Kurultay’ın ardından CHP
Cumhuriyet Halk Partisinin kurultayları her zaman Türkiye'nin gündemi olmuştur.
Kurultay öncesi ve sonrası tartışmalar her zaman olduğu gibi hala gündemdeki yerini koruyor.
CHP ile ilgili parti dışı tartışmaların ana kaynağı kesinlikle iç dinamiklerdir. Çünkü bütün sorunları kızgınlık, kırgınlık formatında rahatlıkla konuşup tartışabiliyorlar.
Siyaset; önyargı ile değil, öngörü ile yapılması gereken kıymetli bir organizasyondur. Özellikle sosyal demokrat partilerde şahıslara endeksli siyaset yapıldığında sonuçlar hüsrana neden olur. Elbette ki bir öncü, lider, sürükleyici unsur olacak ki hedeflenen yol güzergâhında kazasız belasız yol yürümek mümkün olabilsin.
Şimdi, böyle bir lider, böyle bir yol güzergâhı var mı diye soranların olacağını biliyorum.
Neden olmasın?
Yeter ki sağlıklı, olumlu, mümkündür mantığı ile hareket edilsin.
Özgür Özel nezdinde, ‘Olmaz, yapamaz, lider değil, emanetçi’ gibi yaftalarla değerlendirmeler yapılır, piyasaya sunulursa, elbette ki alıcısı da çok olur. Hele ki AK Parti gibi kendi faydasına olabilecek her şeyi sınırsız satın alma gayreti içinde olan bir parti var ise…
Neden emanetçi Genel Başkan olsun?
Çok ayıp!
İkisini de çok iyi tanıyoruz, yeteneklerini, siyasetteki varlıklarını zaten biliyoruz.
Hem Ekrem İmamoğlu hem de Özgür Özel’i başarılarından, çalışmalarından, performanslarından dolayı tanıyoruz. Eleştirilerimiz olabilir, ancak, onlar için yetersizdirler, eksiktirler, yapamazlar, olmaz gibi kesin hükümler verme hakkına sahip değiliz.
Meclisteki performansından dolayı Özgür Özel’e gelecekteki Genel Başkan yakıştırması zaten yapılıyordu, oldu. Uygun olup olmadığı konusunu tartışırsak haksızlık ederiz. Kurultayda delegelerin tercihi sonucu seçilmiş olmasına rağmen, hala parti içinde durumu tartışan var ise, bunun sosyal demokratlığa yakışmayan tutum olduğunu söylemek lazım. Aynı zamanda son karar mercii delegelere karşı da saygısızlık olur.
Özel, başarılı olur ya da olmaz, bunu zaman gösterecek. Ancak, benimde çok karşı olduğum danışmanlık kurumu ile ilgili aldıkları önlem son derece doğru. 60 kişilik parti meclisinin tamamına görev verdiğinizde danışmanlıkla ilgili ihtiyaçların tamamını da gidermiş olursunuz. Olan bitenin tüm sorumluluğu da içeriye ait olur, doğal olur, çözümü de o anlamda kolaylaşır. Yani aile içi sorunların aile içinde rahatlıkla çözülebileceği meselesi devrede olur.
CHP Sosyal demokrat bir parti, her kesime hitap eden kitle partisi ise, Alevi, Sünni, muhafazakâr sağ gibi engellere takılmamak gerekiyor. Kimlik, din, mezhep, cami cemaat belirleyici olmamalı, belirleyici olan insan hakları, hukuk, adalet, yaşam hakkıdır. Toplumun bu haklarını güvence altına alan siyasi organizasyonlar ve onların liderleri tercih olmalıdır.