Dünya Çevre Günü’nün, bu yıl dünyayı tehdit eden koronavirüs salgını nedeniyle diğer yıllardan daha farklı ve daha özel bir anlam ifade ettiğini belirten Göktepe, salgın sürecinin çevre farkındalığı ve iklim değişikliği duyarlılığını artırması nedeniyle önemli bir fırsat sunduğunu söyledi.
"5 Haziran 2020 Dünya Çevre Günü’nde kutlanacak fazla bir şey yok. Çevre tahribatı katlanarak artıyor" uyarısında bulunan Göktepe, şöyle devam etti: "Pandemi, insan ve sanayi faaliyetlerinin azalması dolayısıyla yaban hayatında biraz olsun iyileşmenin gözlemlenmesi, çevre değerlerinin önemsenmesi, iklim değişikliğine karşı duyarlılık kazanılması ve kısacası kamuoyunda çevre farkındalığının artışı açısından çok önemli bir gelişme ve fırsat olarak karşımızdadır. Dünyanın gelişmiş ülkelerindeki çevre güvenliği uygulamaları, çevre ve sağlık risk analizleri, atık yönetiminde sorumluluk, insan güvenilirliği mühendisliği ve çevre güvenliği gibi kavramlar nükleer teknolojinin gelişmesine paralel olarak ortaya çıkmış ve gelişmiştir."
NÜKLEER ENERJİ VE ÇEVRECİLİK UZLAŞMASI İÇİN MÜCADELEYE DEVAM
Nükleer enerjinin ülke kalkınmasında ve çevrenin korunmasındaki önemli rolünü vurgulayan Göktepe, “Akkuyu NGS inşaatının gelişme sürecinde ve korona virüs pandemisi sonrası dünyanın yeni değişim döneminde ülkemizde çevre koruma kavramını bir adım daha ileriye götürerek, 'ulusal çevre güvenliği' oluşturmayı hedeflemeliyiz. Nükleer teknolojiye sahip ülkelerde her alanda güvenlik kültürü gelişir. Dolayısıyla bizlere çok daha fazla çalışmak, kamuoyunda nükleer enerjinin ülkemizin kalkınmasında çevre konusundaki önemli ve vazgeçilmez rolünü gündeme getirmek için çok daha fazla etkileşime girmek düşüyor. 'Nükleercilik ve çevreciliğin uzlaşması nasıl oluyor' sorusunun cevabını verirken, sadece iklim değişikliği ile mücadelede nükleer santrallerden karbondioksit salınımı olmadan temiz elektrik üretimini değil, insan sağlığı, tarım, hava, su, toprak analizlerinde, çevresel ölçüm ve değerlendirmelerde vazgeçilemez önemini de gündeme getirmeliyiz” diye konuştu.
"ÇEVRE KORUMA DUYARLILIĞI ARTTI"
NÜKAD üyeleri olarak, geçmişte göllerin, su havzalarının korunmasında, Karadeniz ve Akdeniz ekosistemlerinin iyileştirilmesinde uluslararası bölgesel iş birliği projelerinin koordinatörlüğünü yürüttüklerini hatırlatan Göktepe, Türkiye’de ‘çevre koruma’ bilincinin yerleştirilmesi için çok önemli çalışmalar yaptıklarına dikkat çekti. Göktepe, bu konuda da şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kamuoyunda nükleer ile ilgili olarak haksız fırtınalar oluşturan olumsuz algılara karşın nükleer-çevre etkileşimini öne çıkaran bilimsel projeler yürüttük. Küçükçekmece Gölü, Karadeniz havzaları örneklerinde olduğu gibi. Sağlam bilimsel verilerle yanlış algılamaların karşısında durduk. Bilgimizi her fırsatta toplumla paylaşmayı görev edindik. Türkiye enerji kongrelerinde iklim değişikliğini ilk defa biz gündeme getirdik. Türkiye’de 1970’li yıllardan itibaren çevre hareketlerinin başlamasında ve büyümesinde Akkuyu’da bir nükleer santral kurulması planları etkin olmuştur. Çevre duyarlılığının artmasında, çevre yönetimi projeleri tasarlayan ve yürüten bizlerin kamuoyuna aktardığı mesajların da önemli rolü olmuştur. Dolayısıyla uzun yıllara dayanan deneyimime ve gözlemlerime istinaden ülkemizde çevre bilincinin gelişmesinde nükleer enerjinin büyük rolü olmuştur diyebilirim.”
"NÜKLEER ALANDA AR-GE'YE ÖNCELİK VERMELİYİZ"
Nükleer alanda Ar-Ge çalışmalarının önemli ve öncelikli bir konu olduğunu kaydeden Göktepe, bu açıdan eski adıyla Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi’nin (ÇNAEM) yeniden verimli günlerine dönmesi gerektiğinin altını çizerek, "ÇNAEM’in, İstanbul’un muhteşem doğal yaşam alanı olarak korunması, yıllarca emek ve özen gösterdiğimiz zengin biyolojik çeşitliliği ile sürdürülmesi, nükleer enerjinin çevreyle olumlu etkileşiminin en güzel göstergesi olarak muhafaza edilmesi elzemdir. Dünya Çevre Günü, Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından her yıl farklı ülkeler merkez seçilerek, farklı bir tema etrafında düzenleniyor. Bu yıl Dünya Çevre Günü, Kolombiya ve Almanya merkezli olup ‘biyolojik çeşitlilik’ teması ile tüm dünyada kutlanacak. Bu özel günde Çekmece Nükleer Araştırma’nın göl havzasının, çarpık kentleşme ve modernleşme arasında sıkışan doğal yaşamıyla ilgili de farkındalık oluşturalım istiyoruz. Lagün Gölü’nün, kuş cennetimizin, Nakkaşdere su kaplumbağalarımızın, tilkilerimizin, yılanlarımızın, katırtırnaklarımızın ne kadar değerli olduğunun bilinciyle hareket edelim. Göçmen kuşların konaklama alanı olduğunu, antik kent Bathonea’nın da bu havzada bulunduğunu unutturmayalım. İstanbul’un 3 bin dönümlük bu saklı biyolojik çeşit abidesinin zengin flora ve faunası bir zamanlar dünya çapında da araştırmalar yürütülen, ünlü Türk bilim insanlarının izlerini taşıyan ÇNAEM’ın, çevreci kültürü sayesinde korunabildi. Günümüzde değişen dünyada atom enerjisi, nükleer araştırma, geliştirme ve uygulama ülkemizin geleceği için, ulusal teknolojik yapımız için vazgeçilemezdir” ifadelerini kullandı.
"ÇEVRECİLİK GÖNÜL İŞİDİR VE MEŞAKKATLİDİR"
Göktepe, açıklamasında çevreci olmanın ağır sorumluluğuna işaret ederek, "Çevre koruma her bireyin sorumluluğudur. Ancak bu ağır sorumluluğu taşımak herkese nasip olmaz. Çevrecilik bir gönül işidir, meşakkatlidir. Hem nükleerci hem çevreci olmak ise çok daha meşakkatlidir. Bu anlamda 5 Haziran Dünya Çevre Günü 2020 vesilesiyle, çevre projelerine katkıda bulunan, etkinliklere katılan tüm gönüllüleri kutluyor çabalarının artarak devamını diliyorum" şeklinde konuştu. (Haber Merkezi)