmetli seni alacağım diye tutturdu. Deniz Harp Okulu da o zaman Mersin’deydi. ‘Edip Abi, ben subay olacağım,’ dedimse de ısrar etti. Liseden ayrılmak için tazminat ödemek gerekiyordu. O zaman fakirdik tabii, paramız pulumuz yoktu. Edip Buran Ankara’ya gitti geldi. Bütün masrafları Mersin’in tüccarlarından karşıladı. Türkiye’de o zaman profesyonellik yoktu tabii. Bu bakımdan ilk profesyonel sayılabilirim. Kısacası, subay olmak kısmet değilmiş, sadece üç sene lisede okudum. Harbiye iki seneydi o zaman harp seneleri olduğu için. Devam etseydim Harbiye’yi de bitirip subay olacaktım. O zaman üç tane meşhur gemimiz vardı – biri Yavuz, diğerleri Hamidiye ve Mecidiye. Harbiye’ye girmeden önce bu gemilerde staj yapılırdı. Ben Mecidiye gemisinde staj yapıyordum. İşte o sırada bahriyeden ayrıldım ve neticede 1944’de Mersin İdman Yurdu’na girdim. Edip Buran, ‘Mehmet’çiğim bu kadar kişiyle konuştuk, tazminatını ödemek için para topladık, götürüp yatırdık. Bana söz ver, en az beş sene Mersin İdman Yurdu’nda futbol oynayacaksın,’ dedi. Ben de söz verdim. O zamanlar söz senet yerine geçerdik. Ben de gerçekten 1950’ye kadar Mersin’de kaldım. Mersin’de futbol oynarken Karayolları 5. Bölgede personel şefiydim. Orada bana Edip Buran marifetiyle iş vermişlerdir” açıklamasını yapmıştır.

AKILLARDA BEYKOZLU EKER-BİÇER OLARAK KALDI

Futbola her ne kadar Mersin İdman Yurdu ile başlasa da Mehmet Ekerbiçer, Beykoz ile tanınmıştır. Mersin İdman Yurdu’nun ardından Beykozspor’a transfer olan Mehmet Ekerbiçer, Beykozlu Eker-Biçer lakabıyla Türk futbolunda akıllarda  kalmıştır…