Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, 16 Mayıs’ta yapılan olağanüstü meclis toplantısında, Büyükşehir Belediye Meclisinden 250 milyon TL borçlanma yetkisi istemiş, teklif Cumhur İttifakı meclis üyelerince reddedilmişti. Seçer, korona virüs salgını çerçevesinde alınan önlemlerin gevşetilmesiyle birlikte, 8 Temmuz Çarşamba günü olağan toplantısı gerçekleştirilecek Büyükşehir Belediye Meclisinde, söz konusu borçlanma talebini bir kez daha gündeme getirmeye hazırlanıyor. Seçer, aynı toplantıda 250 milyon TL’lik borçlanma talebine ek olarak, araç ve personel ile bu yıl yapılacak asfalt çalışmalarında kullanılmak üzere bitüm malzemelerinin alınabilmesine yönelik İller Bankasından 55 milyon 550 bin TL’lik Kesin Teminat Mektubu alınması için de yetki verilmesini isteyecek.
“İLK BORÇLANMADA CİDDİ DESTEK OLDU, ANCAK PARALARI NEREYE HARCADIĞINI NET OLARAK AÇIKLAMADI”
Mersin’in merkez ilçe Akdeniz Belediye Başkanı Muhammet Mustafa Gültak, Seçer’in borçlanma yetkisini yeniden gündeme getireceği meclis toplantısı öncesinde İHA muhabirine açıklama yaptı. 16 Mayıs’ta Seçer’in talebini neden reddettiklerini anlatan Gültak, istenen borçlanmanın nerelere harcanacağının açıklanmasını istedi.
Seçer’in geçen yıl istediği 349 milyon 500 bin TL’lik borçlanma yetkisini anımsatan Gültak, o dönemde, yeni seçilmiş bir başkanın ekonomik sıkıntılar nedeniyle şehrin hizmetinin aksamaması için var güçleriyle Seçer’e borçlanma noktasında ciddi destek olduklarını söyledi. İlk borçlanmanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kadar gittiğini, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den izin alındığını belirten Gültak, “Küçük bir mesele gibi görmeyin. En üst düzey görüşmeler yapıldı. Bunun mimarlarının başında da Lütfi Elvan bakanımız geliyor. O dönemde Vahap Bey bana ulaştı, Lütfi Elvan’a ulaştı; onların milletvekilleri Lütfi Elvan’a ulaştı. Ciddi ve koordineli bir çalışma yapıldı o borçlanmada. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, STK’lar, şehrin tüm dinamikleriyle bir görüşme oldu ve ortak bir kanaat oluştu. Yeni seçilmişti, şehrin sıkıntı görmemesi gerekiyordu. Biz o dönemde de ‘Bu borçlanmayı veriyoruz ama bunu Mersin ölçekteki esnafa harca ve bir kısmını da hizmete döndür’ dedik. Bunları söylememize rağmen bugüne kadar Büyükşehir Belediye Başkanı paraları net olarak nereye harcadığını açıklamadı. Ayrıca, bu paradan bir hizmete dönüş de olmadı” dedi.
“İLK BORÇLANMADA PARAYI NEREYE HARCADIĞINI, YENİ BORÇLANMAYLA NE YAPACAĞINI ANLATMASINI İSTİYORUZ”
Kendisinin de 10 milyon lira borçlanma yetkisi aldığını ve bunda Vahap Seçer’in etkisinin de olduğunu anımsatan Gültak, bu parayı 7-8 ay kullanmadığını, faizlerin en düşük olduğu zamanda kullandığını kaydetti. Bu parayla borç kapatmadığının altını çizen Gültak, “Ben de kendi ölçeğime göre, Büyükşehir Belediyesi kadar borçlu bir belediyeyim ama 10 milyonu alıp da borç kapatmadım. Asfalt ve kaldırım ihalesine çıktım, 8-9 mahallenin asfaltını ve kaldırımını hallettim. 10 milyona hizmet yaptım. Yarın ben yeniden bir borçlanma istesem diyeceğim ki; ‘Eski borçlanmayı ben buraya harcadım, borç kapatmadım. Bu kadar mahallenin asfaltı, kaldırımı yapıldı. Yeniden sizden şu borcu şunun için istiyorum, yine borç kapatmayacağım’. Biz aynısını Büyükşehir’den istiyoruz; nereye harcadın, hangi hizmetlere harcadın, yeni istediğin borç karşılığında da ne yapacaksın? Bunu bize anlat. Meclisten şöyle geçirelim; 30 milyona asfalt, 30 milyona oyuncak grubu, 50 milyona şu, 20 milyona Atatürk Parkını revize edeceğim, yeniden fuar alanı yapacağım gibi mesela, kafasında neler varsa. Bunları çıkarsın önümüze, bütün meclis kararı geçirelim, 160 milyon borçlansın, sorun değil. Mecburen o paraları oraya kullanacak. Aksi takdirde şehir daha çok borçlanır. Biz bunu istememize rağmen, Başkan Bey bize o gün bir sürü şey anlattı ama aslında borçlanmayla ilgili hiçbir şey anlatmadı. Dolayısıyla sert bir meclis geçti” diye konuştu.
“BÖYLE BİR BORÇLANMA MANTIĞIYLA ŞEHRİ DAHA DA BORÇ ALTINA SOKMAYIZ”
Seçer’in önceki borçlanmada birçok kişiyle temasa geçtiğini, birçok yeri aradığını, ancak ikinci borçlanmada böyle bir görüşme olmadığını vurgulayan Gültak, “Önceki borçlanmada birçok yer aranmasına karşın, ikinci talepte ne Lütfi Elvan ne ben arandım ne partiler arası üst düzey bir görüşme oldu; çünkü il başkanları da görüştü daha önceki borçlanmada ne Ticaret Odası arandı. Dolayısıyla şehrin yararına projeler varsa ve kalem kalem projeyle gelip, Cumhur İttifakı milletvekillerini, meclis üyelerini, il başkanlarını ve şehrin önemli STK’larını da ikna ettiği zaman ben Vahap Beyin borçlanabileceğine inananlardanım. Ama ‘benim paraya ihtiyacım var, borç istiyorum’ demekle olmuyor. Benim de ihtiyacım var. Ne yapacağız şimdi? Böyle bir borçlanma mantığıyla şehri daha da borç altına sokmayız” ifadelerini kullandı.
“İLETİŞİM OLMAYACAK, DAYATMAYLA BORÇ YAPMAK İSTEYECEKSİNİZ. KUSURA BAKMAYIN”
Seçer’in, başta Büyükşehir Meclis olmak üzere herkesi ikna etmesi gerektiğini söyleyen Gültak, özellikle iletişim eksikliğine dikkat çekti. Gültak, “Bu benim meselem değil. Tüm meclis üyelerimiz, tüm parti büyüklerimiz, bu paranın hangi hizmete gideceği noktasında ikna edildiğinde ben niye ‘hayır’ diyeyim. Kimsenin, onun önünü kesme gibi bir derdi yok ki. Bugün, Neşet Başkan, Haluk Başkan, Abdullah Başkan, hangisi bizim Lütfi Elvan bakanımıza ulaşamıyor? Hangisinin kendi belediye işleri noktasında Lütfi Elvan, bürokrasiyi, bakan yardımcılarını veya bakanları aramıyor? Böyle bir sıkıntı yok ki. Ama burada şehrin bir büyüğü, ağabeyi Lütfi Elvan var. Ben bu şehrin ağabeyi değilim, Lütfi Elvan ağabeyi. Ben bir belediye başkanıyım; gitsinler bir kere Lütfi Elvan’ı ikna etsinler bu konuda. Ama böyle bir iletişim yok. Böyle bir iletişim olmayacak, dayatmayla borç yapmak isteyeceksiniz. Kusura bakmayın yani. Biz de seçildik. Bu şehirde biz de meclis üyeleri de hesap vereceğiz. Neye borçlanıyoruz? Yarın insanlar, ‘Neye el kaldırdınız kardeşim. Borcumuzu niye artırdınız’ demez mi? Hesap soracak bu insanlar” şeklinde konuştu.
“BÜTÜN GEÇMİŞİ BİR ANDA SİLERİZ. KAPRİSLERİMİZ YÜZÜNDEN ŞEHRİN ÖNÜNÜ TIKAYACAK YAPIMIZ YOK”
Seçer’in borçlanma talebinin reddinden sonra da kendisiyle görüşmediğini kaydeden Gültak, şöyle devam etti: “Olursa biz, şehrin, vatandaşın yararına olan her şeyde bütün geçmişi bir anda sileriz. Ben kindar bir adam değilim. Mütevazılığı, sakinliği ve yapıcılığıyla ön plana çıkan bir adamım. Her şeyi unuturum. Unuttum ben, meclis bitti, o gündü benim için. Bugün Vahap Başkan veya başkaları bize, bakanımıza, milletvekillerimize, meclis üyelerimize projeleriyle gelip, ‘Bunun için yapacağım’ desin; insanlar niye ‘yok’ desinler. Kaprislerimiz veya kendi beyefendiliklerimiz yüzünden şehrin önünü tıkayacak bir yapımız yok. Mersin’in yararına olan her şeye ‘evet’ demeye hazırız ama ikna olmalıyız. Eğer hizmete dönük bir borçlanma söz konusuysa Mersin ona ‘hayır’ demez, Cumhur İttifakı ‘hayır’ demez. Ama ‘Benim paraya ihtiyacım var’ demek; benim de ihtiyacım var. Benim İller Bankasından 7-7,5 milyon lira gelirim var; her ay 2-2,5 milyon lira kesiliyor. Geriye kalan gelirim, sadece çıplak maaşa yetiyor. Benim ondan daha çok paraya ihtiyacım var. Ama ben önümüzdeki seneye kadar borçlanma talebi getirmeyi düşünmüyorum. İdare ediyorum. Gelirlerimi artırıyorum. İnsanlara güven ve istikrar vererek vergi yatırmalarını sağlıyorum. Biraz bunları zorlamak gerek.”
“TELEFON AÇIYORUZ, ’10 MİLYON YOLLA’; BEKLE GELİR”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan’ın desteğiyle MESKİ genel müdürü ve müdür yardımcısı ile birlikte İller Bankasına giderek, Kazanlı, Homurlu bölgesi için 10 milyon lira hibe, Erdemli için de yarısı borç yarısı hibe 10 milyon euro bulduklarını anlatan Gültak, “Benim işim mi? Değil. Ben pandemi öncesi ayın 10 gününü Ankara’da geçiriyordum. İktidar partisi olmama rağmen telefonda iş halletmiyorum, gidip kapı kapı geziyorum. Milletvekillerini geziyorum, bakanların kapısında bekliyorum, müdürlerle en alt kademedeki daire başkanlarıyla görüşüyorum. Kopara kopara para getiriyorum.
MESKİ’de su zammı yaparak altyapı yapamazsınız. Dünya Bankasının, Avrupa Bankasının hibelerini kopartmak zorundasınız. Bu da sadece bürokratlar seviyesinde olmaz. Ben de iktidar partisinin belediye başkanıyım, o zaman genel müdür seviyesinin altında görüşmeyeyim; bakan yardımcısıyla bakanla görüşeyim. Ben eski bir milletvekili ve il başkanıyım, denkliğim de var; kimse bana ‘sen belediye başkanısın’ da diyemez. Ama ben daire başkanları dahil herkesle toplantılar yapıyorum. İkna ediyoruz insanları, kavgalar ediyoruz. Öyle kolay mı? Telefon açıyoruz, ’10 milyon yolla’; bekle gelir. Bunun için Vahap başkanımız başta olmak üzere bürokratlarının Ankara’ya kamp kurması gerekir. Üstelik tecrübeli, iki dönem milletvekilliği yapmış. Gaziantep’i örnek vereceğim; Fatma Şahin bakanımız, iki dönemdir Büyükşehir Belediye Başkanı; 2 milyar TL’nin üstünde hibe bularak Gaziantep’in altyapısını yaptı. Bu hibeyi de hükümetten değil, Dünya Bankasından buluyor. Dünya Bankası, uygun proje yapmazsan hibe vermez. Yani iktidar partisinden olmanın bir anlamı yok. Bunu Eskişehir de Aydın da buluyor. MESKİ’nin durumu çok kötü. Bunu kurtarmanın yolu, bu hibeleri bulmaktan geçiyor” dedi. (İHA)