SÖZÜN ÖZÜ

Ali Adalıoğlu

Tarih : 5.05.2024
E-Mail : aliadalioglu33@gmail.com

Denizler ölmez!


Halk kahramanları ölmez!

Asılsalar, kurşuna dizilseler, boğulsalar da fark etmez.

Çünkü onlar, halk için gözlerini kırpmadan kendini feda eder. Halkın gönlünde ve hafızasında yaşar.

Tıpkı ÜÇ FİDAN gibi.

Bugün, ‘Üç Fidan’ın kahpece idam edilişinin yıldönümü.

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamlarının üzerinden 52 yıl geçti.

Darağacına yürürken daha 25’ini doldurmamışlardı.

Başları dik, gözlerini kırpmadan ölüme yürüdü üç yurtsever, üç fidan!

68 Kuşağı’nın liderleri olarak emperyalizme karşı savaşım verdiler.

68 Kuşağı’nın bir neferi olarak çok iyi anımsıyorum o günleri.

Kendileri için değil, yurdum insanı için mücadele ettiler.

Ezilenin, sömürülenin olmadığı bir Türkiye’ydi özlemleri: Yurdum insanı kardeşçe huzur ve barış içinde yaşasın, herkes emeğinin karşılığını alsın!

Silahlı eylem yapmadılar.

Biliyor ve inanıyorlardı ki toplum bilinçlendiğinde hem iç huzur hem çalışma barışı sağlanacaktı.

Onların bu istemi Türkiye’yi yönetenlerin işine gelmedi tabii ki!

Sömürü, kapitalist düzen ağababaların vazgeçilmeziydi.

Gel gör ki bir avuç siyasetçinin inadı uğruna darağacına gönderildi Deniz, Yusuf, Hüseyin.

Böylesi deve kinine kelimeler kifayetsiz!

Onlar yatantaş değil VATANDAŞTI!

Vatan için ölüme hazırdı.

Biliyor, inanıyor ve diyorlardı ki: Bir ölür, bin diriliriz!

Devrimciliğin ruhunda vardır bu: Acıyı bal eylemek, sıratı yol eylemek!

Deniz’in ölmeden önce babasına yazdığı son mektup, onu ve devrimci mücadelesini çok iyi anlatmaktadır.

Daha önce de yazmıştım.

Deniz’in babasına yazdığı mektubu bir kez daha okumakta yarar var.

Ben okurken burnumun direği sızlıyor, gözlerim nemleniyor.

Bugün Z kuşağı Denizler’i tanımaya çalışıyor.

Denizler’in mücadelesi Türkiye’ye ışık tutuyor.

Bu inanç ve özlemle “Denizler ölmez!” diyorum.

NOKTA.

*

 

Haydi bir göz atalım o son mektuba:

 

“Baba,

Mektup elinize geçmiş olduğu zaman, aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben, ne kadar üzülmeyin desem, yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler… Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde, fazla şeyler yapabilmektir.

Bu nedenle ben, erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki, benden önce giden arkadaşlarım, hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de etmeyeceğimden şüphen olmasın.

Oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir.

Bu yola bilerek girdi. Sonunda da bu olacağını biliyordu.

Seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, (…) anlayacağını inanıyorum.

Cenaze için, avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara´da 1969’da ölen arkadaşım Taylan Özgür´ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul´a götürmeye kalkma.

Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.

Son anda, yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım.

Oğlun Deniz Gezmiş

6 Mayıs 1972, Merkez Cezaevi”

(Kitaplarını bıraktığı kardeşi Hamdi Gezmiş de dört yıl önce aramızdan ayrıldı.

Onu da Deniz’in kucağına uğurladık.)

 

Sözün ÖZÜ;

 

Deniz, Yusuf ve Hüseyin’siz 52 yıl geçti.

Türkiye değişmedi, yokuş aşağı.

At izi it izine karıştı!

Engel çok olsa da yılmak yok!

Yok öyle enseyi karartmak, mücadele devam ediyor.

Denizler ölmez!

*

 

Gelin bu kez Atilla İlhan’ın dizeleri ile analım Deniz ve arkadaşlarını.

 

Mahur Beste

Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız

Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı

Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
Geceler uzar hazırlık sonbahara

 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 


 



ANASAYFA
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM

guneygazetesi.com © Copyright 2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.


URA MEDYA